Stingy translate Turkish
446 parallel translation
Oh, he makes plenty... but I have a feeling he's kind of stingy.
Yeteri kadar kazanıyor. Ama biraz cimri gibi.
Yeah, and is he stingy with it.
Evet, bu konuda çok cimri.
- Don't be stingy.
- Cimrilik etme.
A stingy patron like him is no good.
Onun gibi cimri bir patron senin işine yaramaz.
Stingy!
Cimri!
Most people think we're stingy.
Çoğu insan bizi cimri olarak düşünür.
How stingy!
Ne kadar cimrice!
Is she stingy?
Cimri midir?
A little more, you stingy grubber.
- Doldursana, cimri herif.
Miss Regina say supplies going mighty fast around here... and she ain't the stingy kind.
Bayan Regina bu aralar erzakın çok hızlı tükendiğini söylüyor. Üstelik cimri biri de değildir.
Now, don't be stingy!
Pintilik etme.
She says we play a stingy game, don't you, Cheril?
Çok eli sıkı bir şekilde oyun oynadığımızı düşünüyor, değil mi Cheril?
- How damn stingy you are.
- Ne paragözsün sen de!
I've been a little stingy with the words.
Oldum bittim ben uzun konuşmayı sevmem.
Don't be stingy with your repentence!
Pişmanlığınla çingenelik etme!
- He's stingy now.
- Garipleşmiş.
You stingy...
Cimri...
Stingy.
Cimri.
Don't worry. I'm not so stingy as to want a woman's property.
Endişelenme, bir kadının servetini isteyecek kadar paragöz değilim.
Could only be on Christmas day that I would drink the health of such a hard, stingy, unfeeling man as Mr. Scrooge.
Yalnızca Noel günü böylesine zor, cimri, duygusuz Bay Scrooge'un sağlığına içebilirim.
Then don't be so stingy with your nastiness, partner.
O zaman bu kötülük konusunda çok cimri olma ortak.
Farmers are - stingy, foxy, blubbering mean, stupid and, murderous!
Çiftçiler cimri, üçkâğıtçı, sulugöz, kaba, aptal ve haindirler!
You with your stingy little purse of a mouth.
Sen ve senin cimri cüzdanın.
That stingy Madame needs a lesson.
O cimri madama bir ders vermek gerek.
But I'm sick of this stingy, penny-pinching life with you.
Fakat ben seninle bu cimri ve kuruş sayan hayattan bıktım
Don't be stingy. Keep acting like that and your boss might come.
Böyle davranmaya devam edersen patronun buraya gelebilir.
- Don't be stingy, fool.
- Açgözlülük yapma, aptal.
Don't be so stingy.
Bu kadar karamsar olmayın.
What a stingy old woman.
Ne pinti, yaşlı karı.
What will you get for being so stingy?
Bu kadar cimri olmakla neye ulaşacaksın?
- Don't be stingy!
- Pinti olma!
Yes, all farmers are stingy.
Evet, tüm ciftçiler cimridir.
I must give that stingy German the 50,000 I owe him before noon or he'll send Mr. Borghesio's son to Germany.
Öğlen olmadan o cimri Alman'a borcum olan 50,000'i vermeliyim yoksa Bay Borghesio'nun oğlunu Almanyaya gönderecek.
Getting stingy with cigarettes now?
Bir sigara için pintilik mi yapacaksın?
Don't be stingy with it, okay?
İstediğin kadar kullan.
This year, he / it was stingy with the vegetables.
Bu yıI, herkes çok paragöz oldu maalesef.
Don't be stingy!
Cimri davranmayın!
Don't be so stingy.
Cimri olma.
Stingy, holding back, guarding what we have because we've got so little.
Cimri, ilişkiye katılmayan, elinde olanı koruyan. Çok az şeyimiz var.
No, you're stingy, Papa.
Olmaz, çok cimrisin, Baba.
You think that stingy son of a bitch will agree?
Sence bu kokuşmuş orospu çocuğu bunu kabul eder mi?
You don't have to be so stingy.
Bu kadar cimri olmayın.
I'd buy it for you but the old man's retired now and his son's so stingy.
Dikiş makinesini de kocana bir an önce aldır.
In France, we're so stingy we go to bed early just to save electricity.
Ama biz fransızlar öyle cimriyiz ki, sırf elektrik faturası daha az gelsin diye hava kararmadan yatağa giriyoruz.
Don't be stingy.
Cimrilik etme!
Stingy salesman.
Cimri herif.
- But he's too stingy.
- Ama çok cimri.
Don't be stingy!
Cimrilik etme.
But madame said I was stingy, said she couldn't make out with what I gave her.
Ama hanımefendi cimri olduğumu söyledi, güya ona verdiklerimle geçinemiyormuş.
- No. A drunkard and stingy with it!
Hayır, ben ayyaş ve cimriyim.
Seems stingy to my notion.
Bana biraz duygusuzca geldi.