Voluntarily translate Turkish
686 parallel translation
In view of Allen's record here since his escape... our state has authorized us to assure you... that if he'll return voluntarily... and pay the state the expense it's been put to... he'll be pardoned in 90 days.
Firar ettikten sonra, Allen'ın buradaki sicilini göz önüne bulundurduğumuzda eyaletimiz bizi, gönüllü olarak teslim olup eyaletin maruz kaldığı masrafları öderse onun 90 gün içinde affedileceği garantisini size vermekle yetkilendirdi.
I'm giving myself up voluntarily.
Gönüllü olarak teslim olacağım.
Voluntarily.
Gönüllü olarak.
He has returned voluntarily to this state... and has paid all the expenses demanded of him.
Kendisi bu eyalete gönüllü olarak dönmüş ve ondan talep edilen tüm masrafları ödemiştir.
You know, you're the first of our clients to come here voluntarily.
Biliyor musunuz, siz buraya gönüllü olarak gelen ilk müşterisiniz.
Did you know that when a man voluntarily confesses his sentence is reduced?
Bir adam suçunu kendiliğinden itiraf ettiğinde cezasının hafiflediğini biliyor muydunuz?
In other words, you're here voluntarily, eh?
Başka bir deyişle, gönüllü olarak buradasın, öyle mi?
You came in voluntarily.
İsteyerek teslim oldun.
For more than a century, to serve voluntarily... has been one of the glories of our order.
Yüzyıldan fazla bir süredir, gönüllü hizmet... cemiyetimizin erdemlerinden biri olmuştur.
But people are exiled there for crimes, and you're going voluntarily.
Ama oraya suçlu insanlar sürgün edilir, ve sen gönüllü gidiyorsun.
People are exiled there for crimes, and you're going voluntarily.
İnsanlar suçları için oraya sürgün edilir, ve sen gönüllü gidiyorsun.
Cooperate voluntarily.
Gönüllü olarak işbirliği yapın.
It is frankly our hope, and our need, that those among you who believe will come forward after the reception and sign these testimonials voluntarily.
Açıkçası umduğumuz ve istediğimiz şey... içinizden buna inanların resepsiyondan sonra... gönüllü olarak bu belgeleri imzalamalarıdır.
Including the fact that you have voluntarily committed yourself here.
Kendi isteğinizle buraya geldiğinizi de.
If they won't return them voluntarily, we shall take them back by force.
Kendi iradeleriyle razı olmazlarsa, güç kullanarak razı ederiz.
But they gave it to me voluntarily.
Ama bunu bana isteyerek verdiler.
Voluntarily?
İsteyerek mi?
If you imagine, that I voluntarily will harness myself into any of your disgusting machinations then I can only deplore you.
Eğer o iğrenç entrikalarınıza seve seve katılacağımı düşündüyseniz size sadece acıyorum.
You mean voluntarily?
Seve seve mi dediniz?
He'd never go there voluntarily.
O iradesi dışında oraya gitmiş.
"If she does not take herself voluntarily, she will be taken by force."
"Eğer gönüllü olarak gelmezse, zorla getirilecektir."
"If he does not betake himself voluntarily, he will be taken by force."
"Kendi rızasıyla gelmezse, zorla getirilecektir."
Mrs Wallner, did you come here voluntarily?
Bayan Wallner, buraya kendi rızanızla mı geldiniz?
Did you report voluntarily to speak as a witness?
Kendi isteğinizle mi şahit olarak dinlenmek istediniz?
Will you come voluntarily or will I have to take you?
Kendiliğinden mi geleceksin, yoksa ben mi götüreyim?
The reason I came here is to ask Raymond to voluntarily put himself under arrest.
Buraya gelmemin sebebi Raymond'dan kendi rızasıyla teslim olmasını istemekti.
But they surrendered voluntarily.
Ama gönüllü olarak teslim oldular.
I know of no reason why I should remove my name from the active list voluntarily.
Muvazzaf subaylığımdan gönüllü olarak ayrılmamı gerektiren hiçbir sebep bilmiyorum.
I will not resign voluntarily.
Kendi isteğimle istifa etmeyeceğim!
It'd be a whole lot better if he came in here voluntarily.
Gelip teslim olursa çok daha iyi olur.
Did these ladies come voluntarily?
- Bu bayanlar gönüllü mü geldiler?
We came here voluntarily.
Buraya kendi irademizle geldik.
- You came here voluntarily?
- Buraya gönüllü mü geldin?
You'll talk. Either here, now, voluntarily, or under our mind scanner.
Ya burada, gönüllü olarak konuşursun, ya da akıl okuyucumuza konuşursun.
She went voluntarily.
Gönüllü olarak gitti.
Let each come forward voluntarily to pay the tax he thinks he owes.
Hepimiz gönüllü olarak, onun elde ettiğini sandığı vergileri ödeyelim.
It is my understanding he went voluntarily.
Bildiğim kadarıyla kendi isteğiyle gitmiş.
Did they voluntarily beam..? Come ashore?
Onlar da gönüllü olarak mı karaya çıktılar?
If you do not leave voluntarily, I have the power to force you to leave.
Gönüllü olarak gitmezseniz sizi zorlayacak gücüm var.
I, peasant Zaboyko, voluntarily have agreed to do agricultural work in the enterprise of master Stadnitsky.
Ben, köylü Zaboyko, efendi Stadnitsky ve kurumu ile.. gönüllü tarım işi yapmak için anlaştım.
Sign this agreement by which you voluntarily give up your land.
Gönüllü olarak topraklarından vazgeçtiğini onayla.
" At Tefaia, on 8 / 4 / 1970, before me, Police Officer of Mesohorio, turned up Sofia Goussis, wife of Kostas Goussis, 35 years old, housewife, Christian Orthodox, and voluntarily confessed the following :
" Tefaia'da, 8 / 4 / 1970'te, benden önce, Mesohorio'nun Polis Memuru, 35 yaşında, evhanımı, Hıristiyan Ortodoks, Sofia Goussis'u, Kostas Goussis'un karısını, ortaya çıkardı... ve O gönüllü olarak aşağıdaki itirafı yaptı :
Now... it is you who voluntarily go to the police on the 30th of November after hearing about the telegram which your aunt had received from Mr. Thorley, your wife's father?
Evet... 30 Kasım günü halanız, eşinizin babası Bay Thorley'den... telgraf aldıktan sonra polise teslim oldunuz... sanırım. Değil mi?
But soon we'll hold elections, let the people choose their leaders and you can voluntarily step down and return to your simple farming.
Ama yakında seçimler yapılacak ve halk, kendi liderlerini seçecek. O zaman gönüllü olarak inip sakin bir çiftçi hayatı yaşayacaksın.
The leaders of the present social system System will never voluntarily improve the miserable situation of the working class.
Mevcut sosyal sistemin liderleri işçi sınıfının sefil durumunu iyileştirmek için isteyerek hiçbir şey yapmayacaklar.
Jonas Fetter Nagy, did you come voluntarily?
Janos Fekete Nagy, kendi isteğinle mi geldin?
Voluntarily.
Kendi isteğimle geldim.
Miss Chandler has voluntarily disclosed...
Bayan Chandler kendi isteğiyle ifşa etti...
I'm voluntarily disclosing everything that I paid Dobbs to do.
Dobss'u tuttuğumu gönüllü olarak burada ifşa ediyorum.
I showed up voluntarily, you know.
Kendi isteğimle ortaya çıktım, gördünüz.
But I came to you voluntarily.
Fakat kendi isteğimle ayağınıza kadar geldim.