English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ S ] / Supper

Supper translate Turkish

3,415 parallel translation
I reminded Miss Bates that she is to be our guest next Friday for, er, supper and backgammon.
Bayan Bates'e önümüzdeki Cuma akşam yemeğine ve satranç oynamaya davetli olduğunu hatırlattım.
So it's the last supper but with famous people from Indiana.
Son Yemek tablosunun Indiana'lı ünlülerle yapılmış hali.
" A Thanksgiving supper at Mallard manor.
"Mallard malikanesinde şükran günü yemeği."
We're just not watching them until after supper.
Televizyonu yemekten sonra izleyeceğiz.
Their last supper.
Son yemekleri.
You're just in time for supper, dear.
Akşam yemeğine tam zamanında yetiştin, canım.
Now go tell your other father that supper's ready.
Şimdi git ve öteki babana yemeğin hazır olduğunu söyle.
Listen, my boy, in the old days I used to throw together the occasional supper party for the select student or two.
Bak oğlum, eski günlerde arada sırada, seçilmiş bir iki öğrencimin katıldığı akşam yemeği partileri düzenlerdim.
He eats three chickens every day for breakfast, lunch, supper and dessert.
Her sabah, öğlen, akşam ve tatlı niyetine üçer tavuk yer.
Supper's on the table.
Yemek hazır.
Oh, i got a big surprise for you after supper.
Yemekten sonra sana büyük bir sürprizim var.
In china that means you like your supper.
Çin'de bu, yemeğini çok sevdiğin anlamına geliyormuş.
I made supper.
Akşam yemeğini hazırladım.
You'll have no supper if you keep that up.
Bunu yapmaya devam ederseniz akşam size yemek yok.
I'll accompany the countess back to the house and be back in time for supper.
Kontese eve kadar eşlik edeceğim, akşam yemeğine kadar eve dönmüş olurum.
I was gonna cook supper and hangout and...
Yemek pişirecektim, evde kalıp...
Yeah, Last Supper.
Son Akşam Yemeği gibi.
Oh, thanks, but my wife's already cooking supper.
Teşekkürler, eşim akşam yemeğini pişiriyor.
So, I will have to invite you for supper.
O zaman seni yemeğe çıkarmam gerekiyor.
I'll try to make it home for supper.
Akşam yemeğinde evde olmaya çalışırım.
- Will you be staying for supper?
Akşam yemeği için kalacak mısın?
All right, children, supper time!
Haydi çocuklar yemek zamanı
We'll be having supper in just a few minutes.
Bir kaç dakika içinde yemek hazır olur.
- Bed without supper, I guess.
- Akşam yemeği yasaklanırdı herhalde.
- I was about to have supper...
- Ben de yemek...
You should spruce up and, uh, get ready for supper.
Sende güzelce giyin ve akşam yemeğine hazırlan.
- He told my mother not to cook me anything too heavy for supper.
- Doktor anneme akşam yemeğinde ağır şeyler pişirmemesini söyledi.
- And what did you have for supper?
- Akşam yemeklerinde ne yedin?
- Supper... when?
- Yemek mi... ne zaman?
Since I was the only boy in the family, I was allowed to have the left-overs from lunch for supper.
Ailedeki tek oğlan çocuğu olduğumdan öğle yemeğinden kalanları akşam yemeğinde yiyebiliyordum.
Have supper without me.
Akşam yemeğine bekleme.
For supper.
Akşam yemeğine gelir.
I was busy the whole day until 7 p.m., then had supper here by myself, and watched DVDs until midnight.
19.00'a kadar meşguldüm. Sonra yalnız başıma yemek yiyip, gece yarısına kadar DVD seyrettim.
It's supper.
Yemek vakti.
That is our supper and breakfast both.
Hayır, akşam yemeği ve kahvaltı için.
We was just having our supper.
Akşam yemeğimizi yiyorduk.
Sweetie, go downstairs and tell grandpa it's supper time.
Tatlım, yukarı çık ve büyükbabaya yemek vakti olduğunu söyle.
You are on solitary report by supper.
Akşam yemeğinden sonra hücreyi boylayacaksın!
I mean, who knows. This could be your last supper, no?
Yani kim bilir belki de bu son akşam yemeğin olabilir.
- Tom's cooking supper.
- Tom yemek hazırlıyor.
You're coming for supper on Saturday.
Cumartesi, yemeğe gelirsin.
What's for supper?
Yemekte ne var?
- You must come to supper.
- Mutlaka yemeğe de gel.
Supper's ready!
Akşam yemeği hazır!
My last supper.. .. with this bunch of jokers.
Son saatlerimi bir oda dolusu beceriksizle geçiriyorum.
You said you'd be joining us for supper.
Akşam yemeğinde bize katılacağınızı söylemiştiniz.
The boat felt empty without Finn so I made Nuala here to dine with at supper, then I felt bad about leaving her on her own so much so I made my Fair Midhir.
Gemi, Finn gelmeden önce yalnız hissediyordu, ben de Nuala'yı akşam yemeğine çağırdım, sonra onu yalnız başına bıraktığım için vicdan azabı duydum. Bunun üzerine kendi kumral Midhir'imi yaptım.
I'll call you when supper is ready.
Yemek hazır olduğunda seni çağırırım.
I do believe it's time for the pre-supper foxtrot.
Sanırım akşam yemeği öncesi dansının zamanı geldi.
I expect him soon for supper, though.
Ama yakında akşam yemeği için gelir.
Get busy with the supper, yeah?
- Kapa çeneni

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]