English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ T ] / Trickle

Trickle translate Turkish

211 parallel translation
You'll either get a slight trickle of oxygen or a whole slug of it all at once.
Ya çok az oksijen alïrsïn ya da bir anda cok fazla.
There weren't thousands, of course, but a trickle started... which swelled to a steady stream as the manhunt fanned out... to include neighboring cities, the state and, finally, all of New England.
Binlerce yoktu elbette, ancak insan avı komşu şehirleri, eyaleti ve sonunda tüm New England'ı içine alarak yayıldı.
A thin trickle at first then more and more.
İlk başta damlamaya sonraysa resmen yağmaya başlamıştı.
There's no more than a trickle of water in the creek, laddie.
Derede sadece incecik bir akıntı var, delikanlı.
And then just about 10 minutes ago... it finally began to trickle into this thickskull of mine... that I'm not the only character around town with a celebrated wife.
10 dakika önce... sonunda Bu kalın kafamda bir şimşek çaktı... Zira etrafta karısı çok meşhur olan tek koca ben değildim.
There's trickle and there's sprinkle.
Sicim gibi olanı ve serpintisi var.
Soon this trickle of blood, these few bones, this net woven of nerves and arteries will be dust.
Çok yakında bu akan kanım, kemiklerim, sinir sistemim ve damarlarım toz olup toprağa karışacak.
Trickle back to your truckle beds.
Herkes, sıcak yataklarına dönsün.
- Hey, we got a trickle here.
- Hey, burada su sızıntısı var.
Right, now pour it here and it will trickle out down there.
Buraya dökeceğiz ve yavaş yavaş akıp gidecek.
Nothing was there to take form or become audible, nothing to move, trickle, or rush under the firmament.
Gök kubbenin altında olup şekil almış azıcık da olsa işitilebilir hareket eden veya akan veya koşuşturan hiçbir şey yoktu.
It's decent of you to trickle along, but don't come in.
Uğraman büyük incelik, ama içeri gelme.
Now the water holes have dried up to only a trickle and soon that will be hard-baked soil.
Artık su birikintileri kuruyup birkaç damlaya dönüştü ve yakında bu da iyi pişmiş toprağa dönecek.
I need a glass to contain my blood, or it will trickle away.
Bana içinde kanım olan bir cam lazım, yoksa o yavaş yavaş kaybolur.
The final trickle of blood marked the conclusion to this grotesque execution.
Sonunda sızan kan bu acayip idamın sonucunu belirledi.
# Let it trickle down my spine #
# Omurgama damlasın biraz #
Today this trickle.
Bugün, bu su damlası.
The Earth's low gravity has allowed most of our hydrogen gas to trickle away to space. There's almost none left.
Dünyanın düşük çekim gücü sebebiyle gaz hidrojenimiz, uzaya sızıp gitmiş, neredeyse hiç kalmamış.
Cliffy, suppose this little trickle here's noticeable?
Cliffy, şu küçük sızıntı belli oluyor mu?
Now, darling must do his little trickle in eight seconds.
Şimdi, sevgilim ufak hilesini sekiz saniye içinde yapmalı.
" Dear folks, car, bird, house, et cetera, new jungle fatigues, boots, cooling fans, typewriters, napkins, silverware, grass seeds, all trickle into supply and are dispersed as needed.
"Sevgili insanlar, arabalar, kuşlar, evler, falan filan," "yeni orman bitkinliği, botlar, soğutma fanları," "daktilolar, peçeteler, gümüş takımlar,"
- Cole Trickle, nice to meet you.
- Cole Trickle, tanıştığıma memnun oldum.
Trickle is right behind Rowdy Burns.
Trickle, Rowdy Burns'un hemen arkasında.
Cole Trickle in number 46.
46 numara ile Cole Trickle.
Cole Trickle wins his first ever NASCAR victory.
Cole Trickle ilk defa NASCAR zaferi kazanıyor.
The favorite today is newcomer Cole Trickle in number 46.
Günün favori ismi yeni katılan 46 numara ile Cole Trickle.
Trickle's right behind the number 51 car, and they'll go at it again.
Trickle'in sağında 51 numaralı araç var ve diğerleri yeniden atağa geçtiler.
Neither Mr. Burns nor Mr. Trickle have any significant cranial injury.
Ne Mr. Burns'de, ne de Mr. Trickle'da ciddi bir klinik deformasyon yok.
It's a real pleasure to race your car, Mr. Trickle.
Arabanla yarışa katılmak benim için zevk olacak Mr. Trickle.
The driver is Russ Wheeler, the young man who subbed so superbly for Cole Trickle.
Araç sürücüsü ise Russ Wheeler. Son derece genç ve dinamik o, Cole Trickle'in yedek sürücüsü.
Trickle at the bottom of the track with both right-side tires flat.
Tüm araçlar pist kenarından ilerliyorlar, damalı bayrağa doğru ilerliyorlar.
Cole Trickle.
Cole Trickle.
But don't count out Cole Trickle.
Fakat Cole Trickle'i de gözden kaçırmayın.
Wheeler continues to lead, but the man on the move is Cole Trickle.
Wheeler hâlâ lider durumda ; ama atağa kalkan kişi Cole Trickle.
Trickle takes the lead.
Trickle liderliği ele geçiriyor.
With 23 laps to go, Cole Trickle is leading.
23 tur içindeyiz Cole Trickle hâlâ lider.
- Trickle's moving up fast.
- Trickle hızlanıyor.
Here comes the finish line, and Cole Trickle takes the win!
Finiş çizgisi yaklaşıyor, Cole Trickle kazanıyor!
Mr. Trickle-Down economics. Your brother. Oh, I forgot, you'll probably like him, Fleischman.
Washington'dakilerin kıçlarını kaldırmalarını beklemekten sıkıldım.
Without you the Amazon is just a trickle
Siz olmadan Amazon bir dere gibiydi.
I've always thought that my parents were part of the trickle-down method of parenting... like a reflection on the Reagan years - look good to a lot of people.
Sürekli ailemin damlama metodunun bir parçası olduğunu düşündüm... Reagan yıllarından bir yansıma gibi - bir sürü insana iyi görünmek.
Trickle down between the bricks and concrete. You can percolate everywhere.
Tuğla ve betonların arasına yayılıyorsun.
At first it's just a trickle, then it's gushing, pouring water everywhere and there's nothing in the world that I can do to stop it.
Ufak bir sızıntı olarak başlıyor. Ama sonra artıyor. Kamaranın her yanından su fışkırmaya başlıyor.
- Chest tube output's down to a trickle.
- Göğüs tüpü verimliliği az.
His pressure's normal and chest tube output's a trickle.
Tansiyonu normal, göğüs tüpü verimliliği az.
My insurer's renters'cheque joins another and another until that trickle becomes a flood.
Küçük sigorta çeklerim arka arkaya gelir ve damlaya damlaya koca bir göl olur.
Something, anything should trickle down over here, no?
Birazcık da buraya damlamalı, değil mi?
Not for me, but trickle-down.
Benim için değil ama'damlama teorisi'.
I want to ask him about trickle-down economics.
Büyüme ekonomisini sormak istiyorum.
Aw, it's slowed down to a trickle. - No problem.
Kanama azaldı zaten.
Information starts with a trickle, then builds to a wave.
- Söylemedi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]