Swallows translate Turkish
379 parallel translation
Darkness swallows up the light... and death will ultimately swallows up a life.
Sonunda karanlık gölgeler ışıldar ölü ruhlar da canlanır.
A day that the darkness swallows the full moon....
Karanlığın dolunayı yutacağı bir gece.
The First Swallows
İlk yutulanlar
I always felt a little hurt when our swallows deserted us... in the winter for capitalistic countries.
Kırlangıçlarımız kışın bizi bırakıp... kapitalist ülkelere gittiğinde hep biraz kırılırdım.
- Even the swallows are back.
- Kırlangıçlar bile dönmüş.
He swallows whole ships alive!
Koca gemileri bütün halinde yutuyormuş!
whilst Genevieve painted a flight of swallows around the walls of our living room.
Genevieve ise oturma odamızın duvarlarına kırlangıçların uçuşunu resmetti.
Two big swallows of this, there'll be one less pneumonia case tomorrow.
Yarın önemli bir davaya bu şekilde gidemezsin.
Sometimes he swallows whole countries.
Bazen koca ülkeleri tek lokmada yutar.
Three swallows for everybody.
Herkese üç yudum.
Three swallows, no more.
Üç yudumdan fazlası yok.
Three swallows.
Üç yudum.
Everybody gets three swallows.
Üç yudum su herkesin hakkı.
If the principal swallows that story, and I don't think he will, I'll see what I can do about making over that checked dress of mine for you.
Okul müdürü bu hikayeyi yutarsa, ki yutacağını sanmıyorum ekose elbisemden, sana nasıl bir şey ayarlayabilirim bakacağım.
Six-two and even, he swallows it, his senior sorority pin.
Neredeyse 1.90 metre boyunda, yutar. Kızlar birliğindeki rozeti.
It swallows up everything.
Her şeyi yutar.
Alec said, " If a steer swallows a blade of Barb grass...
Alec dedi ki, " Eğer bir dana bir tutam Barb otu yerse...
A flight of swallows winging their way back home.
Evine doğru uçan bir kırlangıç sürüsü.
It swallows everything and everybody.
Bu açlık her şeyi ve herkesi yer bitirir.
How easily he swallows the trick she performs.
Kadının sergilediği numaraları ne kadar kolay yutuyor.
Quick draughts, long swallows, men.
Çabuk bir yudum alın, yavaşça yutun beyler.
Moses'serpent swallows up the others.
Musa'nın yılanı ötekileri yutuyor.
You look like the cat who swallows the chicken.
Süt dökmüş kedi gibisin.
She swallows it.
Kadın ilacı içmiş.
War spits out its violence overhead, and the sandy graveyard swallows it up.
Savaş şiddetini tepeden yağdırarak onu kumlu mezarlığın içine doğru çeker.
I guess everybody swallows his pride once in a while, on account of his job.
Sanırım herkesin işi için gururunu ayaklar altına aldığı zamanlar oluyordur.
A man who swallows a soul...
Ruhu yutan adam...
Jo swallows molten lead.
Jo erimiş kurşunu yutar.
But who eats nests of swallows?
Ne o yoksa kırlangıç yavrularını mı kesip yemeye başladınız?
I watch the swallows.
- Kırlangıç sürüsüne.
I've seen lots of swallows
Bir çok Kırlangıç görmüştüm
Saint Benedict's day, swallows under the eaves.
Aziz Benedict'in günü, saçakların altında kırlangıçlar.
♪ When swallows fly ♪
# Sinek yuttuğunda
Swirls of swallows towards the light.
Kırlangıç sarmalı ışığa doğru uçuyor.
At least four healthy sips, or two unhealthy swallows.
En azından dört sağlıklı yudum ya da iki sağlıksız yutma.
He brushes the dirt off him real nice... and then... swallows the birdie down in one gulp!
Özenle üzerindeki pisiliği silkelemiş ve sonra kuşçuğu yutmuş ve geğirmiş!
Have you never noticed swallows rising from between the lines of certain books, whole stanzas of quivering swallows?
Kırlangıçların kimi kitapların satırlarından havalandığını, ve bütün şiir kıtalarının titreşen kırlangıçlarını hiç fark etmiş miydiniz?
He gives the alarm, so the kids beeline for Mother, who promptly swallows them the whole thousand.
Alarm veriyor, ve çocuklar annelerine doğru gidiyor, anneleri de hemen onları yutuyor, bin tanenin tümünü.
But then, of course, African swallows are nonmigratory.
Ama Afrika Kırlangıçları göç etmezler.
Wait a minute. Supposing two swallows carried it together!
Bir dakika, iki kırlangıcın Cevizi birlikte taşıdıklarını düşünürsek!
That's an unladen swallow's flight, obviously. They were more than two laden swallows'flights away.
Aslen iki yüklü kırlangıç uçuşu mesafesinde olduklarına göre..... belli ki kırlangıçımız yüksüz bir kırlangıç.
Anyway, on to scene 24, a smashing scene with lovely acting... in which Arthur discovers a vital clue... in which there are no swallows, although I think- -
Neyse, hoş bir oyunculuğun sergilendiği ve Kral Arthur'un içinde..... kırlangıçlar olmayan can alıcı bir ipucu bulduğu..... mükemmel bir sahne olan 24. sahnede- -
How do you know so much about swallows?
Kırlangıçlar hakkında bu kadar şeyi nereden biliyorsunuz?
Make sure he swallows it all.
Hepsini yuttuğundan emin ol.
Swallows are back
Kırlangıçlar geri döndü.
That asshole swallows the bait for sure.
O adi zokayı yutacak.
AND WHENEVER THE CITY SWALLOWS HER UP, I WONDER IF I'LL EVER SEE HER AGAIN
Ne zaman şehir onu içine çekse onu bir daha görüp göremeyeceğimi merak ediyorum.
The flowers fall and the swallows die
Çiçekler düşer ve kırlangıçlar ölür
He says there's a great chasm on the way that swallows the unwary.
Yolda derin, büyük bir yarık olduğunu ve dikkatsiz olanları yuttuğunu söylüyor.
He pops them into his mouth like candy... and he chews them up and he swallows them, bones and all.
Şeker gibi ağzına atar... çiğneyip kemikleriyle birlikte yutar.
When she eats I hear it like explosions. Or when she swallows.
O yemek yiyişi infilak edermiş gibi.