English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ W ] / Wakefield

Wakefield translate Turkish

401 parallel translation
We're traipsing along like natural men.
Wakefield'lar hiç kimseden kaçmaz.
Elias Wakefield.
Elias Wakefield.
Some of you Wakefields just killed Mose Fromes over east.
Siz Wakefield'ların batıda adam öldürdüklerini duydum.
- For a Wakefield.
- Bir Wakefield için.
You're arrested again, Wakefield, and this time not for nothing.
Yine tutuklandın, Wakefield, bu sefer boş yere değil.
You thought you were so smart, Wakefield.
Çok zeki olduğunu sandın, Wakefield.
You're a good man, Eli Wakefield.
Sen iyi birisisin, Eli Wakefield.
Begging your pardon, but could you tell me where Zack Wakefield lives?
Tekrar özür dilerim, Zack Wakefield'in oturduğu yeri söyleyebilir misiniz?
Wakefield doesn't hire any women.
Wakefield, kadınları işe almaz.
You going to tell me where Zack Wakefield lives?
Zack Wakefield'in yaşadığı yeri söyleyecek misiniz?
Wakefield's a particular man.
Wakefield titiz biridir.
- Ever hear the name Wakefield there?
- Orada Wakefield'ı duydunuz mu?
- Wakefield?
- Wakefield mı?
Wakefield...
Wakefield...
Ah. "Weep you widows in lone homes when a Wakefield meets a Fromes."
Ah. "Anlaşmazlık öyle bir boyuta gelmiş ki, bir Wakefield, bir Fromes'ı öldürmüş."
I'm a Wakefield.
Ben bir Wakefield'ım.
And I'll show you what Wakefields pay for pearls.
Sana Wakefield'ların nasıl öç aldıklarını göstereceğim.
Get educated, Wakefield!
O senin dişine göre biri değil, Wakefield!
Eli Wakefield?
Eli Wakefield?
Big Eli Wakefield.
Eli, seni seviyorum.
- Wakefield.
- Wakefield.
Zack Wakefield.
Zack Wakefield.
Wakefield.
Wakefield.
"Dear Mr Wakefield, the president regrets to advise you that he is not a collector of pearls."
"Sevgili Bay Wakefield, başkan size bir inci koleksiyoncusu olmadığından dolayı üzüntü duyuyor."
You buying, Mr Wakefield?
Ismarlıyor musunuz, Bay Wakefield?
He's a smart fellow, that Eli Wakefield!
Eli, çok akıllı biri!
That's a Wakefield over there.
Şuradaki Wakefield'le.
And weep, you widows in lone homes when a Wakefield meets a...
Kasabadaki pisliklerden kurtulacağız. Hiç kimse onları burada görmek istemiyor. Bir Wakefield, şeyle karşılaşınca...
Wakefield, you don't want to whup him, do you?
Wakefield, bu çocuğu dövmek istiyorsun, öyle değil mi?
Wakefield!
Wakefield!
- I go where I please, Wakefield.
- İstediğim yere giderim, Wakefield.
Enough, Wakefield, or do I skin your back?
Yeter mi, Wakefield, yoksa derini mi yüzeyim?
Next time, Wakefield, I go for the eyes.
Dikkat et, Wakefield, gözlerine geliyor.
Little Eli Wakefield.
Küçük Eli Wakefield.
- How far? - Whoop and a holler.
- Wakefield, yanında birde adam var.
- You heard him. We come for Wakefield.
- Onu duydun, biz Wakefield için geldik.
It's your life to live, Wakefield.
Sonuçta bu senin hayatın, Wakefield.
All right, Wakefield!
Olduğun yerde kal, Wakefield!
He was a Wakefield, you know.
O bir Wakefield'dı.
The truth is that he was a Wakefield.
Kendisinin bir Wakefield olduğu gerçek.
- Mr. Wakefield.
- Bay Wakefield.
I hope Mother doesn't get too wet in Wakefield.
İnşallah annem Wakefield'ta çok ıslanmamıştır.
She's on the next train from Wakefield.
Wakefield treninde. Gelmek üzere.
Not only here, but in Leeds, Doncaster, Wakefield and other cities of major importance surrounding.
Burayla kısıtlı kalmadan Leeds, Doncaster, Wakefield ve diğer şehirlerin saygın bölgelerinde de yardımım dokunur.
Wakefield prisoners, baby.
Wakefield mahkumları bebeğim.
I come to Wakefield before World War ll.
Wakefield'e 2. Dünya Savaşı'ndan önce geldim.
It's a simple fact that crop production at Wakefield is down nearly 40 % this last quarter since...
daha iyi Wakefield'deki ürün miktarı son çeyrekte... % 40 aşağıya düştü...
Because although Wakefield is admittedly an imperfect institution, much like America herself, she is nonetheless a grand experiment.
Çünkü aynı zamanda Wakefield herkesin... kabul edeceği gibi mükemmel olmayan bir enstitü... tıpkı Amerika gibi... mamafih mükemmel bir deneyim.
I'll reform Wakefield, if it means putting the prison board behind bars.
Wakefield'i yenileyeceğim... hapishane kurulu'nu parmaklıklar arkasında koymam gerekese bile.
And weep, you widows in lone homes when a Wakefield beats a Fromes.
Çünkü elimde bir Wakefield var.
Ain't been anybody from Wakefield helping me lately.
Wakefield'dan hiç kimse son zamanlarda bana yardım etmiyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]