They're right outside translate Turkish
80 parallel translation
They're outside right now, a whole wagonload of them.
Şu anda dışarıdalar, bir araba dolusu.
They're right outside.
Hemen orada dışarıdaydılar.
Are the kids all right? Yeah, they're outside playing.
Evet, dışarıda oynuyorlar.
They're gonna place that piñata right outside.
Pinyatayı dışarı yerleştirmek üzeredirler.
Look, Caiaphas They're right outside our yard
Bak, Caiaphas, Bahçemize kadar geldiler
Right, they're tough on the outside.
Evet ama belki dışarıdan etkilenmiyorlardır.
They're probably waiting right outside.
Muhtemelen dışarıda bekliyorlardır.
They look all right on the outside... but their insides... they're deformed.
Dışarıdan düzgün görünüyorlar ama içleri deforme olmuş. Bunu bir şekilde halletmeliydim.
And they're all by my store because they stuck the mall Santa right outside, ringing his stupid bell.
Ve hepsi de benim dükkanımın önünde! Çünkü alışveriş merkezinin Noel babası, çanını tam benim dükkanın önünde çalıyor!
And no one is looking to the outside for verification that what they're doing is all right.
Ve kimse merak edip yaptıklarının doğruluğunu kontrol etmek istemiyor.
Honey they're probably right outside.
Kapının önünde olabilirler.
Now I think you're dead right when you say when you say that they must look beyond this village, and must look at what's happening outside.
Düşündüm de, şey dediğinde.. bu köyün ötesine bakmaları, dışarıda neler olduğuna bakmaları gerek dediğinde dibine kadar haklıydın.
- They're parked outside right now.
- Kapının önünde park etmişler.
They're right outside the door.
Hemen kapının dışındalar.
They're right outside. I'll get rid of them. No, no, it's ok.
Onlardan hemen kurtulabilirim.
They're right outside.
Neden dışarıda?
( sing ) Look, Caiaphas, they're right outside our yard ( sing )
Bak, Caiaphas, hemen dışarıdalar...
They're probably outside right now.
Dışarıdalar.
They're picketing right outside.
Dışarıda nöbet tutuyorlar.
- They're right outside, Ray.
Kapının önündeler, Ray.
Mr. Brandt can you hear me? They're shooting right outside, Mr. Secretary. Outside of the Embassy compound?
BRAD
They're right outside!
Ailem onları durduramadı!
They're right outside.
Dışarıdalar.
We've got a situation here. They're rioting right outside.
Binanın önünde büyük bir kargaşa var.
But on the outside they're just pink, like your bumps right there.
- Dışları pembe oluyormuş.
They're demonstrating right now outside.
Şu anda hemen dışarıda bir gösteri var.
Well, now they're right outside the city, so what are you gonna do about it?
Artık kentin hemen dışında dolaşıyorlar. Bu konuda ne yapacaksın?
They're right outside.
Kapının önündeler.
They're in a car right outside.
Hemen dışarıda arabada olmalılar.
They're right outside.
- Hemen dışarıdalar.
They're right outside.
Hemen dışarıdalar.
I'm afraid they're outside right now.
Korkarım şu anda dışarıdalar.
They're camping right outside my property and I can't do anything?
Onlar arazimde kamp kuruyorlar ve ben hiç bir şey yapamıyor muyum?
They're right outside the door.
Kapının dışında bekliyorlar.
They're right outside.
İkisi de dışarıda.
They're right outside.
Cho! Hemen dışarıdalar.
They're right outside, Penny.
Dışarıdalar, Penny.
The queen's guards are following me everywhere, they're right outside the door.
Kraliçe'nin muhafızları beni her yerde takip ediyorlar şimdi de kapının hemen dışındalar.
They're right outside my door!
Kapımın önüne kadar geldiler!
They're shooting right outside my apartment.
Nereye baksam Peep World'u görüyorum. Evimin önünde filmini çekiyorlar.
If they're not dying right now, then they go to the regular ER, which is outside and around the corner.
Eğer şu anda ölmüyorlarsa acil servise giderler ki kendisi dışarıda, köşede.
They're right outside the door.
Kapının dibindeler.
They're right outside!
Hemen dışarıdalar!
They're right outside the door.
Kapının hemen dışındalar.
They're right outside.
Köpekler dışarıda.
The cops might be outside this building right now, and they're gonna come in and everything, but you both still have a moment, a chance to get outside and... and... and plan your getaway.
Polisler şu anda binanın hemen dışında olabilir,... ve içeri falan girecekler,... ama ikinizin dışarı çıkmak ve... kaçışınızı planlamak için hala zamanınız var...
They're right outside!
Dışarıdalar!
Infact, they're distributing it outside the center right now.
Şehre dağıtmaya başladılar bile.
They're outside this house right now, and they sent me in here to kill you.
Dışarıdalar ve seni öldürmem için gönderdiler.
Your prints are on the vests with the people outside right now, the vests that they're wearing.
Şu an dışarıda bulunan insanların giydiği yeleklerde de senin parmak izin var.
They're high on the outside of your right breast.
... sağ göğsünün epey yukarısında.
they're right 150
they're right there 43
they're right here 50
they're right behind us 27
right outside 19
outside 883
outsiders 26
outside of work 17
outside now 21
outside the government 18
they're right there 43
they're right here 50
they're right behind us 27
right outside 19
outside 883
outsiders 26
outside of work 17
outside now 21
outside the government 18
they're 1306
they're not happy 17
they're not going anywhere 43
they're real 107
they're not yours 24
they're beautiful 332
they're all gone 114
they're here 1043
they're not here 176
they're great 201
they're not happy 17
they're not going anywhere 43
they're real 107
they're not yours 24
they're beautiful 332
they're all gone 114
they're here 1043
they're not here 176
they're great 201