English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ U ] / Unexplainable

Unexplainable translate Turkish

135 parallel translation
He developed an unexplainable appetite for pumpkin pie.
Balkabaklı pasta için açıklanamayan bir iştah duymaya başlamış.
I, your Wizard per ardua ad alta am about to embark upon a hazardous and technically unexplainable journey into the outer stratosphere!
Ben, per ardua ad alta büyücünüz dış stratosfere doğru tehlikeli ve teknik olarak açıklanması imkansız bir geziye çıkmak üzereyim!
The La Morte Rouge has again been the scene of these strange and unexplainable occurrences.
La Morte Rouge yine bu tuhaf ve açıklanamayan olaylara sahne oluyor.
Unexplainable that is from your point-of-view.
Sizin bakış açınızdan açıklanamaz.
Journet also holds his presence but in each case it was vague and unexplainable.
Journet de tavrını korudu ancak her iki vakada belirsiz ve açıklanamazdı.
You had just become aware... of a curious, unexplainable, epidemic mass hysteria.
Sonra birden, açıklanamayan, salgın bir isterinin farkına vardın.
You are interested in the unknown, the mysterious, the unexplainable.
Bilinmeyenle, gizemli olanla ve açıklanamayanla ilgileniyorsun,
BUT A STRANGE, UNEXPLAINABLE EXPERIENCE TO BE FELT.
Lakin garip, açıklanamayacak, hissedilmeye değer bir deneyim.
An effect of such proportions unexplainable by any established physical laws that I'm aware of.
Bu ölçülerdeki bir etkiyi benim bildiğim hiçbir fiziksel yasa açıklayamıyor.
God's will is unexplainable
Tanrı'nın niyetleri açıklanamaz...
In some unexplainable way, I need him.
Tuhaf bir şekilde benim de ona.
An unexplainable impulse, was that it?
Yoksa açıklanamaz bir dürtü mü?
Religion helps center a person, supplying answers to the unexplainable.
Din, bir insanın açıklanamayanı anlamasına yardımcı olur.
These are magical, unexplainable matters, and I beg you not to make me a part of them.
Eğer bu gördüklerim büyüyle ilgiliyse, ne olur beni bu işe bulaştırma.
Things that are unexplainable but true.
Açıklanamayan ama gerçek olan olayları.
Unexplainable?
Açıklanamayan mı dediniz?
Why should you? You're saying it's unexplainable?
Bunun "açıklanamaz" olduğunu mu söylüyorsunuz?
But most people ignore the unexplainable or mysterious.
Çoğu insan, gizemli ve açıklanamayan şeyleri görmezden gelir.
Perhaps only the bard can explain Nick's unexplainable choice.
Belki de Nick'in açıklanamaz seçimini sadece Büyük Ozan izah edebilir.
And what's unexplainable is how and when anybody could have done it.
Bunun ne zaman ve nasıl yapıldığı, açıklanamayan bir olay.
David, everything meaningful is in some unexplainable form.
David, anlamlı her şey açıklanamaz bir formdadır.
You are interested in the unknown... the mysterious, the unexplainable.
Bilinmeyenle ilgileniyorsun... gizemli olanla, beklenmeyenle.
What is this horrible, unexplainable madness... that is gripping our lives?
Peki yaşamlarımızı etkileyen bu korkunç ve açıklanamayan çılgınlık nedir?
Anything strange, unexplainable, unlikely, boyfriend... I don't know.
Tuhaf, açıklanamayan, olasılık dışı bir şey, erkek arkadaş.
There's something unexplainable, but not unidentifiable.
Açıklanamayan bazı şeyler var Scully ama kesinlikle tanımlamanaz değil.
" Unexplainable behavior.
" Açıklanamayan davranış.
He wrote The Book of the Damned, about unexplainable things.
Lanetlilerin Kitabı'nı yazdı, açıklanamayan olaylar hakkında.
We now believe he was subjected to a virulent strain of virus whose origin and behaviour are also unexplainable.
Ölümcül bir virüse maruz kaldığını düşünüyoruz. Virüsün kökeni ve davranışı da açıklanamadı.
Sometimes in life, horrible and unexplainable things happen.
Bazen hayatta, korkunç ve açıklanamayan şeyler olur.
Spontaneous human combustion is rare and scientifically unexplainable.
Kendiliğinden yanma olayları ender görülür ve bilimsel olarak açıklanamaz.
An unexplainable sense of betrayal.
Yerini anlaşılmaz bir aldatılma duygusu almıştır.
Yeah, but she saw something, you know... and I think there are things in this world that are mysterious and unexplainable.
Yine de bir şey görmüş olmalı bence bu dünyada gizemli pek çok şey oluyor.
Look, I know what happened last night was weird and unexplainable, but we are not witches, and we do not have special powers.
bak, biliyorum dün gece olanlar garip ve açıklanamazdı, fakat biz cadı değiliz ve özel güçlerimiz yok.
Has anything weird or unexplainable ever happened to you?
başına hiç garip ve açıklanamaz bir şey geldi mi?
Well, just suppose that uh, that there were forces at work that were, were unexplainable.
Varsayalım ki açıklanamayan bazı güçler var.
I'm sure the unexplainable will explain herself before too long.
Bu garip durumun çok zaman geçmeden açıklanacağına eminim.
A few strange unexplainable events, and right away, people start talking poltergeist.
Bir kaç açıklanamayan tuhaf olayda millet hemen peri masalına başlıyor.
In this world, there are many unexplainable incidents
Bu dünyada pek çok açıklanamayan şey oluyor
The unexplainable fact... which puts all living things in one flock of condemned creatures... because all that lives shall die.
Yaşayan tüm canlıları yazgısı belli geniş bir mahlûkat sürüsü içine katan gerçek... Zira yaşayan herşey ölecektir.
He fulfilled his fate... met the irreparable doom... which marks our strange destiny on this Earth... the unexplainable fact... which puts all living things in one flock of condemned creatures... because all that lives... shall die.
Bu dünyada sürdürdüğümüz garip varlığımızın onarıImaz sonucuna ulaştı. Yaşayan tüm canlıları, yazgısı önceden belli geniş bir mahlûkat sürüsü içine katan ve açıklaması bulunmayan bu gerçekle karşılaştı. Zira yaşayan her şey ölecektir.
Well, Pierce's bones have been dug up, and apparently some of them have been fused in a way that is completely unexplainable by human terms.
Pierce'in kemikleri ortaya çıktı Ve anlaşılan bazı kemiklerinin.. Normal insan standartlarına göre kabul edilemeyecek derecede eridiği görülmüş.
They must have some unexplainable bond with it.
Onunla açıklanamaz bir bağ kurmuş olmalılar.
I grew up around a lot of things that seemed unexplainable.
Açıklanamaz şeyler arasında büyüdüm.
The woman, she has an unexplainable gift... in matters of death investigation.
Cinayet araştırmalarında, bu kadının açıklanamayan bir yeteneği var.
Okay, okay, let's concentrate... on one unexplainable event at a time here.
Tamam, tamam, sadece bir açıklanamayan olay üzerinde yoğunlaşalım.
We owe a great deal to the unexplainable, the mystery of General Hooker who's allowed us to maneuver freely between two parts of an army that's more than twice our strength.
Buna General Hooker'ın gizemli şekilde bizim iki katımız büyüklükte iki ordu arasında özgürce hareket etmemize izin vermesi sebep oldu.
You know, that all those unexplainable events out there that no one can make any sense out of, they're all just part of one big riddle we don't understand.
Biliyorsun kimseye birşey ifade etmeyen bu anlaşılmaz olaylar, hiç anlamadığımız büyük bilmecenin parçalarıdır
Not that I wanted that to be the case, but you have to find a way to explain the unexplainable.
Böyle bir şeyi arzu ettiğimden değil ama açıklanamazı açıklamanın bir yolunu bulmaya mecbursunuz.
I feel an unexplainable atmosphere...
Havada, tarif edemeyeceğim birşeyler hissediyorum...
Genetic anomalies, unexplainable alloys... the evidence seems to be mounting.
Genetik anormallikler, açıklanamayan alaşımlar..... kanıtlar birbiriyle bağlantılı gibi görünüyor.
It's unexplainable.
Açıklanamaz bir durum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]