Trooper translate Turkish
708 parallel translation
But Crystal, she's being a real trooper.
Oysa Crystal, o gerçek bir süvari.
You'll wait for every noncom and every buck trooper too.
Her rütbesiz subayı ve her Kızılderili eri.
- He'll have every trooper of the Seventh after him now.
7. Alayın bütün bölükleri peşine takılacak.
That's a trooper.
Bu bir asker.
This evening I behaved like a real trooper.
Bu akşam alçakların en alçağı gibi davrandım. Ben de pek farklı sayılmazdım.
Attacking a storm trooper!
Fırtına takımı elemanına saldırırsın ha!
- Now you're sounding like a trooper.
- Asker gibi konuştun. - Bu iyi bir şey mi?
Get out and try to make yourself look like a trooper.
Gidip bir asker gibi görünmeye çalış.
- Hello there, trooper.
- Selam asker.
Not for an old trooper.
Benim için olmuyor.
- A trooper.
- Bir süvari eri.
Are you sure it was a trooper?
Süvari eri olduğundan emin misin?
Trooper.
Süvari.
It's a little trooper, sir.
Küçük bir süvari, efendim.
Trooper Dandridge reporting for duty, sir. Well, proper trooper!
Sağol, kusursuz süvari!
Trooper John Smith, United States Cavalry.
Süvari John Smith, Birleşik Devletler ordusu.
Trooper York, sir.
Süvari askeri York, efendim.
But on this post you're just another trooper.
Ama bu menzilde sadece askerlerden birisin.
I was ordered here as Trooper Jefferson York of the US Cavalry.
Buraya ABD Süvari Sınıfı askeri Jefferson York olarak gönderildim.
Trooper York.
Asker York.
I am Trooper Jefferson York's mother.
Asker Jefferson York'un annesiyim.
Trooper York, take your mother back to her quarters.
Asker York, anneni karargaha götür.
Two bandoliers of ammunition per trooper, four days'rations.
Asker başına iki fişeklik cephane, ve dört günlük erzak.
- Trooper Tyree?
- Asker Tyree?
Every trooper of General Sheridan's command during the late war.
Savaşta General Sheridan'ın kumandası altındaki tüm askerler.
Trooper York brought the word.
Asker York, bize iletti.
I know that you are an excellent judge of horse flesh, Trooper Tyree.
Attan iyi anladığını biliyorum, Asker Tyree.
Forward by trooper.
Teker teker ilerleyin.
"Corporal Bell, Trooper Boone,"
" Onbaşı Bell, Asker Boone,
"Trooper York, Trooper Tyree,"
" Asker York, Asker Tyree,
And Trooper Tyree is given a seven-day furlough!
Asker Tyree'ye yedi günlü sıla izni verilmiştir!
Craigie, if we get through, you and that trooper can get her to the settlement?
Craigie biz eğer ulaşabilirsek sen ve asker onu almak için anlaşabilirsiniz.
Oh, and give... Give Craigie and the trooper back their guns.
Craigie ve askerin silahlarını geri ver.
Craigie, you and the trooper get ready.
Craigie ve asker hazır.
- The trooper's readying the horses, captain. LAFE :
- Kaptan Askerler atları hazırlıyorlar.
" Trooper Kebussyan, Trooper Onstot,
Süvari eri Kebussyan, Süvari eri Onstot...
" Trooper Rutledge, Trumpeter Saxton.
Süvari eri Rutledge, Borucu Saxton...
So, he asked for Trooper Kebussyan.
Böylece o, süvari eri Kebussyan'ı istedi.
So... he meet a trooper named Death.
Bundan dolayı... o, adı ölüm olan süvari eri ile tanışacak.
Trooper Onstot, a man who will desert once is a man who will desert again, given the slightest opportunity.
Süvari eri Onstot... Bir zamanlar firar eden bir adam yine firar edecek bir adamdır... en ufak bir fırsat verilirse.
Trooper Rutledge, you came 2,000 miles to serve under my command with only one motive : Revenge. With your intelligence and your training, you should have been promoted many times.
Süvari eri Rutledge... sen benim komutamda 2 000 mil geldin... sadece bir gerekçen vardı : intikam... senin anlayışın, eğitim ve terbiyenle... bir çok kez terfi etmen gerekirdi.
Trooper Kebussyan, the reason for your presence on this detail won't be found on any record book. It's impossible to transcribe the feelings that a man carries in his soul.
Süvari eri Kebussyan... sonuç olarak, bu müfrezede olanlar... herhangi bir kayıt defterinde yazılmayacak, bu duyguları... yazıya dökmek, bir adamın cariyerinin ruhunu oluşturmak imkansız.
No trooper ever carried a carbine that way.
Hiç bir suvari eri tüfeğini böyle taşımaz.
Trooper said he's looking for gold.
Askerler altının peşinde olduğunu söylediler.
You rode like a trooper.
Ata süvariler gibi bindin. Süvari...
Trooper... Trooper Thorn, of course!
Süvari Thorn, tabii ya!
Steady, Trooper, steady.
Sakin ol, Süvari, sakin ol.
" Trooper Thorn quits ring.
SÜVARI THORN RİNGLERİ BIRAKIYOR
And that gin-pot bartender and your trooper friend Ferguson are pushing up daisies.
Demek Albay Sharpe, Ferguson ve sen bize oyun oynuyorsunuz ha?
- Hook him, Trooper! - Dig deep, boy! That's the way.
Dizginle onu, Trooper.
Would you take a look at Trooper Smith?
süvari Smith'e bir bakabilirmisiniz?