English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ T ] / They're all alike

They're all alike translate Turkish

57 parallel translation
- They're all alike to me, sir.
- Benim için hepsi aynı efendim.
They're all alike to Juanillo.
Hepsi Juanillo için aynı..
They're all alike here.
Bunların hepsi böyle.
Yes, they're all alike, Kipp.
Evet, hepsi birbirine benziyor Kipp.
They're all alike. is it so important?
Hepsi birbirine benzer. Bu kadar önemli mi bu? çok önemli.
They're all pretty much alike.
Hepsi birbirine benzer.
That's the trouble with these latchkeys, they're all alike.
Anahtarların kötü tarafı da bu, hepsi birbirinin aynı.
They're all alike.
Hepsi aynı.
They're all alike to me.
- Bana göre hepsi bir.
They're all alike.
Hepsi bir birine benzer.
I'm tellin'you, they're all alike.
Size söylüyorum, bunların hepsi aynı.
- They're all alike, man.
- Hepsi aynı, dostum.
- They're all alike.
- Hepsi aynıdır.
The same way. They're all alike.
Aynıydı, hepsi aynıdır zaten.
Chou, cabbage, they're all alike!
- Lahanaymış - onların hepsi aynı!
They're all alike.
Hepiniz aynısınız.
They're all alike.
Hepsi birbirine benziyor.
They're all alike.
Hepsinde aynı sorun var.
They're all alike.
- Kadın işte. Hepsi aynı.
They're all alike, like California oranges.
Hepsi birbirine benziyor, Kaliforniya portakalları gibi.
They're all alike.
Hepsi birbirine benzer.
Artists, they're all alike.
Şu sanatçılar, hepsi aynı.
They're all alike, huh? Huh? Huh!
Bunların hepsi böyle, ha?
Undress them and they're all alike.
Kıyafetlerini çıkarttığında hepsi aynı olur.
From this pettifogging pedlar to big industrialists they're all alike :
Bu üçkağıtçı tüccardan büyük endüstri patronlarına kadar hepsi aynı :
- Because they're all alike.
- Çünkü hepsi birbirine benziyor.
And they're all alike.
Hepsi birbirine benzer!
All those scientists, they're all alike.
Hepsi bilim adamıdır, hepsi birbirine benzer.
There are no small frozen peas, they're all alike.
Küçüğü büyüğü yok.
Those faint striation patterns on his throat... and on his wrists, and on those parts. They're all identical. They're all alike.
Boğazında, bileklerinde ve göğüs tarafındaki belirgin tırmalama izleri.
- They're all alike.
- Diğerleri de öyle.
They're all alike, the good ones.
Siz "iyiler", hep aynısınız.
With the waitresses, how they're all alike.
Garsonlardan, hepsinin birbirine benzemesinden.
They're all alike. Hey, Len, what's the matter with you?
Dostum söylesene yine neyin var senin?
They're all alike at lambing.
Bunların hepsi aynı.
Everybody looks alike, run around like they all happy and shit... when they're really fuckin'miserable.
Herkes birbirini sever ve mutludur. Oysa asıl berbat durumda olanlar. - Şu çevrene bak.
They're all dressed alike and they're still having a good time.
Herkes aynı giyinmiş ama yine de iyi vakit geçiriyorlar.
- They're all alike, eh?
- Hepsi aynı değil mi?
- Damn Skench demons. They're all alike.
- Lanet olası Skench iblisleri, hepsi aynı.
They're white. All you guys look alike to me.
Tüm beyazlar bana aynı geliyor.
They're all alike...
Benziyorlar...
They're not at all alike.
Hiç de birbirlerine benzemiyorlar.
It's a group scene, they're all dressed alike.
Bu bir grup sahnesi, hepsinin kıyafeti aynı.
These serial-killing perverts, they're all alike.
Seri halde öldüren bu cinsel sapıklar, alayı aynı bunların.
They're all alike.
Birbirlerine benziyorlar.
Who cares what it's called? They're all alike anyway.
Buna dedikleri şey kimin umurunda ki?
No, they're clearly not all alike, otherwise I would not be standing before you without the shirt on my back.
Hayır, tabii ki hepsi birbirine benzemiyor. Öyle olsa üzerimde kıyafetim olurdu.
They're all alike in one respect... they're profit-driven, and therefore, focused on short-term gain.
Bir bakıma hepsi birbirine benziyor ; tamamı kâr odaklı ve bu yüzden hepsi kısa vadeli kazanıma yönelik olarak işliyor.
They all sound alike, but they're all spelled different.
Hepsinin okunuşu benzer, ama farklı telaffuz ediliyorlar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]