English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ T ] / Traumatized

Traumatized translate Turkish

536 parallel translation
I've been traumatized ever since.
O zamandan beri korkarım.
The former prime minister managed to escape and arrived in London via Switzerland. I must admit that what happened in France had traumatized me greatly.
1939'da uçuş subayı olan Pierre Mendès-France Vichy rejimi tarafından firar etmekten suçlandı ve Clermont askeri mahkemesinde hüküm giydi.
He wants to be a benefactor, he brought pack of children here from Los Angeles he says, they are ill, traumatized, do you know what it means?
Yardımsever biri olmak istiyor, buraya Los Angeles'tan bir grup çocuk getirdi çocukların travmatik olduğunu ve hasta olduklarını söyledi, bunun ne demek olduğunu biliyor musun?
He'd be traumatized for life.
Ömür boyu travma mı geçirsin çocuk.
Traumatized by the terrible adventure at the Castle the friend of my unfortunate daughter lost his mind.
Kaledeki korkunç travmadan.. .. benim talihsiz kızımın arkadaşı.. .. aklını kaçırdı.
I was told you were traumatized by this whole affair. Understandable..
Bütün bu olanlardan ötürü sarsıldığını söylediler.
- And Patrizia was traumatized.
- Patrizia da travma geçirmiştir.
The girls in the Pagoda are all terribly traumatized by Arminda.
Pagoda'daki bütün kızlar, Arminda tarafında dehşet verici travmalara maruz kalıyorlar.
- I suspect she did. Or she saw something which traumatized her... confused her, disturbed her in some way.
- Gördüğünden şüpheleniyorum ya da onu şoka sokan, kafasını karıştıran, onu bir şekilde rahatsız eden bir şey olmuş.
Devon, I don't think you realize just how traumatized she is by that experience.
Devon, bu olayın onu nasıl sarstığı hakkında bilgin olduğunu sanmıyorum.
They traumatized the Portuguese army to such an extent that it gave rise to a movement that overthrew the dictatorship, and led one for a moment to believe in a new revolution in Europe.
Portekiz ordusunu öyle travmaya ugrattilar ki ; bu, diktatörlügü devirecek bir hareketin dogmasina ve insanin bir an için Avrupa'da gerçeklesecek yeni bir devrime inanmasina yol açti.
They're so traumatized... they'll do almost anything not to sleep.
O kadar travmatikler ki uyumamak için neredeyse her şeyi yapabilirler.
You would describe her as frightened, traumatized? The prosecution is putting words in the witness'mouth. Objection.
Yani onu korkmuş, sarsılmış olarak tanımlayabilir misiniz?
Naturally, he was badly traumatized by the murders, but they bounce back pretty fast at that age.
Doğal olarak, katiller tarafından kötü şekilde zarar gördü, ama bu yaşta çabuk atlatırlar. - Andy'nin şimdi ihtiyacı olan... normal bir aile hayatı, iyi bir başlangıç... ve geçmişi unutmak için şans. - Zavallı çocuk.
A little traumatized, true.
Aslında biraz zorlanmıştım.
We're supplying the environment, but we're inheriting the genes, whether the mother was traumatized during the period of gestation.
Biz ortamı sağlıyoruz, fakat genler bize miras kalmıyor Annenin hamilelik döneminde travma geçirip geçirmeyeceği çok önemlidir.
'I know you are traumatized'but there is evil in this world'that not even a stoic can ignore,'and we must face the conflict between such evil'and its opposite, good.
" Tramva geçirmiş olduğunu biliyorum,... ama bu dünyada dayanıklı birinin bile inkar edemeyeceği kadar kötülük var,... ve bizde kötülük ve karşıtı iyilik ile temas kurmalıyız.
As I was about to tell your friends, the number one thing to know about Nicky is that throughout his brief life, he has been very confused, and perhaps traumatized by a persistent random misfortune.
Arkadaşlarınıza da anlatmak üzere olduğum gibi, Nicky hakkında bilinmesi gereken ilk şey, hayatının karmakarışık geçtiğidir. Yakasını bırakmayan talihsizlikler nedeniyle sarsılmış olduğu da söylenebilir.
You have been emotionally traumatized.
Sen duygusal travma yaşamışsın.
She was badly traumatized five years ago.
Beş yıl önce çok kötü bir travma geçirdi. - Nesin sen?
All the sick children in the playroom, looking out the window just traumatized by the incident.
Oyun odasından dışarı bakan çocuklar olaydan çok etkilendi.
He's been traumatized.
Büyük bir sarsıntı geçiriyor.
He was traumatized by the landing last night.
Dün akşamki iniş yüzünden sarsıldı.
What I saw was some traumatized little girl who, for no apparent reason, has some connection to Charlie Morris.
Orada gördüğüm şey Charlie Morris'le bağlantılı olmak için bir nedeni olmayan travma geçiren küçük bir kızdı.
But anyway, I was traumatized and became...
Neyse, şoka girdim ve..
All you have to do is say that you've been traumatized and you can't work around shoes anymore and then sue.
Tek yapman gereken travma geçirdiğini ve etrafında ayakkabılar varken çalışamadığını söylemek sonra da dava açmak.
Billy, I am sorry if my traumatized life is an inconvenience to you and your perfect existence.
Billy, üzgünüm, benim örselenmiş hayatım sana ve senin harika yaşamına engel olur.
And so in light of the videotape evidence and the eyewitness account of the now-traumatized student who had the misfortune of opening the door at exactly the wrong moment we must conclude that Bud Bundy is absolutely 100 percent guilty.
Video kasetin şahitliği doğrultusunda ve yanlış zamanda açık kapıdan bu olayı görme bahtsızlığı yaşamış travma geçiren öğrencilerin görgü tanıklığı ile Bud Bundy'i kesinlikle yüzde yüz suçlu ilan etmeliyiz.
He's a little traumatized by all the tension at home.
Evde olanlardan dolayı sarsıntı geçiriyordu.
- Could it be that you're traumatized...
- Hayır. - Travma yaşıyor olabilirsin.
The brain is severely traumatized and appears to have been severed at the medulla oblongata.
Beyin çok kötü tahrip edilmiş ve birkaç yerinden küçük parçalar alınmış gibi.
Your system was traumatized.
Büyük bir bedensel travma geçirmiştin.
Jeez, I can see how you could be very traumatized by this.
Ne kadar sarsıldığını anlıyorum.
Well, he thinks she was traumatized by the fire and went into a kind of shock.
- Ateş onu derinden sarsmış. Ve şoka girmiş.
I was not traumatized.
Ben travma geçirmedim.
The compulsive and repetitive act... of removing his own image from these photos leads me to believe... that he not only believed these stories, but he was traumatized by them.
Kendi görüntüsünü kesip çıkarma davranışı onun bu hikayelere inanmakla kalmayıp aynı zamanda bu yüzden travma geçirdiğini gösteriyor.
Maybe they won't be traumatized if you serve them pancakes.
Belki onlara pan kek yaparsan travma yaşamazlar.
- I'm still a little traumatized.
- Doğruyu söylemek gerekirse hâlâ şoku atlatabilmiş değilim.
Will your son think it's yours and be traumatized?
Bu durum, oğlunun travma geçirmesine sebep olur mu?
She`s traumatized.
Travma geçirdi.
Traumatized for a year.
Bir yıl travma da kaldı.
My kids are gonna be traumatized.
Çocuklarım travma geçirecekler.
- You probably traumatized him. - Ben is hardly a strange man. - I'm sorry.
Onu travmaya sokacaksın.
He's probably traumatized.
Muhtemelen travma geçirmiştir.
The child's traumatized, hasn't spoken for two days.
Çocuk çok sarsılmış. İki gündür ne konuşuyor, ne yemek yiyor.
You don ´ t look thát traumatized.
O kadar derinden etkilenmişe benzemiyorsun.
I was traumatized by one of her little inventions.
Onun küçük icatlarından biri yüzünden, travma geçirdim.
So they can be traumatized by the experience?
Onlara yaşatacaklarınızla daha kötü olsunlar diye mi?
Traumatized victims frequently refuse treatment.
Şokta olan kurbanlar genelde tedaviyi reddeder.
By being forced to relive those events, half the crew's been traumatized.
Bu olayların tekrar yaşanmasına zorlamak, mürettebatın yarısını derinden sarstı.
Did he tell you the story about How he was traumatized by a Radcliffe girl Taking off her shirt,
Sana, hiç beklemediği bir anda büyük göğüslerini göstermek için birden tişörtünü açan Radcliffe'li kızdan ne kadar tiksindiğini anlattı mı?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]