Wallow translate Turkish
293 parallel translation
You're going to wallow in it.
Sen bunun içinde yuvarlanacaksın.
We shall all wallow and think of nothing but one for his nob.
Hepimiz yuvarlanacağız. Ve onun züppeliğinden başka hiç bir şey düşünemiyorum.
Well, you can stay here and wallow in misery if you want to.
Sen, burada dertlerinle baş başa kalabilirsin istersen.
Even though their pretty hands wallow in blood the whole blessed day.
Hâlbuki elleri bütün gün kan içinde oluyor.
The Hog Wallow Boys, undefeated champions of Sangamon County... led by Buck Troup!
Hog Wallow Çocukları! Sangamon Köyünün yenilmez şampiyonları. Buck Troup liderliğinde!
- You wallow in luxury all the year...
- Bütün yıl lüks içinde yüzüp...
- I don't wallow!
- Yüzmüyorum!
When the dudes come out to New Mexico, they want to wallow in Latin glamour.
Turistler New Mexico'ya geldiğinde latin cazibesinde yuvarlanmak isterler.
The Ville de Nancy was one of those venerable tramps, which wallow across the backwaters of the world year after year.
Ville de Nancy yıllarca dünyanın her tarafındaki durgun sularda çamur içinde yüze yüze eskimiş külüstür gemilerden biriydi.
Men who've been good too long get a longing for the mud and want to wallow in it.
Uzun süre iyi olan adamlar, çamurun içinde yuvarlanmak ister.
I had to wallow in my own filth.
Kendi pisliğimde debelenmek zorundaydım..
Remember that, you horrible loafers, as you wallow there and slobber and burp in your stained ties!
Boğazınızda batık kravatınız, ağzınızda salyalar, zıkkımlanıp zevk içinde yüzerken bunu da hatırlayın pis miskinler.
Well, congratulations. You've got it all laid out for you so you can wallow in self-pity.
- Tebrikler Kendini bunlar için paraladın... kendi kendine çamura düştün
It's the little piece we used to call Buffalo Wallow.
Eskiden Buffalo Wallow dediğimiz araziyi.
Mashenka, let's go and wallow in bed!
Mashenka, sen git de yatağın içinde yuvarlana dur!
They may be your people, but do you have to wallow with them? Smell like them?
Onlarla birlikte çamurda yuvarlanıp, onlar gibi kokmalı mısın?
I will suck out life, benefit from life wallow in life.
Hayatı sömüreceğim, istismar edeceğim, kendimi zevke sefahate vereceğim.
# Willow-tee, wallow-tee Now, now, now # She combs her hair but once a year
Willow-tee, wallow-tee haydi, haydi, haydi saçını yılda bir defa tarar
# Willow-tee, wallow-tee Now, now, now # She combed her hair but once a year
Willow-tee, wallow-tee haydi, haydi, haydi saçını yılda bir defa tarardı
# Willow-tee, wallow-tee Now, now, now
Willow-tee, wallow-tee haydi, haydi, haydi
# Willow-tee, wallow-tee Now, now, now
Willow-tee, wallow-tee haydi, haydi, haydi,
# Willow-tee, wallow-tee Now, now, now # She combed her hair but once a year
Willow-tee, wallow-tee haydi, haydi, haydi saçını taradı ama yılda bir defa
I wallow in her warmth like a pig in a trough.
Yemlikteki bir domuz gibi, onun sıcaklığında yuvarlanıyorum.
Always been wanting to wallow her.
Onu güzelce bir mıncıklamayı.
So if you're gonna get'em, you'll have to wallow in that garbage right with them.
Eğer onları yakalayacaksan, sen de onlar gibi pisliğin içinde yuvarlanmalısın.
You look like a bull in a mud wallow.
Çamurun içinde yaşayan bir boğa gibisin.
Why do you wallow in this chaos?
Neden bu kaosa kendini kaptırıyorsun?
But don't wallow, because it's fake and disgusting.
Ama sızlanma, Çünkü bu sahte ve iğrenç.
I know you would prefer to wallow in a pool of emotion rather than...
Biliyorum, duygular içinde olmayı tercih ederdin...
We can wallow like a garbage scow against a warp-driven starship.
Yıldız gemisine karşı bir tekne gibi debeleniriz.
I don't know whether you remember before you became a Human Being and as dear a son to me as those I made with Buffalo Wallow Woman and the others,
Geçmisi biImem hatrIyor musun, Insan OgIu oImandan ve diger karIarmdan oIan oguIIarm kadar sevdigim bir evIadm haIine geImeden öncesini.
Then don't give them to Buffalo Wallow Woman.
O zaman yakaIamadgn tavsanIar BufaIo Kadn'a verme.
- Where's Buffalo Wallow Woman?
- BufaIo Kadn nerede?
Here we stand out like three sore thumbs in the bleachers, and you want to wallow in the sun like a sleepy dog.
Biz şurada çamaşır suyuna batmış iki yaralı parmak gibi dikilelim sense güneşin altında uyuz köpekler gibi keyif çat.
It's just a theatrical state which arises... the moment you wallow in your own theatricality.
Sadece abartılı bir durumdur kendi abartılı halinde yuvarlandığın anı ortaya çıkaran.
And you can all wallow in your stink!
Pisliğin içinde debelenin durun siz!
All the bastards who look away when you're in shit, who wallow in their cash, praying through their assholes that nothing happens.
Sen boka batmışken yüzünü çeviren bütün soysuzlar onlar para içinde yüzerken hiç bir şey olmasın diye kıçlarından dua edenler.
- Wallow in it.
Debelen dur.
Now, you and this, uh... cesspool you call a television station... and, uh, your people who wallow around in it... and, uh, your viewers... who watch you do it... You're rotting us away from the inside.
Şimdi, siz ve bu televizyon dediğiniz lağım çukuru ve etrafında debelenen insanlarınız yaptığınızı izleyen seyircileriniz bizi içten çürütüyorsunuz.
- Let's go wallow in it!
- Haydi, dalalım içine!
Let them wallow here in their bliss with my blessing.
Bırakın bu ikisi iğrenç mutluluklarında debelensinler, benim rızam var.
Now, military men and politicians... they'll wallow around in the mud, and they come up smelling roses.
Ordu mensupları ve politikacılar vardır. Çamurda yuvarlansalar da çıktıklarında gül kokarlar.
- You can wallow in your own self-pity!
Kendine acıyarak bataklığında boğulabilirsin! Olur!
He's got a tendency to wallow in his artistic miseries.
Sanatçı bunalımına girmeye meyilli.
As long as I live in this world, I'm guaranteed to wallow in misery, but this horse is going to win.
Bu dünyada yaşadığım sürece sefalet içinde sürüneceğim ama bu at kesin kazanacak.
Shelby wouldnt want us to get mired down and wallow in this.
Shelby bizim kendimizi üzüp, kahrolmamızı istemezdi.
The only blasphemy is to wallow in insignificance.
Bence tek saygısızlık ona inanmaktır.
Some kind of an intro. No time to wallow in the mire
# Çamurda debelenmeye vakit yok. #
I'm not going back to wallow in self-pity, okay?
Kendime acıma çukuruna geri dönmüyorum, tamam mı?
I should have let you wallow in your filth!
Neden seni doğduğun o berbat delikte bırakmadığımı merak ediyorum!
Go ahead and wallow in ignorance.
Böyle devam edin cahillik içinde debelenin.