Trade secret translate Turkish
89 parallel translation
- Oh, that's a trade secret.
- Bu çok gizli.
Trade secret.
- Meslek sırrı.
It's a trade secret.
Meslek sırrı.
It's a trade secret...
Hadi söyle.
A trade secret.
Meslek sırrı.
Trade secret.
Meslek sırrı.
- Trade secret.
- Meslek sırrı.
Well, that's just a little trade secret.
- Meslek sırrı. İyi avlanmalar.
Uh-huh, a little trade secret.
Bu mesleki sır.
- That's your secret, like a trade secret?
- Şimdi bu ticari bir sır mı?
It's like a trade secret.
İşin sırrı burda.
Sorry, it's a trade secret.
Üzgünüm bu meslek sırrı.
That... is a trade secret.
Bu bir meslek sırrı.
Trade secret.
Gösteri sırrı.
What was I supposed to do, admit I stole a trade secret?
Ne yapmalıydım, gizli bir sırrı çaldığımı kabul mu edecektim?
If the pharmaceutical company does the research... it'll be a trade secret, and they won't have to share with anyone.
Araştırmayı ilaç şirketi yaparsa bu bir ticari sır olarak kalır. Bunu açıklamak zorunda kalmazlar ve açıklamazlar.
Can't share a trade secret.
Bu sırrı sizinle paylaşamam.
The waif and the scientist fell deeply in love, hiding their affair from the world like a trade secret.
Çiroz kız ve bilim adamı ölesiye aşık olmuşlardı. İlişkilerini dünyadan ticari bir sır gibi saklıyorlardı.
I'm gonna let you in on a trade secret.
Size bir ticaret sırrı vereyim.
"Clearly, the release of these internal research documents would compromise the effective marketing of Culcitate and must be kept within the protective confines of United-Northfield's trade secret language."
"Belli ki bu iç araştırma belgelerinin açığa çıkması ürünlerin fiyatlarını aşağıya düşüreceğinden dolayı U / North gizli anlaşmalarının bir gereği olarak korunmalıdır."
Sorry'trade secret.
Meslek sırrı.
- Trade secret.
Söyleyemem.
So tell me a trade secret.
Bana bir meslek sırrı ver.
I'll let you in on a trade secret.
Sana bir meslek sırrı vereyim.
Old trade secret for you.
Sana eski bir iş sırrı vereyim.
However, this is still a trade secret.
Yine de bu hâlâ ticari bir sır.
- Trade secret. No.
- Ticaret sırrı.
Recently, I caught a guy trying to sell my trade secret to the Chinese.
Kısa süre önce ticari sırrımı Çinlilere satmaya çalışan birini enseledim.
If you expose the algorithm, you expose a trade secret.
Algoritmayı açığa çıkarırsanız, ticari sırrı da açığa çıkarmış olursunuz.
Well, sir trade secret.
Meslek sırrı efendim.
- That's a trade secret.
- Bu bir ticaret sırrıdır.
Sorry, trade secret.
- Üzgünüm, gizlilik ilkesi.
Is it like... a trade secret?
Bu da bir tür deneyim mi?
- It's a trade secret.
- Bu bir meslek sırrı.
The Dutch courier who was to have brought to Geneva the secret trade agreement between Holland and Switzerland, has been found assaulted and dazed in the express train.
Hollanda ve İsviçre arasında imzalanan gizli ticari anlaşmayı Cenova'ya getirmesi gereken Hollandalı kurye, ekspres trende, saldırıya uğramış ve şuursuz bir halde bulundu. Ticari anlaşmanın bulunduğu evrak çantası kayıp.
Tell me, Varga, what is the secret of your success in the export trade?
Söylesene Varga, senin ihracat ticaretindeki başarının sırrı ne?
For the first time, we open the door to the secret Jackie Chan Stunt Lab to explain the various tricks of this dangerous trade, and Jackie himself conducts a master class in film fight choreography.
İlk defa, Jackie Chan'in gizli dublör laboratuarının kapılarını açtık bu tehlikeli figürlerin nasıl yapıldığını göstermek için, ve Jackie hareketleriyle kendisini birinci sınıf bir usta yapıyor, bunu filmlerindeki dövüş kareografilerinden anlayabiliriz.
It's a little secret from the trade.
Sana ufak mesleki bir sır vereyim.
Trade secret. Enough of this.
Bu kadarı yeter!
The secret of our trade's passed on from father to son!
Biz babadan gördük, anlamaz millet!
A secret trade in a remote location?
Uzak bir yerde özel bir takaz...
It's a trade secret.
Bunu nasıl başardın? Ticari sır.
Oh. Yeah. Trade secret.
Ticaret sırrı.
- We'll trade you the location of Jalle's secret food chamber for the lives of your unborn twins.
- Nasıl yani? - Küçük bir anlaşma yapacağız. Doğmamış ikizlerinin hayatına karşılık Jalle'nin gizli erzak deposunun yeri.
The secret of silk was a secret no more. And China's stranglehold on this lucrative trade was over.
Böylece ipeğin sırrı artık ortaya çıkmıştı ve Çin'in bu bol kazançlı ticaret üzerindeki tekeli de sona eriyordu.
Tricks of the trade, trade secret - - disintegration devices.
Ticaretin hileleri, ticari sır, parçalama makineleri.
'So she told me what she had to trade. 'Her secret.
Sonra bana takas etmek zorunda olduğu şeyi sırrını anlattı.
If I had your secret, I'd trade it all in for every magazine cover I've been on.
Sırrına sahip olmak için kapak olduğum tüm dergileri verirdim.
One secret to Arab trade? The camel.
Arap ticaretinin bir sırrı, deve.
I strong-armed Taylor into deeding me my bar in trade for keeping his secret.
Taylor'un sırrına karşılık zorla bu barın başına geçirildim.
If you want the deals that you brokered between Khaled and the French kept secret, then I suggest we arrange a trade.
Khaled ile Fransız arasında yaptığın anlaşmanın gizli kalmasını istiyorsan,... takas ayarlamanı tavsiye ederim.
secret 238
secrets 112
secretary 332
secretive 39
secretly 79
secret mission 16
secrets and lies 25
secretary of state 33
secret service 148
secretary mccord 22
secrets 112
secretary 332
secretive 39
secretly 79
secret mission 16
secrets and lies 25
secretary of state 33
secret service 148
secretary mccord 22