English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ U ] / Uniformity

Uniformity translate Turkish

44 parallel translation
If you mean uniformity, you're right.
Bir örnek olmalarından bahsediyorsan, haklısın.
As you see, it gives a wonderful impression of uniformity.
Gördüğünüz gibi, nefis bir tek tiplilik izlenimi veriyor.
To the withering of the individual man to the death of choice, to uniformity to deadly weakness in a state which has no contact with individuals, but which is impregnable.
Bireyselliğin yok oluşuna seçeneklerin tükenişine, tekbiçimliliğe bireyle hiçbir bağlantısı olmayan, ama zaptedilemez durumdaki ölümcül bir güçsüzlüğe.
In these conditions of uniformity, the old alienation becomes impossible
Homojenliğin bu koşulları altında yabancılaşma hissiyatı yaşamanın mümkünatı kalmamıştır.
Uniformity of mind Brings uniformity of manoeuvre
Zihin duruluğu manevranıza da duruluk sağlar.
Untouched, unspoiled, here in the middle of suburban uniformity, you can find... a tiny wilderness.
Burada ellenmemiş, bozulmamış banliyö tekdüzeliğinin tam ortasında küçük bir sahra bulabilirsin.
I... I ask you to pass this Act of Uniformity. Not for myself.
Size bu görevi, bu görevi size emrediyorum.
If there is no uniformity of religious belief here then there can only be fragmentation.
Sayın lordlar, gerçek şu ki benim iznim olmadan oylarınız geçerli değildir.
I ask you to pass this Act of Uniformity not... not for myself
Bu Birliği kabul etmenizi emrediyorum. Kendim... Kendim için değil!
Our new landlord. You violated the building uniformity code
Yeni ev sahibimiz. "Bina Düzeni Kuralları" nı ihlal ettin.
Hey, I just left Hagerty a little message to show him what I feel about his uniformity code
Haggerty'e " Düzen Kuralları'yla ilgili ne hissettiğime dair küçük bir mesaj bıraktım.
Until the tenant in 1A personally corrects his violation of the uniformity code, the heat shall remain off in the entire building.
1-A'daki kiracı'Düzen Kuralları'ihlâlini düzeltene kadar binanın kaloriferleri yanmayacaktır. İyi günler.
Just remember we're in the right Death to the Uniformity Code!
Unutmayın, biz haklıyız!
Two different kinds of nuts, doesn't that violate your stupid Uniformity Code?
İki çeşit ceviz mi var? Bu senin aptal "Düzen Kuralları" nı ihlal etmiyor mu?
- The Uniformity Code is for the benefit of the tenants
"Düzen Kuralları" kiracıların yararı için.
A taste uniformity that extends itself to the color exists.
Renklerin bütününde belirgin bir estetik var.
Any uniformity in the spray?
Kan serpintileri arasında herhangi bir benzerlik var mı?
I hated it - the uniformity, the rules, the khaki of it all.
Hepsinden nefret ediyordum! Üniforma zorunluluğu, kurallar ve haki renginden nefret ediyordum.
Uniformity is something we strive for,
İstikrar burada uğruna çabaladığımız bir şeydir.
Well, what you have to understand is while cultures and civilizations... may vary wildly from socially primitive to hyper-mechanized, there is still a uniformity in the way that people conduct their lives.
Şey, burada anlamanız gereken şu ki, kültürler ve uygarlıklar... ilkel topluluklardan üstün mekanizasyona kavuşmuş toplumlara uzanan son derece geniş bir yelpazede değişebilirken, bireylerin hayatlarını sürdürme yollarının hala tıpatıp aynı olduğudur.
The rich variety of the world's natural ecosystems has been replaced by uniformity.
Dünyanın doğal ekosisteminin zengin çeşitliliği yerini aynı besinin tek başına geniş alanlarda yer almasına bıraktı.
Uniform, uniformity.
Üniforma, tekrenklilik.
Everlastlng peace and unity and uniformity.
Ebedi barış, birlik ve tekdüzelik.
So fast that locked in the uniformity they had when the Universe still small.
O kadar hızlı ki, Evren henüz küçükken sahip olduğu homojenliği hapsetti.
This hiper-expansion, if it happened would locked in a certain uniformity of temperature.
Bu aşırı genişleme, eğer gerçekleştiyse belirli bir ısı homojenliği de hapsetmiş olmalıdır.
This inflation locks in uniformity of the Universe, picture by WMAP satellite.
Bu şişme, WMAP uydusunun fotoğrafında gördüğümüz Evren'in homojenliğini hapsetti.
That mentality of uniformity, conformity and cheapness applied widely and on a large scale has all kinds of unintended consequences.
Bu tekdüzeliğin mantığı .. uyum ve ucuzluk geniş bir alanda, büyük ölçekli olarak tüm istenmeyen sonuçları ile uygulandı..
I want diversity of opinion ended, And uniformity imposed.
Fikir ayrılıklarının bitmesini, ve birliğin empoze edilmesini istiyorum.
The inherent uniformity and shared ideals of a planned community suggest that the neighborhood can be psychologically analyzed as a single, dysfunctional personality.
Doğal tekdüzelik ve cemiyetin ortak idealleri paylaşması mahallenin psikolojik bakımdan tekil, işlevsiz bir kişilik olarak analiz edilebileceğini gösterir.
Based on the particle size and uniformity, my guess is, they came from a machine shop.
Parçacıkların büyüklüğünü ve benzerliğini baz alırsak, tahminim bir atölyeden gelmişler. Katilin ellerinde ve botlarında Titanyum tozu mu varmış?
There's no understanding of the uniformity that we see in the universe.
Evrende gördüğümüz istikrarın, kavranışı bulunmamaktadır.
And that doesn't match the smooth uniformity of our universe.
Ve bu, sakin, düz ve homojen evrenimizle uyumlu değil.
There had been in cosmology a serious problem in understanding the uniformity of the Universe.
Kozmolojinin ciddi sorunu ise evrenin tekdüzeliliğini anlamak.
It's soothing, all this uniformity.
Bu sakinliği, tekdüzeliği.
There's no uniformity in how these cases are charged, counselor.
Bu tip davalarda istikrar durumu mevcut değil, sayın avukat.
This uniformity of size in a particular place is, Mary Droser believes, strong evidence that a new way of reproducing had arrived.
Mary Droser'in inancı olan bu belli bir bölgedeki boyutsal tekdüzelik yeni bir üremenin ortaya çıktığı hakkında güçlü bir kanıt.
The uniformity of the ice blocks would suggest that they might be in some sort of hibernation nest.
Bu buz bloklarının benzerliği bunların bir çeşit kış uykusu yuvası olduğu izlenimini bırakıyor.
Dried potatoes, vegetable oil, corn flower, wheat starch, maltodextrin, salt, and my favorite ingredient of all, uniformity.
Kuru patates, bitkisel yağ peygamberçiçeği, buğday nişastası maltodekstrin, tuz ve şahsen en sevdiğim kısmı, istikrar.
I said immediately I was given this task, uniformity would be better.
Bu görevin bir anda verildiğini söylemiştim, düzen daha iyi olacaktır.
Note the uniformity with which certain patterns recur.
Belli desenlerde tekrarlanan tek düzeliğe bir bak.
Uniformity in scoring on the cortical surface suggests the stoats are the lone scavengers.
Dış zardaki izlerin benzerliğine bakılırsa onu sadece kakımlar yemiş.
Uh, the precision finish ensures surface uniformity.
Yapılan işlemler sonucunda yüzey bozulmadan kalabiliyor.
Actually the depth and uniformity of the burn pattern is something you would see if the body was covered in something like lava, but with a lower burn temp and an added chemical characteristic.
Yanıklardaki derinlik ve tekdüzelik cesedin lav gibi bir şeyle kaplandığına işaret ediyor. Ama daha düşük sıcaklığı ve kimyasal özellikleri olan bir lav ile.
Ha, he wants uniformity, he's got it.
Madem düzen istiyor, aldı işte.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]