English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ T ] / Tightening

Tightening translate Turkish

234 parallel translation
We're tightening our purse strings now.
Olmaz doktor. Artık kemerlerimizi sıkıyoruz.
The drift's tightening, Disko.
Halat iyice sıkışıyor Disko.
Brave soldiers, can it be that your nerves are tightening?
Cesur askerler, sinirleriniz geriliyor olabilir mi?
Above the plane, tightening the rigging.
Uçağın üzerinde, donanımı sıkıştırıyor.
They're tightening!
Sıkıyorlar.
Our orbit, tightening. Our need for efficiency, critical.
Yörüngemiz daralıyor, verimlilik ihtiyacı kritik.
" Pete Gilroy ´ s weight and the ever-tightening noose about her neck began slightly to impede the wild mare ´ s speed.
" Pete Gilroy'un ağırlığı ve boğazındaki giderek sıkan ilmik, vahşi kısrağın hızını kesmeye başladı.
It's like a wire inside me tightening.
Sanki içimde bir tel geriliyor.
The net is tightening.
Başçavuşum, çember daralıyor.
Hose clamp just needs tightening a little. It does?
Ama vantilatör kayışı gevşemiş.
I mean, is it sort of a tightening...
Yani, bir bakıma sıkış...
And so the great powers And the people of shanklin, isle of wight Drew their net in ever-tightening circles
Böylece büyük güçler ve Wight Adası, Shanklin halkı dünya barışının karşılaştığı en büyük tehdide karşı ağı sıkılaştırmaya başladı.
Tightening that score now to 35 to 20.
Şimdi fark 35 - 20 oldu.
I could feel the tightening in his stomach.
Karnındaki kasılmayı bile hissettim.
I still get a little tightening in my stomach from time to time myself.
Benim de hala zaman zaman midemde biraz kasılma oluyor.
Keep him on a leash. Say what, start tightening the screws.
tamasını sıkı tut. bence onun vidalarını kontrol ettirmelisin.
Why don't you try tightening the pinion nut first?
Neden önce vidayı sıkıştırmayı denemiyorsun?
We're tightening things up.
İşleri sıkı tutuyoruz.
There it is again, this feeling of well-being... as if inside my body a hand was softly tightening.
İşte yine aynı şey.Bu içimdeki huzur duygusu... Sanki içimde bir el geziniyormuş gibi...
This is due to the gradual tightening of monetary policies... ... with France, Italy and Netherlands tending to have... ... tighter monetary policies than Germany.
Bu Fransa, Hollanda ve İtalya'nın maddi politikasını yavaşça kısıp, Almanya'nın maddi politikasından daha sıkı olması yüzünden.
They're tightening the yoke, John.
Her şeyi planlamış.
- Tightening my belt by one loop, so i don't feel hunger pains.
Açlık hissetmemek için kemerimi bir delik ileriden sıkacağım.
- I got to finish tightening them. We're going to lose a tire.
- onlari sikmam lazim bir lastik kaybedecegiz.
Tightening in the throat?
Boğazında ki düğüm?
Our daily image of tightening.
Günlük kemer sıkma şöyle yapılacak :
We should discuss tightening security in case they come back.
Kasanın güvenliğini artırmak hakkında konuşmalıyız.
A jowl tightening?
Çene sıkılaştırıcı mı?
As if there's anything left on her that needs tightening.
Kadının sıkıştırılacak yeri mi kaldı?
The vice-president talked about tightening the relations between the states of Yugoslavia...
Başkan yardımcısı ilişkileri güçlendirmekten bahsetti Yugoslavya ve...
We've been getting that raise every year and now this Nazi in nylons comes waltzing in here and cancels it with some vague crap about corporate belt-tightening.
Her yıl o zammı alıyorduk ama şimdi bu nazi çoraplı karı ortalıkta vals yapıyor, zammımızı vermiyor bunu da bize kemer sıkma politikası saçmalığıyla yutturuyor. Hiç adil değil!
She's tightening her grip on that tenure slot.
Memuriyet süresinin uzatılmasını kesinleştiriyor.
"Hand me down a spanner, eh, Mike? I think Mrs. Brady's ankle needs tightening."
Sanırım Bayan Brady'nin birkaç tahtası gevşemiş.
"Hand me down a spanner, Mike. I think Mrs. Brady's head needs tightening."
İngiliz anahtarını uzatın Bayan Brady'nin kafasında birkaç vida gevşemiş!
Joxer, you're tightening the ropes!
Joxer, ipleri sıkılaştırıyorsun!
I'm not tightening.
Sıkılaştırmıyorum.
but now he was tightening it once more.
... ama artık bir kez daha yönetimi sertleştiriyordu.
Tightening the horsehair.
- At kuyruğunu germiş oluyorsunuz.
- Tightening the horsehair. - The horsehair.
- At kuyruğunu geriyorsunuz.
If you ask me, we could all do with a little tightening.
Bana sorarsan, tek yapmamız gereken biraz sıkılaştırmak.
- If you feel yourself tightening up...
- Eğer kendini zorda hissedersen,...
I don't get it. He's tightening the noose around his own neck.
Bu oldukça basit.Kendimize örnek olarak her iki role de sahip
People are tightening their belts.
İnsanlar kemer sıkıyor.
I could feel it tightening'.
Hayır, sıktığını hissedebiliyordum.
- Try tightening the coupling.
- Ek yerlerinden sıkarsın.
Why? Because you lived tightening
- Çünkü sen sürekli basıp durdun.
Cienega here tightening the hose clamps for you bad girls.
Bay Cienega, siz yaramaz kızlar için sunuculuğu devralıyorum.
Maybe when we're finished tightening all the nuts and bolts, you'd like to join me.
Belki tüm gerekli ayarlamaları tamamladıktan sonra bana katılmak istersin.
It simply involves tightening these two muscles here
Sadece buradaki iki kasın gerilmesi yeterli oluyor.
Tightening mainly my clandestine muscles... rediscovering at once the beast in me, My hooves, jaws and spurs... letting the oily grease coat my sculptured self as I galloped... with my feathered mane flying like feathers.
En mahrem adalelerimi sıkarak bir kez daha içimdeki yaratığı keşfederek toynaklarım, çenelerim, dürtülerim yontulmuş benliğimi, yağlı derimi bırakarak dört nala koşarken tüylü yelemle tüy gibi uçuyordum.
No, not nearly enough to keep my heart from tightening... to keep me from forgetting that this was the town where my brother had died.
"1647" idi değil mi?
Stop tightening.
Sıkmayı kes artık!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]