English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ U ] / Unreliable

Unreliable translate Turkish

628 parallel translation
The infrared will be unreliable as well.
Kızılötesi de güvenilir olmayacak.
" will be manage by business men and not by unreliable persons.
" tarafından değil, iş adamları tarafından yönetilir.
If you find out you won't need me in the morning... I wish you'd please let me know... because men like you who come in and out of town are often unreliable.
Sabah bana ihtiyacınız olmadığını anlarsanız... umarım bana bildirirsiniz... çünkü sizin gibi şehre gelip gidenler genellikle güvenilmez olur.
He's unreliable...
O güvenilmez...
But your Dr. Strike, he is unreliable as a friend.
Ama sizin doktor Strike, bir arkadaş olarak güvenilmez biri.
A warning to unreliable elements will not be issued again.
Güvenilmez elemanlara bir daha uyarı yapılmayacak.
Think I'm unreliable?
Güvenilmez biri olduğumu mu düşünüyorsun?
He said to tell you that he's unreliable, that you should find a good patron.
Kendisinin güvenilmez biri olduğunu iyi bir koruyucu bulman gerektiğini söyledi.
See the situation of this actors of one troupe, it's probably unreliable
Durum o ki aktörler her zaman güvenilmezdirler.
All of them unreliable.
Hepsi de güvenilmez.
That's unreliable.
Buna güven olmaz.
My unreliable helmsman failed to warn me about that.
Tecrübesiz dümencim beni bu konuda uyarmadı.
Because I fire you for being an unreliable, slobbering drunk.
Çünkü seni güvenilmez bir ayyaş olduğu için kovacağım.
UNRELIABLE... AND DANGEROUS.
Güvenilmez ve tehlikeli biri.
She's too unreliable.
O çok güvenilmez.
But these strange 70-pound workers are unreliable.
Ancak, bu 35 kg lık garip işçiler inanılmazda.
Three is, Cooney is completely unreliable and Bartlett knows it.
Üç : Cooney asla güvenilmez biridir, bunu Bartlett da biliyor.
You see, I once terminated a partnership with a chap who proved unreliable.
Güvenilmez olduğunu anladığım biriyle ortaklığımı bitirmiştim.
I knew how unreliable she was.
Onun ne kadar güvenilmez olduğunu biliyordum.
I wonder what is the special quality in a man as weak unscrupulous and utterly unreliable as Paul Allen?
Paul Allen gibi zayıf, prensipsiz güvenilmez bir adamın nasıl bir özelliği olabilir merak ediyorum?
Because your son, Sylvester is an irresponsible, unreliable, big loudmouth, no-good bum who, if he isn't a crook, it's only because he hasn't got the brains or ambition even to become a crook.
Çünkü oğlun sorumsuz, küstah, eğlence düşkünü ve kötü niyetli biri. Beyinsiz olduğundan yola gelmesi mümkün değil.
I dislike such unreliable weapons.
Böylesine güvensiz silâhlardan hoşlanmıyorum.
Unreliable source of information, old boy.
Bilgi kaynakların tutarsız çıktı eski dostum.
Wherever there's one resentful bourgeois, one unreliable schoolmaster... one dubious poet hugging his private life.
Kızgın burjuvalar, şüpheli öğretmenler özel hayatına düşkün şairler.
Drunk, you're useless and unreliable.
Sarhoşken işe yaramaz ve güvenilmez olursun.
Communication is unreliable.
Haberleşme güvenli değil.
- Because if I say untrue, unreliable things that I should be punished.
- Çünkü eğer yalan konuşuyorsam, güvenilmez şeyler, cezalandırılmam gerekir.
Totally unreliable, undependable, and irresponsible.
Sen güvenilmez, inanılmaz, ve sorumsuz birisin.
You're wild, extravagant, and unreliable.
Sen vahşi, müsrif ve güvenilmez birisin.
These days, decrees are very unreliable.
Bugünlerde resmi emirlere güven yok.
Though all these subterfuges are very unreliable.
Yeri gelmişken, tüm bu bahaneler son derece güvenilmezdir.
It just proves my contention that women are unreliable and not to be trusted.
Bu da, kadınların güvenilir olmadığı savımı doğruluyor.
He was always a good-for-nothing, an idle drunkard, a quibbler, a card cheat, unreliable, a thorn in the side of his employer and taxman.
O daima işe yaramaz, boşta gezen bir ayyaş safsatacı, hilekar, güvenilmez işveren ve vergi tarafında ise bir belaydı.
Anyway, I'm unreliable.
Neyse işte. Güvenilir biri değilim.
It would be a groundless testimony from an unreliable man. To annul the verdict based on this type of evidence would seriously undermine truth and justice.
Güvenilmez bir adamdan asılsız bir ifade dinlemek ve buna dayanarak verilen kararı değiştirmek mahkemeye ve adalete ciddi zararlar verebilir.
I've heard they're unreliable.
Ben onların güvenilmez olduğunu duydum.
I know. She is unreliable and undependable.
Biliyorum, sorumsuz ve güvenilmez bir kız.
They told me to say that they were sorry... but that you had become unreliable.
Üzgün olduklarını, ama sizin artık güvenilmez olduğunuzu söylememi istediler.
- Flying's so unreliable
- Uçuşum inanılmazdı.
Master, no one here would leak out the information I'm afraid someone from the seller side is unreliable
Efendimiz, bizden hiç kimse hain olamaz Sanırım sızdıran kişi karşı taraftan
Borowiecki is smart... but unreliable.
Borowiecki zekidir ama güvenilmez biri.
There's an unreliable witness.
O pek sağlam bir şahit değil.
- He seems unreliable and arrogant!
- Bana güvenilmez ve kendini beğenmiş göründü!
Your kung fu is quite good, but a little unreliable.
Kung-fu tekniğin çok iyi, ama biraz güvenilmez.
Bombs are unreliable.
- Yo. Bombalara güven olmaz.
Unstable. Unreliable.
Kararsızlar ve güvenilmezler.
An unreliable man, a cheater, a traveller without luggage.
Güvenilmez bir adam, sahtekarın teki, bagajsız yolcu.
For your information, I have many men who are excellent drivers, if you prove unreliable.
Elimde senin bilgine sahip, mükemmel şöförlük yapabilecek bir çok adam var.
Porters out here are so unreliable.
Hotelinize yolladığım mesajı almadığınızı... öğrendiğimde oldukça endişelendim. Kapıcı dışarıda olduğunuzu söyledi ancak ona güvenilmez.
- Very unreliable type.
Güvenilmez bir tip.
They're unreliable.
Güvenilecek çok az adam var.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]