Swallow it translate Turkish
841 parallel translation
Why should I swallow it here in Tibet?
Neden Tibet'teyken yutayım ki?
If coated with sugar, she may swallow it.
Şeker ile kaplanırsa, yutabilir.
Swallow it.
Yut şimdi.
I'm afraid I couldn't swallow it.
Korkarım ki tek bir lokmasını bile yutamam.
Well, then you could swallow it, and it would all dissolve, see?
- Sonra onu yutarsın. İçinde dağılır.
I've made everybody swallow it but Lufton, and I'll make him swallow it too.
Ama onun hakkından sen geleceksin.
If we could swallow it on top of his - -
Ama eğer bu hikayesine sonuna kadar katlanabilirseniz- -
Swallow it.
Yut onu.
- We don't swallow it, my love.
- Mümkün değil, hayatım.
I won't swallow it.
Bunu kabullenemem.
Swallow it, for instance.
Yutmak, sözgelimi.
I had prepared a potion for just such a purpose but I could not persuade the Cyclops to swallow it.
Bunun için bir zehir hazırlamıştım ama Tepegözleri, onu yutmaya ikna edemedim.
If you can't chew, then just swallow it.
Çiğneyemiyorsan, öylece yutuver.
Swallow it quickly.
Çabucak yut.
No doubt about that. But making our mates swallow it, that's the part that pinches.
Ama arkadaşlarımıza emir vermek rahatsız eden şey bu.
When a crow gets it, the sand will swallow it.
Karga buraya gelirse, kuma gömülecek.
As long as you don't swallow it.
Eminim.Yutmadığın sürece sorun yok.
- Obviously, you - swallow it.
- Açıkça... yut onu.
I'm afraid I won't swallow it.
Korkarım bunu yutmam biraz zor.
And then I saw him tear open the breast of the defeated man take out his still beating heart and swallow it.
Sonra da devrilmiş adamın göğsünü yardığını gördüm hâlâ atan kalbini söktüğünü ve onu bir lokmada yuttuğunu.
He's got to swallow it all before the time's up.
Süre dolmadan hepsini yutmuş olması lâzım.
Or did I swallow it?
Yoksa onu yuttum mu?
Otherwise they'll never swallow it.
Yoksa yutmazlar.
It will be someone working for them. And they'll swallow it.
Onlar için çalışan biri olacak ve yutacaklar.
Take your wormwood like a good boy. Swallow it and go to bed.
Şu kurtçuğu ağzına at bakalım, evlat, yutuver ve yat.
Swallow it and you can endure anything.
Bunu yedikten sonra herşeyi sindirebilirsin.
It's a hard pill to swallow.
Bunu kabullenmesi zor.
It must take a lot of water to swallow that.
Bunu yutmak için epey su lazim.
I'll bet she knows poison ivy when she sees it.
Bahse girerim Bayan Swallow zehirli sarmaşık gördüğünde onu tanırdı.
Maybe it's the same swallow we saw in Paris.
Belki de Paris'te gördüğümüz kırlangıçtır bu.
And even after it had gone down, you could swallow... and still find the taste of it hiding behind your tongue.
Bugün düşünüyorum da, yuttuktan sonra bile dilinin altına saklanan tadını alabilirdin.
And the gentleman of consequence who couldn't swallow the shame of it... who took my last paltry savings to hire Gray...
Yaptıklarının utancıyla yüzleşemeyen ve son değersiz birikimimle Gray'i tutan o nüfuzlu beyefendi de- -
But even without an appetite I'd learned it's quite amazing how much a fool like me can swallow.
Ama iştah kalmamış da olsa... hayretle öğrendim ki, benim gibi bir budala... birçok şeyi yutabiliyordu.
Somebody to beat off the world when it tries to swallow you up.
Dünya seni yutmaya çalıştığında onu alt edecek biri.
Aye, it gets better every swallow.
Her yudumdan sonra daha da tatlı geliyor.
You can swallow up a lot of folks and make'em like it, but you ain't swallowing'me!
Birçoğunu yok edip kendine benzetebilirsin ama beni yok edemezsin!
- You'll need it to swallow this.
- Bunu hemen yutman gerekecek.
Then, as with him, it will swallow your voice.
Sonra, tıpkı onun gibi, unutulmak sesini kaplayacak. Tıpkı.
I dare say it's deep enough to swallow this house entire.
Tüm evi yutmaya yetecek kadar derin.
It may not be beef, ma'am, but it's fine once you swallow.
Biftek gibi değil tabii, madam. Ama yutar yutmaz tadına alışıyorsun.
Are we supposed to swallow all that? - We needn't accept everything as true, only what's necessary. - It's all true?
- Demek kapıcı adama yalan söylemiş.
Oh, of course, it is tragic that Edgar died... but one swallow doesn't make a summer.
Edgar'ın ölmüş olması çok yazık elbette ama bir çiçekle bahar olmaz derler.
Chew it well before you swallow, gentlemen.
Yutmadan önce iyice çiğneyinki kolay sindiresiniz.
BATMAN : Unfortunately, it chanced to swallow a floating mine.
Yüzen bir mayını yutan şanssız bir hayvan.
It's the 125 that's hard to swallow.
Herkes inanır. 125'e inanması zor.
The International is founded on the blood of workers and peasants, people swallow gunpowder for it, and become very spiteful.
Enternasyonel işçi köylülerin kanıyla kuruldu. İnsanlar bunun için uzun süre barut soludu. Ve hoyratlaştı.
- Did he swallow it?
- Yuttu mu?
It's miles long, with a maw that could swallow a dozen starships.
Kilometrelerce uzun, düzinelerce yıldız gemisini yutacak kursağa sahip.
I mean, it's so big, it would just swallow everything up
Yani, öyle büyük ki, her şeyi yutup yok ediyor.
It is Golden Swallow!
Bu Altın Kırlangıç!
It couldn't swallow that.
- Evet! Bunu yutamaz.
it's fine 7136
it is 11007
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
item 93
it's been so long 173
it is good 116
it's cold 680
it's warm 139
it is 11007
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
item 93
it's been so long 173
it is good 116
it's cold 680
it's warm 139
it's over 4654
it's okay 22028
it's ok 4874
itchy 49
itis 22
italy 247
it's me 10254
italian 217
it was 5878
itch 25
it's okay 22028
it's ok 4874
itchy 49
itis 22
italy 247
it's me 10254
italian 217
it was 5878
itch 25
it's all right 8832
it's not 5855
itself 24
it's about damn time 34
items 25
it's a boy 347
it's cool 1584
it's me again 322
it's only fair 72
it's a girl 287
it's not 5855
itself 24
it's about damn time 34
items 25
it's a boy 347
it's cool 1584
it's me again 322
it's only fair 72
it's a girl 287