English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ U ] / Unequivocal

Unequivocal translate Turkish

57 parallel translation
With all due respect to Colonel Casey, let me give you my unequivocal reaction.
Albay Casey, hiçbir muğlaklık olmaksızın, size olan tüm saygımla görüşümü söyleyeyim...
To show them we are not joking we will notify them in the most unequivocal way.
Onlara şaka yapmadığımızı göstermek için en bariz yoldan onları haberdar edeceğiz. Demek bariz?
The answer is an unequivocal "no."
Cevap net bir "hayır" dır.
And we have the unequivocal nature of the law of the state.
Ve yasaların tartışmasız doğası karşımızdadır.
I can't and I won't unless I have unequivocal cooperation.
Yapamam. Ve yapmayacağım da. İçten bir işbirliği almadıkça, yapmayacağım.
Our directives are clear and unequivocal.
Kurallarımız açık ve dengelidir.
All my life, I wanted to do something that was... that was unequivocal.
Hayatım boyunca, böyle bir şey yapmak istedim açık ve samimi bir şey.
Wherever humans have the potential to find unequivocal proof of the existence of demons.
İnsanların iblislerin varlığına dair kesin kanıt bulduğu yerlerdeler.
If I know anything, I know two unequivocal truths :
Burada açık olan iki tane gerçek var :
The Supreme Court was unequivocal... in its 90 ruling... under the Charter of Rights and Freedoms of the Canadian constitution... concerning the matter of extradition on capital offenses.
Kanada Yüksek Mahkemesi Anayasasının Temel Hak ve Özgürlükler yasasının 9-0 maddesine bağlıdır.
President Eisenhower was determined to keep the troops there until- -... satisfactory or unequivocal assurances that- -
Başkan Eisenhower askeri birliklerin orada kalmalarına karar verdi, ta ki tatmin edici veya kesin güvenceler...
If you are here, it is because you have a fervent, unequivocal belief in teamwork.
Eğer buradaysanız, tartışmasız olarak birlikte çalışmaya inandığınız içindir.
Like everything else he attempted, Dave's dream of becoming a rock star... was met with unequivocal rejection.
Denediği her şey gibi Dave'in rock yıldızı olma hayali de direk reddedilmişti.
She will now find that she has the time and the energy to move on to Level 2 where taking on new challenges will lead to the self-sufficience of Level 3 where the woman becomes active in the workplace and earns and achieves an unequivocal equality with men.
Artık 2. bölüme geçecek zamanı ve enerjisi olduğunu fark eder yeni uğraşılar bulur, 3. bölümdeki kendi kendine yetme yoluna gider ki bu bölümde kadın artık işyerinde aktif ve erkeklerle birebir eşitlik kazanmıştır.
We need to make an unequivocal statement that Poise is still hot and happening.
Poise'nin halen ateşli ve var olduğunu gösteren.. ... net bir ifade vermeliyiz onlara..
Unequivocal evidence that dragons and humans were at war.
Ejderhalarla insanların birbirleriyle savaştığının kesin bir kanıtı.
But the Mayor was unequivocal... in his opposition to what Major Colvin did.
Fakat Başkan, Binbaşı Colvin'in yaptığının karşısında olduğunu açıkça belirtti.
Or perhaps they want to choose the moment... I must merely be prepared to receive another sign... this time it'll be unequivocal and definitive.
Belki de, başka bir işaret alacağım ve o yeni işaret için mutlaka hazırlıklı olmalıyım.
She said, in unequivocal terms, that I was not to move on Burrows.
- Çok net bir sekilde Burrows davasina devam edemeyecegimi söyledi.
These are unequivocal, biological truths.
Bunlar gayet açık, biyolojik gerçeklerdir.
Oh. See, you demanded an unequivocal answer and I gave you one.
Gayet açik bir cevaba ihtiyacin vardi, ve bende verdim.
And b ) I think your answer last time wasn't so unequivocal.
Ve B : Bence cevabin yeterince açik degildi.
And let me be unequivocal.
Şundan hiç şüpheniz olmasın.
Dr. Gallagher will offer a written apology... including unequivocal support for the ongoing relationship... between Hygard Pharmaceuticals and Wharton Memorial.
Doktor Gallagher yazılı bir özür yollayacak. Highgard Farmakoloji'nin Wharton Memorial'a süregelen samimi desteğinden bahsedecek.
Yes, but in this case - - The psychiatric opinion is so unequivocal - - I don't have any alternative.
Evet, ama bu olayda psikiyatrik görüş son derece açık başka bir tercih şansım yok.
And what I give him unequivocal props for is that what he has been able to do just by presidential decree right away, he did.
Sirf baskanlik koltuguna oturabilsin diye cok acik destek verdik. ve basardi.
I understand what you're all weighing, but my concern is for Kayla, and my unequivocal opinion is that this is not the right course.
Bence bu herkes için iyi sonuçlanacak. Ne düşündüğünüzü biliyorum ama ben Kayla için endişeleniyorum ve açık ve net fikrim, bunun doğru yol olmadığı yönünde.
This message will be unequivocal!
Bu mesaj gayet anlaşılır olacak!
Unequivocal.
Su götürmez biçimde.
All my years as a mystery writer point to one unequivocal killer.
Polisiye yazarı olarak tüm o yıllar boyunca hep belirli bir katile işaret ettim.
As in everyday life, the word "right" has no single unequivocal meaning.
Günlük yaşamda olduğu gibi "hak" kelimesinin tek bir anlamı yoktur.
We sent the material for analysis. The results are unequivocal.
Ses kaydını analize gönderdik ve sonuçlar bariz bir şekilde karşımıza çıktı.
The unreserved, unequivocal support?
Kayıtsız, şartsız bir destek mi?
An unequivocal predator.
Çok fena bir yırtıcıdır.
It's unequivocal. I told you I believe you, okay?
Sana inanıyorum dedim ya, tamam mı?
Minelli's belief that everyone should have an unequivocal right to an assisted death worries me in an English kind of way.
Minelli'nin herkesin tartışmasız destekli ölüm isteme hakkına... olan bağlılığı beni tipik bir İngiliz edasıyla endişelendiriyor.
The most direct, the most unequivocal statement in the Qur'an is "There is no compulsion in religion." No ifs, ands or buts.
Kuran'daki en açık ve net cümle olan "Dinde zorlama yoktur." cümlesi hiçbir açık kapı bırakmamıştır.
A firm, unequivocal, thunderous "no."
Bir şirket, belirsiz, gök gürültülü "hayır."
I mean, am I still getting unequivocal support on Clean Jobs?
Yani temizlik işlerinde açık biçimde destek alıyor muyum?
- Yeah. So, we still don't know if this bill has unequivocal support from POTUS.
Bu tasarının hâlâ başkandan açık bir destek görüp görmediğini bilmiyoruz.
On the walls, there is an unequivocal mission statement.
Duvarlarda, kesin bir bildiri bulunuyor.
I decided, perhaps a bit desperately, that the only thing standing between me and the bag of chocolate sweets was an unequivocal provocation of this man.
Çaresiz bir şekilde karar verdim ki bir paket bonibonla aramda duran tek şey bu adamın net bir şekilde tahrik edilebilmesiydi. Harika.
And in such emergency circumstances our law is transparent and unequivocal.
Bu tarz acil durumlarda kanunlarımız çok açık ve kesindir.
The military jacket, the black flag, the unequivocal call for armed jihad.
Askeri ceket, siyah bayrak, silahlı Cihada apaçık çağrısı.
At five minutes before eleven, I perceived unequivocal signs of the mesmeric influence.
Saat on bire beş kala, hipnotik tesirin açık alametlerini gözlemledim.
And the science is unequivocal on whether - - okay.
- ve bilim net olarak diyor ki... - Tamam.
Sir, these letters are unequivocal.
Bu mektuplar çok özlü.
That's an unequivocal sex invite.
Sekse açık davet bu.
No more concessions, Just complete and utter unequivocal surrender.
Sadece tam anlamıyla teslim alma var.
The Child's quite unequivocal about that.
Çocuk çok açık söyledi onu.
Unequivocal good news.
Tartışmasız iyi haber.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]