Velvety translate Turkish
62 parallel translation
- You sing like a velvety...
- Kadife gibi sesin var -
It may be a girl with velvety voice, but love for her is on an invoice
# Kadife sesli bir kız olur belki Ama aşkı cüzdandan ibaret sayar, inan ki #
"Gives you soup, thick and velvety, like mother used to make."
Kolay yoldan evde yapılmış çorba tadında olur. Tencereye koyun...
She had the velvety skin of a courtesan.
Bu bozuk ülkedeki sosyete orospularınınki gibi yumuşacık bir teni vardı.
Covered in darkest, velvety smooth chocolate, when you pop it into your mouth, stainless steel bolts spring out and punch straight through both cheeks!
En siyah, kadife yumuşaklığında çikolatayla kaplı. Ağzınıza attığınız zaman paslanmaz çelik cıvatalar fırlayıp her iki yanağa saplanıyor.
I love her each weekday, each velvety cheek day
Onu haftanın her günü sevdim, her yumuşak cıvıltı gününde.
She and her girlfriends used to sit and swoon endlessly... over the sentimental lyrics and velvety voice.
O ve kız arkadaşları oturup o kadife sesten hisli şarkılar dinlerken sürekli baygınlık nöbetleri geçirirlerdi.
After 20 years and a day, I drank a few bottles of velvety Vouvray wine...
20 yıl sonra bir gün... birkaç şişe Vouvray içtim.
When the stars are strung across the velvety night... and when a shooting star streaks through the blackness... turning night into day... make a wish... and think of me.
Pürüzsüz bir gecede yıldızlar görünürken Ve bir kuyruklu yıldız karanlık geceyi... gündüze çeviriyorsa... bir dilek tutun... Ve beni düşünün.
Because you are velvety like the skin of a princess.
Çünkü sen bir Prenses gibi kadife tenlisin.
Velvety texture, great body.
Kadifemsi doku, müthiş bir gövde...
Firm, velvety rind, bit smoky.
Sert, kadifemsi. Hafif isli.
For the velvety appearance of actual living tissue, , top morticians rely on Living Splendor embalming fluid,
Gercek yaşayan dokunun kadife görünüşü icin levazımatcılar, Yaşayan Görkem mumya sıvısına güveniyor.
Yes, that was one... velvety smooth game.
Evet, muhteşemdi. Kadife kadar pürüzsüz bir maç oldu.
"For the velvety look and feel of actual living tissue."
"Gerçek, canlı dokulara has o kadife hissi ve görünüşünü verir."
Get your velvety smooth, Brazilian wax!
Bu kadife gibi pürüzsüz Brezilyalı mumunu satın alın.
Would I like to live one day in his velvety slippers?
Bir gün onun lüks yaşamını yaşamak ister miyim?
A red-hot and velvety voice!
Ateşli kadife ses!
Turn there, it's soft. Turn around, it's velvety smooth.
Böyle çevir yumuşak, şöyle çevir kadife gibi pürüzsüz.
- She was wearing this long, velvety gown.
- Şu uzun kadifemsi elbiseyi giymişti.
Velvety. Elastic.
Kadife gibi, esnek.
¶ She was velvety. ¶ ¶ ¶
Biz algının sadece çok dar bir kısmında yaşıyoruz.
¶ She's a cat of a creature. ¶ ¶ She don't care. ¶ ¶ She's velvety. ¶
Bu düşünmek kadar basit bir şeyi bile imkânsız yapıyor.
Man, I am freaking velvety smooth.
Birden içimi bir huzur kapladı.
The velvety texture of snow in Alaska is...
Alaska'daki karın kadifemsi dokusu...
And you know Pappu, as soon as I will wake up in the morning.. .. before my feet even touch the smooth marble floor.. .. a servant will slip velvety slippers under them.
Ve bilirsin Pappu, Sabahları kalkar kalkmaz..... ayaklarım mermer zemine değmeden hemen önce..... bir hizmetli kadife terliklerimi altına sürecek.
.. a servant will slip velvety slippers under them.'l will wear silk dressing gown like the prince, when I'll move out..
.. bir hizmetli kadife terliklerimi altına sürecek.' Bir prens gibi ipek sabahlık giyeceğim, dışarı çıktığımda..
Velvety shark toast...
Yumuşacık köpek balığı kızartması.
- Yeah, velvety smooth.
- Evet, yumuşacık.
Apparently, her velvety instep rattled his cage.
Anlaşılan, ayağının kadifemsi yumuşaklığı adamın içini gıcıklıyormuş.
One was taking a sunbath right there on the path, it was velvety brown and yellow with a blue hem.
Biri, tam patikanın ortasında güneş banyosu yapıyordu kadife gibiydi, kahverengi, sarı ve mavi kenarlı.
You need that expansive back seat... that is gonna cradle you and your lady... like a soft velvety womb and never, ever, ever let go.
Şu pahalı arka koltuklara ihtiyacın var. Onlarda sen ve senin kız beşik gibi sallanacaksınız. Yumuşakça, kadife zemin.
Imagine cradling your face into the curve of a velvety-soft neck your hands cupping the warm heft of the greatest pair of...
Yüzünüzü o eğimli kadifemsi boyuna koyduğunuzu düşünün bir... Ellerinizde tutuyorsunuz şimdiye kadar ki en harika çift...
A velvety white light?
Beyaz ışık görüyorum
So velvety.
Çok yumuşak.
There's no need to drag my velvety baritone through the mud.
Kadife ses tonuma çamur atmak zorunda değilsin.
With that mouth, that velvety, beautiful mouth like a clown's mouth.
O ağzıyla, o kadifemsi güzel ağzıyla bir palyaçonunkine benzer ağzıyla.
Yeah, you've just got really lovely velvety tones.
Sahiden, kadife gibi, çok hoş bir ses tonun var.
When did the world become so velvety?
Dünya ne zaman bu kadar kadifemsi oldu.
But Lynch's velvety textures usually give way to something more fearful.
Ama Lynch'in kadifemsi dokusu, korkunç bir şeylerin habercisidir.
2000'A litre of this velvety nectar would cost 2,000 pounds.
Bu kadifemsi nektarın bir litresi bile 2000 £ eder.
Sweet, sexy and handi-capable like me, with a voice as velvety as my favorite Sunday church dress.
Tatlı, seksi, benim gibi engelli ve sesi de en sevdiğin Pazarları kiliseye giydiğim elbisem gibi kadifemsi.
Velvety Viennetta, and then we're going to commence with the teenage lovemaking.
Velvety Viennetta ve sonra da ergen sevişmesiyle devam edeceğiz.
Then, I put on this big, soft, velvety robe, and I lie back on sheets that are like a million thread-count.
Sonra, bu büyük, yumuşak, kadife bornozu giyiyorum ve milyonlarca ilmekli nevresime sırtüstü uzanıyorum.
It's a super soft velvety robe like the one at the hotel and thousand thread-count sheets?
Oteldeki gibi süper yumuşak kadifemsi bornoz ve milyon ilmekli nevresim mi?
The velvety skin of a young girl.
Bir genç kızın kadifemsi tenini.
"Your velvety beard still hums against the bosom of my tender flesh."
"Yumuşacık sakalın hala taze... bedenimde ve göğüslerimde yanıyor."
Velvety rope type deal there,
Kadifeli halat ipleri buraya,
[crying] : I think you'll find our... Napa Chardonnay to have hints of vanilla and caramel with a velvety smooth finish.
Sanırım ağızda yumuşacık, acı olmayan bir tat bırakan Napa Chardonnay'ımızın vanilya ve karamel aromasını fark edeceksiniz.
My dick was... honestly, as soft, floppy and as velvety as his frigging ears.
Yani yarrağım, tavşanın kulağı kadar yumuşaktı.
Much more velvety.
Daha fazla kadife.