They're here somewhere translate Turkish
122 parallel translation
They're around here somewhere.
Buralarda bir yerdeler.
Here's somewhere else where they're shooting at birds from every angle.
Burası da bizimkilerin piliçleri her açıdan çektikleri başka bir yer.
They're somewhere here.
Burada bir yerdeler.
They're here somewhere.
Her yerde olabilir.
If the men that killed Ben Grady ain't in town... and didn't leave tracks that two Apaches could read... then they're up here somewhere.
Ben Grady'yi öldürenler kasabada değilse ve iki Apaçi'nin sürebileceği herhangi bir iz bırakmamışlarsa o zaman buralarda bir yerde olmalılar.
They're here somewhere.
Buralarda bir yerlerdeler.
- They're around here somewhere.
- Buralarda bir yerde olmalılar.
- No, they're here somewhere.
- Hayır burada bir yerdeler.
They're around here somewhere.
Burada olması lazım.
They're around here somewhere.
Burada bir yerde olmalılar.
- They're in here somewhere.
- Burada bir yerdeler.
- lt's somewhere. We have to close up here. They're ready to go.
Kalkışa hazırız.
- I don't see the difference whether they're made here or somewhere else.
- Ha burada imal edilmiş, ha başka yerde ben bir fark göremiyorum.
From the look of this place, they're around here somewhere.
Etrafta bir yerlerdedir.
- Yeah. - That means they're all here somewhere.
Bunun anlamı, avların hepsi burada bir yerde.
They're around here somewhere, but here are the loan papers.
Burada bir yerdeler, ama işte borç evrakları.
Yeah, well, they're going to be here somewhere.
Evet, ama buralarda bir yerde olmalı.
One, Daniel misdialled... and they're here... somewhere we haven't found.
Bir, Daniel yanlış çevirdi... ve buradalar... bizim bulamadığımız bir yerde.
They're here somewhere!
Burada bir yerdeler!
- They're in here somewhere.
- Buralarda bir yerdeler.
They're here somewhere.
Buralarda bir yerde. Biliyorum.
They're somewhere here.
Buralarda.
Oh, they're here. Somewhere.
Evet, burada bir yerdeler.
They're around here somewhere.
Buralarda bir yerde olmalılar.
I'm sure they're here somewhere.
Eminim buralarda bir yerdelerdir.
- They're here, somewhere.
- Burada biryerdeler.
They're out here somewhere.
Onlar burada bir yerlerde.
- I don't know, which means they're probably still somewhere around here.
Bu da hâlâ buralarda oldukları anlamına gelir.
But they're probably here somewhere, so just check in some of these boxes.
Fakat buralarda biyerlerde olmalı, şu kutuların içine bak.
They're fake... but in here somewhere, it's me!
ama içeride bir yerde, o benim işte!
They're hiding here somewhere.
Burada bir yerde saklanıyorlar.
'Cause we think they're here, we think you've got'em hid up somewhere, what I gotta give you?
Çünkü biz burada olduklarını düşünüyoruz. Onları burada sakladığınızı düşünüyoruz. Size ne vermem gerek?
They're here somewhere.
Burda biryerlerde.
Those creatures, the lizard-people, they're around here somewhere.
Şu yaratıklar, kertenkele adamlar, buralarda olmalılar.
I'm sure they're around here somewhere.
Eminim buralarda bir yerdedirler.
If you asked them what pack it was, they wouldn't notice it, but the theory was that somewhere, it's buried in here, and then when they get to the age where they're smoking,
Teoriye göre bu düşünce, beyninizin burasında gömülü.
If they made me wait here while they're somewhere crashing...
Eğer beni burada bekletip biryerlerde keyif yapıyorlarsa....
No, they're in these bins down here somewhere.
Hayır, Burada biryerdeki kutulardalar
Or they're asleep somewhere, and we've been here since dawn.
Ya da bir yerde uyuyup kalmışlardır ve biz de seher vaktinden beri buradayız.
I know they're here somewhere.
Buralarda bir yerlerde olduklarını biliyorum.
I know they're in here somewhere. Shut up.
- Burada bir yerde olduğunu biliyorum
They're gonna lob some gas in here and then we'll all wake up somewhere else.
BayıItıcı gaz kullanacaklar ve sonra hepimiz başka bir yerde uyanacağız.
... know why they took her out the door with them, but we're still hoping they let her go somewhere between here and wherever they're headed.
Neden kadını da aldılar bilmiyoruz ama onu bir yerde bıraktıklarını umuyoruz.
They're in here somewhere.
Buralarda bir yerdeler.
They're here somewhere, I know it.
Burada bir yerdeler, biliyorum.
They're making a movie around here somewhere.
Buralarda biryerlerde film çekiyorlar.
I know they're here somewhere.
Her yerde olabilirler.
They're here somewhere.
Burada bir yerlerde olacak.
They're somewhere near the Rote Fluh, that's 200 m away from here, we're almost on the east ridge here.
Buraya yaklaşık 200 m mesafedeki Fluh rotasının yakınında bir yerlerdeler. Biz yaklaşık çıkıntının doğusundayız.
.... they're here somewhere.
Buralarda bir yerde olmalı.
Maybe they're hiding somewhere in the desert, and here we are, separated into teams.
Belki çölde bir yerde saklanıyorlardır, biz de burada ayrı ekipler halinde dolaşıyoruz.
they're here 1043
they're here now 24
they're here for you 16
somewhere 622
somewhere between 31
somewhere out there 32
somewhere around here 22
somewhere along the line 34
somewhere else 105
somewhere along the way 36
they're here now 24
they're here for you 16
somewhere 622
somewhere between 31
somewhere out there 32
somewhere around here 22
somewhere along the line 34
somewhere else 105
somewhere along the way 36
somewhere inside 16
somewhere in there 21
somewhere around 22
somewhere here 21
somewhere safe 79
they're 1306
they're not happy 17
they're not going anywhere 43
they're real 107
they're not yours 24
somewhere in there 21
somewhere around 22
somewhere here 21
somewhere safe 79
they're 1306
they're not happy 17
they're not going anywhere 43
they're real 107
they're not yours 24
they're right 150
they're not here 176
they're beautiful 332
they're all gone 114
they're great 201
they're back 185
they're alive 112
they're wrong 98
they're just people 22
they're not stupid 24
they're not here 176
they're beautiful 332
they're all gone 114
they're great 201
they're back 185
they're alive 112
they're wrong 98
they're just people 22
they're not stupid 24