English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ T ] / Tulip

Tulip translate Turkish

445 parallel translation
Grandpa Tulip.
Büyükbaba Tulip.
Grandpa Tulip should be enough.
Büyükbaba Tulip yeterli olmalı.
It should be easy to find a Tulip in Paris.
Paris'te bir Tulip bulmak kolay olmalı.
Tulip...
Tulip...
I'm not going to start chasing after this Tulip fellow.
Bu Tulip'in peşine düşecek değilim.
That's Grandpa Tulip's address.
Bu Büyükbaba Tulip'in adresi.
Are you Grandpa Tulip?
Büyükbaba Tulip misiniz?
You're Crochard, alias The Tulip.
Sen Crochard'sın, nam-ı diğer Tulip.
I'm sure Grandpa Tulip stole it.
Onu Büyükbaba Tulip'in çaldığına eminim.
And here's Grandpa Tulip.
Büyükbaba Tulip de burada.
The one Grandpa Tulip wore.
Büyükbaba Tulip'in giydiğini.
So you admit to being Grandpa Tulip.
Yani Büyükbaba Tulip olduğunuzu kabul ediyorsunuz.
Are you or aren't you Grandpa Tulip?
Büyükbaba Tulip misiniz, değil misiniz?
Go fetch this Tulip fellow.
Gidip şu Tulip denen adamı getir.
Sure, but they say the tulip fiields stretch for miles.
Evet ama laleler güzeldir. Kırlar göz alabildiğine lale doluymuş.
Tulip.
Lale.
- Eating the tulip bulbs.
- Lale soğanlarını yerken.
- Tulip bulbs!
- Lale soğanı mı?
Mr Mazzini and I will have tea under the tulip tree.
Bay Mazzini ve ben lale ağacının altında çay içiyor olacağız.
- Bring me a tulip!
- Bana lale getir!
Animal man. Do some farming, too, near Tulip, Texas.
Teksas'ta, Tulip yakınlarında çiftçilik de yapıyorum.
Lulamae and her brother had been living with some mean, no-account people about 100 mile east of Tulip.
Hayatını bu şekilde sürdüren değersiz insanlarla beraber Tulip'in yaklaşık 150 km doğusunda yaşıyorlardı.
You built it yourself. And it's not bounded in the west by Tulip, Texas or in the east by Somaliland.
Ve o kafes Tulip'in batısı, Teksas ve Somali'nin doğusuyla da sınırlı değil.
It is well you say it in my tent, thou old tulip.
Bunu çadırımda söylemen iyi oldu, ihtiyar lale.
Yet this is a tulip that the Turks could not buy.
Ama o, Türklerin satın alamayacağı bir lale.
It means "tulip."
Fransızcada "tulip."
- In Turkish, it means "tulip"?
- Fransızcada "tulip" demek.
It means "tulip."
Fransızcada "tulip" demek.
- The Girl with the Tulip.
Laleli Kız mı?
They said the tulip bulbs were so big they showed them at an agricultural fair in Tokyo!
Lâle soğanlarının Tokyo'daki bir tarım fuarında sergilenebilecek kadar büyük olduklarını söylediler.
looks like a tulip.
lale gibi görünüyor.
"The bumblebee, the bumblebee He flew away from the tulip tree " He made a mistake and flew into the lake "And he never got home to early tea"
"Yabanarısı, yabanarısı, Lale ağacından uçtu gitti, Bir hata yaptı ve göle daldı, Ve hiç çaya yetişemedi"
Would you settle for a tulip?
Laleye razı olur musun?
- FADER, TULIP, MAGIC, FINS...
- FADER, TULIP, MAGIC, FINS...
So am I, as chairman of VISIR, which owns the biggest parcel of shares in TULIP, which is controlled by CROMOR, through the Modern Bank.
VISIR'ın başkanı olarak, ben de tehlikedeyim,... TULIP'ın hisselerinin büyük bölümü VISIR'ın elinde,... ki o da Modern Bank aracılığıyla KROMOR tarafından yönetiliyor.
We have 60,000 tulip bulbs up there.
Burada 60.000 lale sogani var.
They believe in the TULIP.
TÖSDA'ya inanıyorlar.
Hey leave some for the troops! I'll pretend it's a mint tulip.
Hey birazda bizim için bırak!
That's really upset the tulip cart.
İşler iyice sarpa saracaktır.
I thought it would be Henry Tulip.
Henry Tulip gelir sanmıştım.
Henry Tulip?
Henry Tulip mi?
Poppy... and Tulip.
Poppy... ve Tulip.
I prefer something bolder - the reckless rose, the tempestuous tulip.
Ben daha cesur bir şeyi tercih ederim - pervasız gül, fırtınalı lale.
I felt like a tulip in dry season when the first raindrop smacked into it.
Ben kendimi kuraklıktaki bir lalenin, ilk yağmur damlasına kavuşmuş gibi hissederim.
Maybe she's planting tulip bulbs.
Belki de lale soğanları ekiyordur.
To die like a tulip in a box,
Kutudaki bir lale gibi ölmek...
- Franck thought it would be great... to have swans waddling around the tulip border, you know, as the guests enter.
- Franck, lale bordürlerin oraya kuğuların yakışacağını söyledi. Konukların gireceği yerde.
- Nina, we don't have a tulip border.
- Nina, lale bordürümüz yok ki. - O da olacak.
Tulip 4's been paging you over communications.
Lale 4 seninle telsizden irtibat kuracakmış.
Tulip 4 to tulip 55i smashed again!
Lale 4'ten Lale 55'e! Lale 4'ten Lale 55'e! Yine zilzurna sarhoş!
( STEAM TRAIN APPROACHING )
Tulip ve Crazyzeus ~ iyi seyirler ~

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]