Stroke translate Turkish
3,753 parallel translation
When I spoke to him on the phone, I heard someone saying, " stroke.
Telefonda konuştuğumda yanındaki biri "çek" diyip duruyordu.
"stroke." "stroke."
- "Çek." - "Çek."
Whose stroke of Genius was that?
Hangi sivri zekâlının fikriydi bu?
A brush stroke is as unique as a fingerprint. If she's still painting we'll find her.
Parmak izi gibi eşsizdir.. hala tablo yapıyor
What a shitty stroke of luck. "
Ne boktan bir vuruş. "
I held back my feelings with all of my strength, but with a stroke of fate, we met again.
Fakat tüm gücümle duygularımı bastırdığım anda kader yine bizi bir araya getirdi.
I have six months of detailed scans and case notes on precisely what was done to Jason's brain, the wavelength and the duration of every stroke treatment.
Jason'ın beynine yapılanlar hakkında elimde altı aylık detaylı taramalar ve notlar var. Tüm tedavilerin devam süresi ve dalga boyları...
Not give you diarrhea, headaches, and stroke, and wasting.
Sizi ishal yapmamalı, başınızı ağrıtmamalı felç etmemeli, zayıflatmamalı.
He had a stroke, which left him paralyzed.
Bu yüzden felç geçirdi.
Well, that's a stroke of luck.
Şansın böylesi hani.
You try and remove it, she will stroke out.
- Almaya çalışırsan kadın felç olur.
Well, it's a stroke of luck, actually. I'm doing a surgery today, and I'm planning to use the new grey technique.
Şansa bakın ki bugün bir ameliyata gireceğim ve yeni Grey tekniğini kullanmayı düşünüyorum.
Well, she had a stroke couple weeks back, so...
- Birkaç hafta önce felç geldi, yani- -
For God sakes, having you in this office is gonna give me a stroke.
Tanrı aşkına bu ofiste çalışman felç geçirmeme sebep olacak.
What's your stroke?
Branşın ne?
Sir. Both shots were meant to coincide with the twelfth stroke of noon.
Azizim, iki atışın da öğlen tam 12'de yapılması istendi.
Did you have a stroke?
Felç mi geçirdin sen?
- No, and a second CT showed a huge stroke with severe swelling.
- Hayır, 2. CT'nin sonuçlarına göre şiddetli bir kabartı ve büyük bir yara oluşmuş.
If I don't relieve the pressure caused by the stroke, she will die.
Evet. Darbe yüzünden oluşan baskıyı hafifletmezsem, ölecek.
- Suffering a stroke can go either way.
- Her halükârda felçli kalacak.
- Just had a stroke or something?
- Felç olmuş gibiyim.
A pretty bad stroke he had, from what I understand.
Daha kötü gözüküyor.
This is no ordinary stroke of luck.
Bunu şansla izah edemeyiz.
We'd be causing a stroke.
Felce sebep olabilir.
She might have a seizure or a stroke.
Felce ya da inmeye sebep olabilir.
What? I had a stroke.
- Kalp krizi geçirdim.
You, uh, Mara Stokes?
Siz Mara Stroke musunuz?
And that dear old Dad suffered a massive stroke when Chester decided he was due for one.
Ve Chester'ın canına tak edince sevgili babası inme geçirmiş.
Mama, daddy died of a stroke.
Anne, babam kalp krizinden öldü.
First stroke of luck we've had and it's gone.
Elimize geçen ilk talih kuşunu da kaçırdık.
Hard enough seeing him live through a stroke.
Onu felçli görmek zaten yeterince zor.
And made accusations last night about the stroke.
Ve babamın yaşadığı inme konusunda beni suçladı.
- Mayor Rutledge had a stroke- -
- Başkan Rutledge'e inme indi.
It'll look like a heart attack or a massive stroke.
Ölümü bir kalp krizi yahut ağır bir felç gibi görünecek.
Are you having a stroke?
Felç mi geçiriyorsun?
And if you do, don't have a stroke.
Yaşlanırsan da kalp krizi geçirme.
I'm starting to think one of us is having a stroke.
İkimizden biri felç geçiriyor sanırım.
He had a massive stroke of good fortune and he is now in a better place.
Kaderin silllesini yedi ve artık daha iyi bir yerde.
She had a little stroke, and that's why she crashed the car.
Küçük bir felç geçirmiş, o yüzden kaza yapmış.
And then... but now she had the bigger stroke.
Ama az önce daha büyük bir felç geçirdi.
I didn't have a stroke.
Ben felç geçirmedim.
I think you've had a spring break stroke.
Sanırım bahar felci geçiriyorsun.
That was a stroke of genius.
Çok zekiceydi lan.
Maybe he had a stroke or palsy?
Darbe almış ya da felç geçirmiş olabilir mi?
Back to Miracle, She's having a stroke.
Şimdi de "Miracle" ye döndü. Minik bir kriz geçiriyor.
Stroke.
- Felç indi.
Leading to a massive stroke.
Sebebi de ağır bir darbe.
Are you having a stroke?
Ben Brad.
He had a stroke.
O da bir nevi hapiste yaşıyor.
Don't stroke his ego.
- Egosunu şişirmeyin.
She had another stroke.
- Yine felç geçirdi.