Versa translate Turkish
460 parallel translation
Or vice versa, as the case may be.
Ya da duruma göre, tam tersi.
Thank you, Celeste, and vice versa.
Sağol Celeste, sen de öyle.
They're the wrong things that seem right at the time, but even though the right things may seem wrong sometimes, sometimes the wrong things may be right at the wrong time, or vice versa.
Bunlar, o an doğru gelen yanlış şeylerdir ama bazen doğru şeyler bile yanlış görünebilir. Bazense yanlış şeyler yanlış zamanda doğru olabilir ya da tam tersi.
I would say vice versa.
Tam tersini söylerdim.
Pennsylvania Station will leave you alone and vice versa.
Pennsylvania İstasyonu da aynı şekilde seni rahat bırakır.
- Oh, yes. It's a proud father that has a scarred son, and vice versa.
Yaralı bir oğlu olan baba gururlu bir babadır.
And... er... vice versa.
Veya... tam tersi.
When a priest is devout, the organist is an atheist, and vice versa.
Parayla imanın kimde olduğunu kimse bilemez.
Something to surprise the men and shock the women, or vice-versa!
Erkekleri sürprize uğratacak ve kadınları şok edecek şeyler, ya da tersi.
Well, vice versa, isn't that so, Edith?
Tam tersiydi, değil mi Duris?
According to which, what belongs to the wife belongs to the husband also... and vice versa.
Kadının nesi varsa, kocasına aittir. Tersi de olabilir tabii.
Which says, what belongs to the wife belongs to the husband and vice versa.
Buna göre, kadının sahip olduğu herşeye kocası da sahiptir. Tersi de olabilir.
You've done enough for him already... and vice versa.
Zaten onun için yeterince yaptın yapacağını... ve tam tersi
I feel the whole world's against me, and vice versa.
Bütün dünya bana karşı sanki, ve ben de dünyaya karşıyım.
You know, you couldnt make things happen if they wouldnt, and vice versa...
Bilirsin, olmuyorsa olayları o yönde işleyemezsin, ve tersi...
Or vice versa.
yoksa tersi mi gerçekleşecek.
Gases push off from a rocket, and vice versa and they fly in opposite directions.
Gazlar bir roketi iter, ve ters yönde uçmasını sağlar.
And vice versa.
O benimkini çeldi.
And vice versa.
Tersi de doğrudur.
You're just playing the field, and vice versa.
Açık arazide oyun oynuyorsun, belirtilenin aksine.
I don't think so, because... eroticism is a form of love, and vice versa.
Hiç sanmıyorum, çünkü... Erotizm aşkın bir biçimidir, aşk da erotizmin bir biçimi.
And is it vice versa, sheriff?
Ya siz beni Şerif?
Well, in my opinion, elementary schooling, the main purpose of it is to keep the children out of the parents'hair, and vice versa.
Bence, ilköğretimin temel amacı çocukları ailelerinin, aileleri de çocuklarının dertlerinden uzak tutmaktır.
is in the envelope to Pierre, and vice versa.
Pierre'e ve tam tersi.
And vice versa.
Ve tam tersi.
And vise versa.
Ve tam tersi.
And vice versa.
Nitekim ben de ona.
And vice versa?
Ve tersini de?
or Arabs looking at Jews, or vice versa in the Middle East.
Ortadoğu'da Arapların Yahudilere ya da Yahudilerin Araplara bakışının.
that the only protection from the sun is color, and vice versa.
Güneşten korunmanın tek yolu koyu renkli gözlük kullanmaktır derler. Aslında tam tersi.
Their most memorable performances were that of outraged husband and detective breaking in upon guilty wife in the arms of her lover or vice versa.
En akılda kalan performansları, öfkeli koca ve kollarında, sevdiği suçlu kadın ile araya giren dedektif ya da tersi.
It still has to be established whether it's me who looks like you, or vice versa.
Senin benim gibi görünmeni ya da - tam tersini - herkese göstermeliyiz.
And we know that you know and vice versa.
Sizin bildiğinizi biz biliyoruz, biz de sizin...
- Or vice versa.
- Ya da tam tersi.
And I hope, vice versa.
Umarım siz de beni.
♪ Sodom was vice and vice a versa
Sodom ahlaksızdı ve ahlaksızlık sürdü
♪ Sodom was vice and vice a versa
Sodom ahlaksızdı ve ahlaksızlık sürdü,
Because only he who is mythical is realistic and vice versa.
Çünkü, yalnızca efsanevi olan kişi gerçekçidir... ve bunun tersi de doğrudur.
And then when I'm ready to go home it's vice versa.
Eve dönmeye hazır olduğum zaman da tam tersini yapıyorum.
No. Vice versa!
Hayır, tam tersi!
When something happens, there are elsewhere and vice versa.
Birşey olduğunda o başka bir yerdedir, vesaire.
Most of my experience has been with crazy husbands killing wives and vice versa.
O sadece bir oyun. Aslında, bir ünlüler turnuvasına katılmak üzere Palm Springs'teydim.
I'll try it while you stand guard, and vice-versa.
Sen gözcülük yaparken ben deneyeceğim, sonra da tam tersi.
Could you explain, in terms we can understand, how, for instance, a person, or persons, could travel from time past to time future, or, indeed, vice versa?
Bizim anlayabileceğimiz bir şekilde örneğin bir insan ya da birkaç insan geçmişten geleceğe ya da tam tersi nasıl seyahat edebilirler, açıklar mısınız?
I work when others eat, and vice versa.
Diğerleri yemek yerken ben çalışırım, ben çalışırken onlar yemek yer.
She's the guarantee of the world's beauty, and vice versa.
Karım dünyanın güzelliğinin teminatıdır, dünya da karımın güzelliğinin.
The world must follow the church and not vice versa.
Dünya kiliseyi dinlemeli ve ahlak çöküntüsü yok edilmeli.
A policeman might become a revolutionary and vice versa.
Bir polis bir devrimci olmuş olabilir. Ve ya tam tersi...
But more for Brian Jones, who was introducing us, I think... and Eric Burdon, who was introducing him, or vice versa.
Ama daha çok Brian Jones için, galiba bizi o sunacaktı. Ya da Eric Burden onu sunacaktı, ya da tam tersi. Hatırlayamıyorum.
Vittorio thought that Guido had picked him up and vice versa.
Vittorio, Guido'nun onu aldığını düşünmüş.
Vice versa.
Ben de öyle.