Times that translate Turkish
8,356 parallel translation
Griffin called Lila 28 times that night.
Griffin o gece Lila'yı 28 kere aramış.
And there were so many times that I wanted to tell you, but...
Ve sana pek çok defa söylemek istedim, ama...
I developed the mirror backing, and fortunately for us the lightning went off about 10 times that night.
Aynanın arkasını banyo ettirdim. Şansımıza ki, o gece şimşekler tam 10 kez vurmuş aynayı.
So many times that it has become unmoored from all meaning.
O kadar fazla ki anlamını yitirdi.
Ohh, times that tough since Madalena see'd-ya-later, huh, Gal?
Madalena sana tekmeyi bastığından beri işler zor değil mi Gal?
Others occurred at times that we can confirm he was out of the country.
Diğerleri de onun yurt dışında olduğu zamanlarda kaybolmuş.
Well..... many times that of one, hm?
Tek bir kişiden kat be kat işe yarar.
I warned him I don't know how many times that they were playing a dangerous game.
Onlar tehlikeli bir oyun oynamaya olduğunu Yani, ben savaş... Ben Ben kaç kere bilmiyorum onu uyardı.
No, no, no, I've played with you too many times to let you get away with that.
Yok, hayır. Bununla kurtulmana izin vermeyecek kadar çok oyun oynadım seninle.
5,000 blood samples times £ 100, that's a budget of £ 500,000 for what is, essentially, an experiment?
5.000 kan örneği 100 pounddan 500.000 £ gibi bir bütçe yapar ki bu da yarım milyon demek. Bu tutar sadece bir deney için mi?
No, I mean, I... I've only done that a couple times.
- Yani, sadece bir iki kez yaptım.
You already looked through that book 10 times.
- O kitaba on kez baktın.
An attack on Times Square could have been a calamity, and what I hear is that you saved thousands of lives.
Time Meydanına olan olası bir saldırı felaketle sonuçlanabilirdi ve duyduğum kadarıyla binlerce insanın hayatını kurtarmışsın.
Like, she knew that I didn't know what seven times seven was.
Mesela, yedi kere yedinin kaç olduğunu bilmediğimi biliyordu.
A decent guy that's fallen on some hard times.
Zor zamanlar geçirmiş iyi bir adam. Zor mu?
Yes, I know, you've told that story dozens of times to the press.
Evet biliyorum, bu hikayeyi basına bin kere anlattın.
And when the Court was strongly divided, as it was many times during his 23 years on the bench, it was his swing vote that created legal precedents that will last for centuries.
Ve 23 yıllık kariyeri boyunca bir çok defa şahit olduğu gibi yasama şiddetli biçimde ayrıştığında yüzyıllar boyunca emsal teşkil edecek olan teamülleri oluşturan kişiydi.
It should be noted that Xiomara and Rogelio's mother met three times in 1991.
Şunu belirtmekte fayda var ki, Xiomara ve Rogelio'nun annesi 1991 yılında üç kere görüştüler.
It should be noted that they were both thinking the exact same thing... that it felt like old times.
Şunu belirtmeliyim ki ikisi de tam olarak aynı şeyi düşünüyorlardı... eski hallerine dönmüş gibi hissetmişlerdi.
Oh, and look at that, he won it three times.
Şuraya bakın! Adam, tam üç kez kazanmış.
The night we trapped the Reverse-Flash in the force-field, he escaped because the containment system failed, but I checked that data three times, and the super-capacitors were still fully charged when he got out.
Zıt Flash'ı güç alanının içine hapsettiğimiz gece oradan kaçtı çünkü hapis sistemi çökmüştü. Ama verileri tam 3 kere kontrol ettim. Oradan kaçtığında süper kondansatörler tam kapasite çalışıyordu.
The truth is that he saved your life multiple times.
Gerçek hayatını birden çok kez kurtardığı
That's where you were all those times I was calling.
Seni aradığım zamanlar hep Tom ile beraberdin demek.
~ How many times did you meet Danny before that night?
- O geceden önce Danny ile kaç kere buluştunuz.
That he'd been in the house plenty of times, which is true, but... he still wouldn't say how the hair got on the pillow.
Eve bir sürü kere girip çıktığını söyledi ama hala saçının nasıl yastığın üzerinde bulunduğunu açıklamıyor.
Now that i think about it, that was one of the best times i ever had in college.
Düşününce üniversitede geçirdiğim en güzel zamanlardı.
That's three times the number reported in the preceding six months.
Altı ayın öncesine kadar raporlanan kişi sayısından üç kat fazla.
BRANDO : There are times I know I did much better acting than in that scene from On the Waterfront.
Rıhtımlar Üzerinde'deki sahneden çok daha iyi... oynadığımı bildiğim zamanlar oldu.
Many times I remember being down in the dumps and then I saw a movie that took me away for a few hours and I was completely restored.
Kederli olduğumda izlediğim bir filmin... birkaç saatliğine kafamı dağıttığı ve yeniden... canlandığım çok olmuştur.
I mean, we cased that place at least a dozen times.
Oraya defalarca baktık.
- And then I got her back. Yeah, how many times are you gonna be able to do that?
Peki, kaç kez daha bunu yapabileceksin acaba?
Nine times out of 10, that guy's the killer.
10 üzerinden 9, o çocuk katil.
That's what I said the last five times.
- Beştir tanışmadım diyorum ya.
I've told myself that many times.
Bunu kendime defalarca kez söyledim.
And given that we've tried to remove it... several times in the past, our only option now... is to cut the rope before it strangles us both.
Ve geçmişte de yaşadıklarımız göz önüne alınırsa, şu andaki tek seçenek ikimizi de boğmadan "ipi kesmek."
That's what i thought Till i was arrested a few times.
Birkaç kez tutuklanana kadar ben de öyle düşünüyordum.
But is that times are so hard... Bombarding people with such nonsense?
Ama şu an, insanları böylesi deli saçması programlarla cezalandıracak kadar zor zamanlarda mıyız?
Try to think of the good times. That's what she'd want.
Güzel zamanları düşünmeye çalış.
As many times as I've considered it, you know that death was never my intention.
Defalarca belirttiğim gibi, ölüm hiç bir zaman benim niyetim olmadı.
I have been over that day a thousand times.
O günü kafamda bin kez düşündüm.
That's three times this month.
Bu ayki üçüncü sefer bu.
And that night he picked me up three more times on the way to the room. I picked him up once.
O gece odaya gidene dek beni üç kez daha canlandırdı bense onu bir kez.
I stared death in the face a dozen times, and I did all that to be with a woman who chose a fierce and cruel man over my unconditional love. - So...
Yüzlerce kez ölümle burun buruna geldim ve tüm bunları karşılıksız aşkıma karşı zalim biriyle evlenmeyi seçen bir kadın için yaptım.
I told you a thousand times to come without that minibus.
Bin defa dedim, şunla mahalleye girme diye.
Really? - Sweet, dude! And a new person has been appointed to try and make South Park Elementary a more progressive place that fits in with today's times.
Ve South Park İlkokul'unu daha ilerici ve çağdaş bir yer haline getirmek için yeni biri atandı.
You were going through so much, you know, and... and... Just trust that I wanted to come clean so many times, all right?
Bunca şeyle uğraşıyordun, bilirsin, ve inan ki çok kez gelip içimi boşaltmak istedim, tamam mı?
! How many times did you hear me freaking out because I couldn't remember what happened that night? !
Kaç kere o gece olanları hatırlamadığım için korktuğumu duydun benden?
Like five times out of eight, I remember exactly half of everything that happens.
Sekiz çıkışın beşinde gibi, olanların tamamının yarısını tam olarak hatırlarım.
How many times do I need to say that before it gets into your skull?
Kafana girene kadar daha kaç defa söylemeliyim?
Instead of passing out the same old flyers that everyone's seen over a million times... No offense... and asking people to buy our magazine, we do the exact opposite.
Alınmayın ama insanlardan dergimizi almalarını istememiz, tam zıttını yapıyoruz aslında.
That times out perfectly for the brawl in the alley, so maybe our dead superhero really did get some licks in before they took him down.
Zaman aşımına mükemmel sokakta kavga için, o belki bizim ölü süper kahraman gerçekten bazı yalıyor aldın onlar onu almadan önce.
that 10639
that's nice 2129
that's enough 4716
that's gross 203
that's it 18340
that's good 7000
that's great 6151
that's right 20311
that's all 8171
that's 10531
that's nice 2129
that's enough 4716
that's gross 203
that's it 18340
that's good 7000
that's great 6151
that's right 20311
that's all 8171
that's 10531
that's my boy 361
that's my girl 410
that's all i got 169
that's awesome 830
that's good to hear 161
that's cool 1334
that all started with a big bang 89
that's great work 19
that'll be it 25
that's my best friend 28
that's my girl 410
that's all i got 169
that's awesome 830
that's good to hear 161
that's cool 1334
that all started with a big bang 89
that's great work 19
that'll be it 25
that's my best friend 28
that's my sister 96
that's good to know 269
that's for sure 889
that's my baby 48
that doesn't seem fair 27
that's me 2273
that's my man 51
that is 2872
that's my line 54
that is so lame 16
that's good to know 269
that's for sure 889
that's my baby 48
that doesn't seem fair 27
that's me 2273
that's my man 51
that is 2872
that's my line 54
that is so lame 16