Support system translate Turkish
276 parallel translation
Captain Kirk, Engineering section reports our entire life-support system is now on batteries.
- Yaşam destek sistemleri bataryada.
I have shut off the life-support system to your bridge, jammed up your exit routes.
Köprünün yaşam desteği sistemini kapattım. Çıkış noktalarınızı da tıkadım.
Captain, the life-support system override jammed.
Kaptan, yaşam destek sistemini devre dışı değil takıldı kaldı.
This device attached to the life-support system produces an extreme, numbing cold.
Yaşam destek ünitesine bağlanmış olan bu aygıt, sersemletici bir soğuğa neden oluyor.
No, he can't be moved until we get a life-support system here.
Hayır, bir yaşam destek ünitesi gelene dek onu yerinden kıpırdatamayız.
You know, doctor, if we could make a temporary life-support system here, we could bring Rojak up to the main entrance.
Biliyor musunuz doktor, burada geçici bir yaşam destek ünitesi yapabilir, ve Rojak'i ana girişe kadar çıkartabiliriz.
Do you think we can make a temporary life-support system?
Sizce geçici bir yaşam destek ünitesi yapabilir miyiz?
There's been a current break in the life-support system.
Yaşam destek sistemi devre dışı.
Someone yanked him off the life support system at Guvenor Hospital.
Guvenor Hastanesinde yatarken birisi onun yaşam destek ünitesini kapattı.
However, one life support system was severely damaged.
Ama, bir yaşam destek sistemi ciddi olarak hasar gördü.
'We have a survey Eagle reconnoitring a nearby planet'in an attempt to locate titanium,'needed to repair that life support system.'
Bir keşif Kartal'ını, yakındaki gezegeni, yaşam destek sistemini onarmak için... gerekli olan Titanyum'u... bulma umuduyla keşfe çıktı.
Unzip the suit, unsnap the rear panels, hook up the boots, and attach the life support system.
Fermuar ve arka panelleri açın, botları bağlayın, yaşam desteği sistemini birleştirin.
That's her life support system.
Bu onun yaşam destek ünitesi.
The nice people from Con-Amalgamate delivered a life-support system cheap enough so they could make a profit on the deal.
Con-Amalgamate şirketindeki iyi insanlar bir yaşam-destek sistemi geliştirdiler o kadar ucuzdu ki bu anlaşmadan kâr bile edebilirlerdi.
Con-Amalgamate makes money, we have our life-support system, everything is peachy!
Con-Amalgamate kâr ediyor biz de kendi yaşam-destek sistemimize sahip oluyorduk her şey fıstık gibiydi!
To tamper with a life-support system which has kept them in this state for a yahren or 100 yahren could mean termination.
Onları bu durumda bir yıl ya da yüzyıllardır tutan yaşam destek sistemini karıştırmak öldürücü olabilir.
And if you short out his life-support system, too bad, you just move on to the next child?
Yanlışlıkla yaşam destek sistemini kapatırsanız, hay aksi deyip diğer çocuğa mı yöneleceksiniz?
You hit the nerve of their life-support system.
Yaşam destek sistemlerine darbe vurduğunu söyleyebilirim.
We'll need coolant for the air support system.
Hava destek sistemi için soğutucu lazım.
Life-support system warning.
Yaşam destek sistemi alarm veriyor.
Life-support system, engineering and propulsion appear functional.
Yaşam destek sistemleri, mühendislik ve motor sistemleri işlevsel görünüyor.
With transmitters and sensors removed and a life-support system installed, there would be room for one person.
İleticiler ve algılayıcılar çıkarılıp yaşam destek sistemleri takıldığında, tek kişilik bir yer kalabilir.
And then the portable life support system is just very, very quiet.
Öte yandan yaşam destek sistemi çok, çok sessiz çalışır.
The support system will keep him alive.
Destek sistemi onu hayatta tutacak.
Yeah, which would shut down his life-support system altogether.
Ki bu yaşam destek birimini de devre dışı bırakır.
But without the Earth's life-support system of water and air not a living thing could exist.
Ancak Yeryüzü'nün hava ve yaşam destek sistemi olmadan yaşayan tek bir şey bile var olamazdı.
Without intending it we are now conducting an uncontrolled experiment on the Earth's life-support system and we cannot predict the consequences.
İstemeden Yeryüzü'nün yaşam destek sistemi üzerinde kontrolsüz bir deney yürütüyoruz ve sonuçları önceden kestiremiyoruz.
You know, keep the soap alive on the soap-support system?
Sabun-yaşam destek sistemi ile sabunu hayatta mı tutuyorlar?
Well, the reason he lived was because of you. If you hadn't bypassed your own life support system, feeding your blood into his arteries, his brain would have died of oxygen starvation.
Kendi yaşam destek sistemine bağlayıp kendi kanınla beslemeseydin beyni oksijen eksikliğinden ölürdü.
Since that time, he'd been on a life support system... and never regained consciousness.
O zaman diliminde yaşam destek ünitesine bağlı halde bilinçsiz şekilde yattı.
Peg, I can promise you the day they put Captain and Tennille on a life-support system we'll be among the first to see them unplugged.
Ama Peg, sana söz veriyorum, Captain ve Tenille'i hayat... destek sistemine bağladıkları gün, onları unplugged, yani fişlerini çekenler arasında izliyor olacağız.
Artificial life-support system : check.
Yapay yaşam destek sistemi : Kontrol ediliyor.
The only way to do that is to destroy the life support system.
Tek yolu yaşam destek sistemini yok etmek.
You're like a life support system for a cock
Yarağa yönelik yaşam destek sistemi gibisin.
Is there any kind of support system that you can depend on to help you with Isaiah?
Isaiah'ın bakımında güvenebileceğiniz bir desteğiniz var mı?
One life support system.
Ve tek yaşam destek sistemi.
We could add a backup life support system, using our own computer and medical stasis technology.
Kendi bilgisayar teknolojimizi kullanarak yaşam destek sistemi ekleyebiliriz.
If we detect any unusual activity, you'll be transferred onto our life support system and resuscitated.
Herhangi bir alışılmamış aktivite tespit edecek olursak, kendi yaşam destek sistemimize transfer edileceksiniz.
The plug suit's life support system will be getting close to redline.
Kapsül giysisinin hayat destek sistemi kırmızı çizgiye geldi
He seemed to be settling in, developing a support system.
Yerleşmeye başlamıştı, destek sistemini geliştiriyordu.
It took him over a year to modify the old life-support system into a transmitter.
Yaşam desteğini vericiye dönüştürmek bir yılını aldı.
New excavations are uncovering the support system of settlements and facilities for the workers who built the Giza pyramids.
Yeni kazılar, Giza Piramitleri'ni inşa eden işçiler için yerleşimler ve imkanların destek sistemini açığa çıkarıyor.
Hooked up to a life support system?
Bir yaşam destek ünitesine bağlı olarak?
If we can't get funds to support the wives of those members who currently get their meals courtesy of the state's prison system
Eğer şuan eşleri eyalet cezaevi sisteminin lütufu ile karnını doyuran .. üyelerimizi destekleyecek kaynak bulamıyorsak,
But they support the economic system.
Ama onlar ekonomik sistemi destekliyorlar.
Or how much farther was this system intended to support their frail lives?
Ya da bu sistem zayıf hayatlarını ne kadar daha desteklemeye programlı?
Life-support system, nominal.
Yaşam-destek sistemi, tam.
The Way I figure it, the closest sun that can support, a solar system like ours is ten light-years away.
Hesabıma göre, bize benzeyen en yakın güneş sistemi 10 ışık yılı uzaklıkta.
Sir, there are also four moons in the Pentarus system that could support life.
Efendim, Pentarus sisteminde yaşamı destekleyebilecek 4 tane de uydu var.
And Tain was able to modify that life-support system and create a subspace transmitter. Yes.
Bu asteroid bir hapishaneye dönüştürülmden önce
Computer systems down, long-range com system is dead, life support nonexistent.
Bilgisayar yok, haberleşme yok, yaşam desteği yok.
support systems 16
system 93
suppose 84
support 90
supportive 34
supposedly 215
supposed to be 34
supposed to 22
suppose so 22
system 93
suppose 84
support 90
supportive 34
supposedly 215
supposed to be 34
supposed to 22
suppose so 22