Terrorist translate Turkish
5,598 parallel translation
If we find there's been a possible terrorist breach, that's usually the first place we look.
Eger muhtemel bir terörist ihlali ortaya çikarilacaksa çogunlukla bakilmasi gereken ilk yer bu olur.
There's a terrorist headed for the States.
Amerika'ya dogru yol almis bir terörist var.
In a U.S. dependency like El Salvador, at the same time, his counterparts would have their brains blown out by U.S.-run state terrorist forces.
Birleşik Devletlere bağımlı olan El Salvador gibi bir yerde benzerlerinin devlet terörist güçleri tarafından beyni patlatılırdı.
It feels like a terrorist thing.
Terörist evine benziyor.
The BBC can confirm that the American terrorist leader Adem Qasim has escaped from MI5 custody in one of the most serious failures in the organisation's history.
BBC, Amerikan terörist lideri Adem Qasim'in organizasyon tarihindeki en ciddi hatalardan biri sonucunda MI5 gözaltından kaçtığını doğrulayabilir.
The BBC understands there has been no breakthrough in the hunt for escaped terrorist Adem Qasim.
BBC'ye göre, kaçak terörist Adem Qasim'in yakalanması konusunda bir gelişme yok.
Otherwise you're just one more dead terrorist.
Yoksa, ölü bir teröristten başka bir şey değilsin.
One evening, while in the reserves, my unit had to stop a suicide attack by capturing a terrorist in a village near Nablus.
Yedek kuvvetlerdeyken bir gece, birliğimle bir intihar saldırısını önlemek amacıyla Nablus yakınlarında bir köyde bir teröristi yakalamaya çalışıyorduk.
He's a member of a terrorist group that's spreading terror in this country.
Ülkede yayılan terörün başı olan terörist grubunun bir üyesi.
Otherwise... just like your father ruined your life by getting you married to this terrorist you'll be ruining your son's life in order to save your criminal husband.
Yoksa bu teröristle evlenmeniz konusunda sizi yöneten babanız gibi suçlu kocanınız hayatını kurtarmak için oğlununuz hayatını yöneteceksin.
But yesterday the police told me that he's a member of a terrorist group. But I didn't know about it.
Ama dün polis bana onun terörist bir grubun üyesi olduğunu söyledi fakat bunu bilmiyorum.
The police were saying you're a terrorist.
Polis senin terörist olduğunu söyledi.
And he's a member of the same terrorist group that killed 5 American journalists 5 years ago.
5 sene önce 5 Amerikalı gazeteciyi öldüren terörist grubunun üyesi.
It's a terrorist organization.
Bir terör örgütü.
A 50,000 yen reward for the head of Korean terrorists Kim Koo, and 80,000 yen for terrorist Kim Won-bong is offered.
Koreli terörist Kim Koo'nun başına 50.000 yen ve terörist Kim Won-bong'un başına da 80.000 yen ödül konması önerildi.
And, um... if turns out that he's really a bad guy and he's really an enemy of the United States of America... or he's really funding terrorist activity, or any of those things... I'll make him disappear.
Ve eğer gerçekten kötü bir adam çıkarsa ve Amerika Birleşik Devletleri'nin düşmanıysa ya da terörist faaliyetler finansmanı veya bunun gibi şeylerden biriyse onu ortadan kaldıracağım.
There was no indication that there was going to be a terrorist strike.
Bir terörist saldırısı olacağına dair bir belirti yoktu.
Okay, your first date was with a serial killer, your next date was with a sociopath cyber terrorist.
Tamam, ilk randevun bir seri katilleydi, bir sonraki randevun ise sosyopat siber bir teröristleydi.
Bubonic's a murderer and a terrorist.
- Bubonic bir katil ve terörist.
It would be a massacre if we use heavy calibre anti-materiel weapons in an urban anti-terrorist mission, so we didn't carry
Eğer, şehir içinde bir terörle mücadele görevinde ağır kalibreli anti-materyel silahlar kullanırsak bu bir facia olur, bu sebeple yanımıza almadık.
Min Deng, you are under arrest For drug trafficking, human trafficking weapon smuggling and aiding terrorist activities.
Min Deng, uyuşturucu ticareti, insan ticareti, silah kaçakcılığı ve terörist faaliyetleri yaymaktan tutuklusun.
Ben, you survived a terrorist attack.
Ben, sen bir terörist saldırısından kurtuldun.
Terrorist attacks in DC and Los Angeles at the same time.
Başkentte ve Los Angeles'ta eş zamanlı terörist saldırıları olmuş.
A place I was led to by my own obsession with the world's most feared terrorist- - [speaking Arabic] a man who would choose me to be his messenger.
Dünyanın en korkulan teröristine dair takıntımın beni sürüklediği bir yer. Beni elçisi olarak seçecek adamın.
What we see here is Zarqawi's terrorist group's attack on an American convoy.
Burada gördüğümüz şey, Zerkavi'nin terör örgütünün... bir Amerikan konvoyuna saldırısı.
Zarqawi, where's the terrorist now? "
Terörist şimdi nerede? " diye şarkılar söylüyor.
I found my darkest place here, on a US patrol to sweep a suspected terrorist village.
Ruhumdaki en karanlık yeri burada keşfettim. ABD devriyesi teröristlerin barındığı bu köye saldırdı.
- Does he look like a terrorist to you?
- Sana terörist gibi mi geliyor?
She is a terrorist, and she has to be reckoned.
O bir terörist ve hesabının görülmesi lazım.
If we hadn't lost the blasted evidence, the proof, there in black and white, to tie the terrorist to Congress.
İnsan hakları, hayır. Hindu mu? Elbette ama Tanrı bile beni kendi tapınağında istemiyor efendim.
I thought to myself, we need to look lively, or they'll turn this terrorist into another Bhagat bloody Singh.
- Elbette. Harekete geçmemiz gerektiğini düşündüm yoksa bu teröristi bir başka kahrolası Bhagat Singh olayına dönüştürecekler.
Perhaps he wasn't a terrorist.
Belki bir terörist değildi.
Still, some terrorist who'd rather take his own life than speak up for the cause.
Yine de sebebini söylemek yerine intihar etmeyi seçen bir terörist.
A terrorist.
- Bir terörist.
Doesn't make you a terrorist, does it?
Ama bu sizi terörist yapmaz, değil mi?
- You're a murderer and a terrorist.
Hem bir katil, hem de teröristsin.
This man's a wanted terrorist.
Bu adam aranan bir terörist.
Last I checked, I was the one man here who didn't desert his post or get himself on a terrorist-suspect list.
Son baktığımda çalışma yerini bırakmayan veya kendini terör şüphelisi listesine sokmayan bir ben vardım.
The "Paisa Robin Hood"... had become a terrorist.
"Kolombiyalı Robin Hood" artık bir teröristti.
Negotiate with a terrorist while trying to catch him at the same time.
Bir teröristi hem yakalamaya çalışıp, hem de onunla aynı masaya oturuyorduk.
A terrorist, a drug dealer and a murderer surrendering to a grateful nation who gave him everything he asked for.
Bir terörist, uyuşturucu kaçakçısı, katil, ona her istediğini veren minnettar bir ulusa teslim oluyor.
He's an Indian by birth. These terrorist organizations have succeeded in convincing people, that India is not their country.
Doğuştan bir hintliydi. kendi ülkesinde yaşayan hintli vatandaşları ikna etme kabileyetiydi.
And now, our children are being recruited from right under our noses, for terrorist training camps.
adamlarımız tek tek onların tarafına geçiyor. Ayrıca terörist eğitim kampları burnumuzun dibinde.
Then that is the terrorist organization's biggest success and our biggest failure, sir.
Bu terörist organizasyonun en büyük başarısı... efendim.
News has just come in from William Dock, Mumbai where one of the most dreaded terrorist Javed Ali, from let killed himself and 4 police officers in a suicide explosion.
William rıhtımından az önce yeni haberler elimize ulaştı... En korkunç teröristlerden biri olan Javed Ali Khan intihar saldırısı düzenleyerek kendini ve dört polis memurunu öldürdü.
Regarding the recent terrorist attacks and Bilal Khan's escape.
Son yapılan terörist saldırısı ve Bilal Khan'ın kaçışı ile ilğili.
Belongs to a terrorist group called IM in India.
Ölüsüne mi? Bilal Khan.
Man, he was a terrorist, dawg.
O bir teröristti adamım.
Jemaah Islamiah, the Southeast Asian terrorist group... claimed responsibility for the attack.
Saldırıyı, Güneydoğu Asya kökenli terörist grup Jemaah Islamiah üstlendi.
We were ordered to covertly going to North Korea With the intention of comitting terrorist attacks
Yapılan terör saldırıları nedeniyle Kuzey Kore'ye gizlice girme emri aldık.
I fight terrorist
Teröristlere karşı savaşıyorum.