English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ T ] / Tenacity

Tenacity translate Turkish

193 parallel translation
We've done all we can and more more than most people would have done thanks to your tenacity but it's useless.
Tüm yapabileceğimizi yaptık çoğu insanın yapabileceğinden fazlasını inadımız sayesinde fakat işe yaramıyor.
He sailed past Lima, capital of Peru... hugging the coastline with a tenacity of purpose... seldom found in a penguin.
Peru'nun başkenti Lima'dan geçti. Bir penguende nadir rastlanan bir azimle bütün kıyı şeridini dolandı.
Bulldog tenacity, Mr. Fix, tha  s the spirit that built an empire.
Büyük azim Bay Fix, imparatorlukları kuran ruh işte budur.
We differ less in ability than in tenacity.
Farkımız yetenekten ziyade, azmimizde.
Tenacity?
Azim mi?
I always admire tenacity and grit.
Azimli ve kararlı insanları takdir ederim.
than to be extremely rigid, to be a stickler for the rights he represented. – His pride became a weapon. – It's true that his pride, tenacity and rather inflexible nature did not make things any easier.
Meselenin özünde ordusu çok küçük, kaynakları çok kısıtlı ve arkasındaki bölgeler ikinci derece olduğu için Gaulle'in son derece katı olmaktan ve ifade ettiği hakları savunmaktan başka hiçbir seçeneği olmaması doğru.
Dear sir, how splendid it is - to see the flower of British manhood - wiping itself out with such pluck and tenacity.
Sayın yetkili, Britanya gençlerinin böyle cesaret ve azametle kendilerini yok etmesi harika bir şey.
'For inspiring leadership, skill, and tenacity of purpose.'
"Örnek liderlik vasfı, yetenek ve göreve bağlılık"
And from the tiger we learn tenacity and power.
Kaplandan azmi ve gücü öğreniriz.
Living habits, common sense, tenacity, physical prowess.
Yaşam alanlarını, sağduyuyu azmini, fiziksel yeteneklerini.
I myself posses nothing with such tenacity, that I cannot bear its loss.
Şahsen ben, kaybetmeye dayanamayacağım, tutkuyla bağlandığım hiçbir şeye sahip değilim.
I admire your tenacity.
Kararlılığınıza hayranım.
He's an absolute imbecile at his profession but he does the tenacity of a lobster when he gets his claws into someone.
Kendi alanında tam bir ahmaktır. Ama dişlerini birine geçirdiğinde bir pitbull gibi asla bırakmaz.
Think of her appearance, Watson, her manner, her suppressed excitement, her restlessness, her tenacity in asking questions.
Görünüşünü bir düşün, Watson, onun halini, bastırılmış heyecanını, huzursuzluğunu, soru sorarkenki ısrarcılığını, kararlılığını.
I have rarely seen anything like this boy's tenacity.
Bu çocuğun inadı gibi bir inat hiç görmedim.
Your tenacity, his tact.
Senin inatçılığın, onun taktik yetenekleri.
I had to admire his tenacity.
Kararlılığını takdir ediyordum.
Tenacity spanning
# Uzun süreli gerilime
She'll have the wisdom of Gertrude Stein and the wit of Cathy Guisewite. The tenacity of Nina Totenberg and... the common sense of Elizabeth Cady Stanton.
Gertrude Stein'ın bilgeliğine, Cathy Guisewite'ın zekâsına, Nina Totenberg'ün kararlılığına ve Elizabeth Cady Stanton'ın sağ duyusuna sahip olacak.
Tenacity.
Kararlılık.
I admire your tenacity, Doctor, but it's over.
Azmine hayranım doktor ama artık bitti.
I may not have an instinct for business but I have my Father's hands and my Uncle's tenacity.
Ticaret için yeteneğim olmayabilir,... ama bende babamın elleri, amcamın azmi var.
Mr. Tsao, I admire your tenacity on being able to quit opium smoking.
Bay Tsao, sigara sorununuzu hallettiğinizi duydum ve çok sevindim.
Dr. Frazier, I admire your tenacity.
Dr. Frazier, azminizi takdir ediyorum.
for your kindness, your help... and your tenacity.
İyiliğinize, yardımlarınıza ve kararlılığınıza.
You present yourself with such self assured tenacity, but your fear is showing around the edges.
O kadar kendinden eminmiş gibi görünüyorsun ki. Ama korktuğun belli oluyor.
With your tenacity, you'll be rid of your enemies...
Azmin ile beraber tüm düşmanlarından kurtulacaksın.
I guess I would say that my greatest strength is my tenacity.
Sanırım en büyük gücümü azmimden alıyorum.
Only I have his lobster-like tenacity.
Sadece bende onun ıstakozumsu sağlamlığı var.
Well, son, your tenacity has won me over.
Azmin beni yendi.
If you had this kind of tenacity you'd be a general by now.
Senin böyle bir azmin olsa şimdiye kadar general olmuştun.
As a member of the Bar, you are aware of the tenacity of the police when there is an unsolved murder.
Baro üyesi olarak, çözülmemiş bir cinayet olduğunda polisin azmini bilirsiniz. Ama hiçbir şey yapmıyorlar.
YOU KNOW, WE'RE BOTH GUILTY OF RELENTLESS TENACITY, MASON.
Biliyorsun, ikimiz de amansız inat konusunda suçluyuz, Mason.
And their tenacity.
Ve azimlerine.
You underestimate the tenacity of a virus, lieutenant.
Bir virüsün inadını küçümsüyorsunuz, yüzbaşı
No matter how long it took, he had the tenacity to carry out the plan that was set from the beginning.
onu hiçbir şey bundan vazgeçiremez.
Black troops have precisely those qualities which are demanded in the long struggles of modern war - endurance, tenacity, the instinct for combat, the absence of nervousness and an incomparable power of shock.
MANGIN : Siyah birlikler kesin olarak modern savaşın uzun çatışmalarında istenen şu özelliklere sahipler ; Dayanıklılık, azim ve savaşma içgüdüsü çelik gibi sinirler ve emsalsiz çarpışma gücü.
Above them, the Austro-Hungarians had fewer men, but showed a tenacity they lacked elsewhere.
Yukarıda az sayıda Avusturya - Macaristanlı vardı ama başka yerlerde gösteremedikleri bir azim gösterdiler.
Tenacity.
Azim.
Looking back... I'm astounded by my tenacity.
Geçmişe baktığımda azmime hayret ediyorum.
You need precision, tenacity, dedication.
Mükemmellik, kendini adama ve özveri gerekir.
What day doesn't necessitate courage, tenacity... and sometimes, like your cigar story, Richard, a little vengeance?
Cesaret ve azim hangi gün lazım değildir ve bazen, senin puro hikayelerin gibi, Richard, biraz intikam?
I missed your passion and your tenacity.
Sendeki tutku ve azmi özledim.
Force of will, strength of character, tenacity, karate chop...
Azim, karakter gücüm, inatçılığım, karate...
We're well aware of your tireless quest for extraterrestrial life. Your tenacity is impressive.
Dünya dışı varlıklar hakkında bitmek tükenmek bilmez merakınızdan haberdarız, Bay Luthor.
The baby has his father's tenacity.
Bu bebekte babasının kararlılığı var.
I'm impressed with your tenacity if not your politics.
Görüşlerimiz farklı olsa da, azmine hayran kaldım.
I've Got To Admit, I Admire Your Tenacity.
Azmini takdir ettiğimi söylemeliyim.
It is a role that requires vision, tenacity, and grace.
Bu görev vizyon, azim ve zerafet gerektirir.
You've heard of English tenacity, haven't you?
Sen İngiliz inadı diye bişey duydun mu?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]