Vicki translate Turkish
1,290 parallel translation
I cannot believe you, Vicki.
Vicki sana inanamıyorum.
Vicki and Liz must still be there. It's less than a mile away.
Vicki ve Liz hala orada olmalı, orası bir mil uzakta.
Katie, it's all Vicki's fault.
Katie, her şey Vicki hatası.
Rusty and Audrey, cousins Vicki and Dale.
Rusty ve Audrey, kuzenleriniz Vicki ve Dale.
Vicki, can I help you stir that?
Vicki, Oraleti yapmana yardım edeyim mi?
Vicki, don't be offended, but being a farmer is not too cool, you know.
Alınma Vicki, ama çiftçilik pek de sıkı bir şey değil.
Ask me about Vicki!
Sen bana Vicki'yi sor.
Who is Vicki?
Vicki de kim?
He's mad, Vicki.
Deliye döndü Vicki.
You see, Vicki and I were thinking about getting high.
Bak, Vicki'yle ben biraz uçmak istiyoruz.
Was our night together just to set up Vicki and Guido?
Birlikte geçirdiğimiz gece... Vicki ve Guido'nun... planlarının parçası mıydı?
They're just fine. You don't have any valuables in there, Vicki Morgan tapes or anything?
Orada değerli eşyaların yok, değil mi?
- I'm your neighbour, Vicki Sanders.
- Komşunuzum. Vicki Sanders.
- Vicki!
- Vicki!
- Thanks, Vicki.
- Sağ ol Vicki.
Senator Toffler and Vicki Huddleston.
Senatör Toffler ve Vicki Huddleston.
Vicki?
Vicki?
Nice touch, Vicki.
İyi hatırladın, Vicki.
- Vicki, is there a problem?
- Vicki, problem mi var?
It's Vicki's serve.
Servis sırası Vicki'nin.
Vicki thinks something was...
Vicki, bir şeyler...
Vicki doesn't need guests tonight.
Vicki'nin bu akşam misafire ihtiyacı yok.
- Vicki.
- Vicki.
- Poor Vicki.
- Zavallı Vicki.
Vicki!
Vicki!
Vicki's been acting strange all day.
Vicki sabahtan beri tuhaftı.
Have you seen Vicki today?
Vicki'yi gördün mü bugün?
And how are you doing, Vicki?
Nasıl gidiyor Vicki?
... thereby brewing the catalyst, our two chemicals.
- Vicki. -... bu iki kimyasal maddemiz böylece katalizörü mayalar.
Look, Vicki, you need help.
Bak, Vicki, yardıma ihtiyacın var.
God, Vicki, can't you see what's happening to you?
Tanrım, Vicki, sana neler olduğunu göremiyor musun?
- I'm sorry, Vicki.
- Üzgünüm, Vicki.
Vicki, what are you doing?
Vicki, ne yapıyorsun?
Just stay away from me, Vicki!
Benden uzak dur, Vicki!
I gotta find Vicki, Dad.
Vicki'yi bulmalıyım, baba.
Hey, Vicki!
Hey, Vicki!
Vicki doesn't live here anymore.
Vicki artık burada yaşamıyor.
Sorry, Vicki.
Üzgünüm, Vicki.
Vicki Carpenter!
Vicki Carpenter!
Vicki.
Vicki.
It's me, Vicki.
Benim, Vicki.
It's Vicki.
Ben Vicki.
Oh, Vicki.
Vicki.
I'm going to score with Vicki tonight.
Bu gece Vicki'yi götüreceğim.
Come on, Vicki.
Yapma Vicki.
Here's your drink, Vicki.
İşte içkin Vicki.
Oh God, Vicki!
Aman Tanrım, Vicki!
- He's probably at the gym or with Vicki.
- Spor salonunda veya Vicki ile beraberdir.
Hi, I'm Vicki Vale.
Merhaba, Ben Vicki Vale.
Vicki Vale.
Vicki Vale.
- and I'm Vicky.
Ve ben de Vicki.