Was it good for you translate Turkish
343 parallel translation
Was it good for you, too?
Sen de zevk aldın mı?
Was it good for you?
Senin için güzel miydi?
- Was it good for you?
- Nasıldı?
It was good for me, was it good for you?
Bence iyiydi. Sence de iyi miydi?
Was it good for you?
Senin için iyi miydi?
"How old do I look?", "Do you like me hair?", and "Was it good for you, too?"
Kaç yaşında gösteriyorum? Saçımı beğendin mi? Sence de iyi miydi?
Was it good for you, too?
Senin için de iyi miydi?
"Was it good for you?"
Senin için nasıldı?
We have something very special prepared for this occasion. It was very good of you, Madeline, to humour the whim of a lonely man.
Hazırlanmak için vakit o kadar azdı ki sizin için düşündüklerimin yarısını yapamadım.
You know, I was just thinking. Wouldn't it be a good idea for you to have Ellie May come down to your house and kind of look after the place and cook for you?
Düşündüm de, acaba Ellie May senin eve gelse senin için ortalığa çekidüzen verip yemek yapsa iyi olmaz mıydı?
Sulphur was good for you, wasn't it?
Kükürt iyi geldi sana, değil mi?
You were looking for trouble, but it was a good kind of trouble.
Bela arıyordun, ama bu iyi bir belaydı.
They all sound tough, but I think it was good to assume responsibility. Gives you something to work for.
İnsanın gözünü korkutuyorlar ama sanırım geriye dönüp baktığımda sorumluluk üstlenmenin iyi bir şey olduğunu görüyorum.
Now what was it you were going to tell Iris for her own good, may I ask?
Iris'e, o'nun iyiliği için, ne söyleyecektin, sorabilir miyim?
He never thought it was good enough for you.
O asla senin için yeterince iyi olduğumu düşünmedi.
Sorry to put you to so much trouble, ma'am, but it was for your own good.
Size rahatsızlık verdiğimiz için özür dileriz, Ancak bu sizin iyiliğiniz için.
There's a good reason Mother was afraid for you to go anywhere... and it still applies.
Annemin seni dışarı salmamasının haklı bir nedeni vardı. Bu durum değişmedi.
It was just that your request startled me for a moment but no doubt you have a very good reason.
Talebinizi ilk duyduğumda beni biraz şaşırttı ama şüphesiz geçerli bir sebebiniz vardır.
But you said yesterday when Jacobi was here that it's good for us to have him as a friend.
Ama dün Jacobi buradayken onun gibi bir dostumuz olmasının ne kadarda iyi olduğunu söylüyordun.
Hampstead wasn't good enough for you, was it?
Hampstead sana yetmedi, değil mi?
And if you worked for them, it was a good thing.
Onlar adına çalışıyorsan bile bu senin kararındı.
I told him I didn't think it was good for you, but I couldn't say no.
Senin için iyi olmayacağını söyledim ama ona hayır diyemedim.
It was great. Very hot. A lot of people say too much sun is no good for you.
Orada iyi iş çıkarttılar ve söylemeliyim ki, her açıdan mükemmeldiler.
And when you asked if it was time for Sex Ed, that was really a good line.
Seks dersine mi geçtik diye sordun ya, harbiden süperdi.
All the good times we've been through, and all the bad times it breaks my heart to think that the only reason you came with me was for money!
Hep birlikte iyi günler de kötü günler de gördük. Benimle gelmenizin tek nedeninin para olduğunu düşününce kalbim kırılıyor!
You're some kind of woman, but I'm the wrong kind of man, and it doesn't look like my shot at being the right kind is as good as I was hoping for.
Sen bir tür kadınsın ama ben yanlış tür erkeğim ve doğru erkek olma girişimlerim... umduğum kadar iyi olmadı.
She - you'll laugh when you look at this poor thing huddled in front of the fire and hear me say that it was for my good looks that Nancy loved me.
O - ateşin önünde çömelen bu zavallı şeye baktığınızda ve iyi göründüğüm zamanlarda Nancy beni sevmişti dediğimi işittiğinizde bana güleceksiniz.
... they accuse him for crimes he didn't commit. some of it is true and I admit it but back than, I thought he's pure like Virgin Mary I was a young fool, I'd take a gun and fight, thinking that I fight for justice I needed sobbering up to stop and think about and to say to myself "The one who put you in jail wanted good for you"...
İşlemediği suçlardan onu suçluyorlar. Bazıları doğru, kabul ediyorum. Ama o sıralar, benim için O, Bakire Meryem kadar masumdu.
Alex, I want you know, it was for the greatest good I brought you back.
Alex, en iyisi olduğunu bildiğim için seni geri getirdim.
It was for your own good that he didn't want you know.
Senin iyiliğin için sana söylemekten kaçınmış
It was your idea. All right, I got some good news and some bad news for you.
- İyi ve kötü haberlerim var..
Europe was good for you, wasn't it?
Avrupa sana yaradı, ha?
It's delicious and good for you. How was work today?
Lezzetli ve sana iyi gelir.
Well, I'm glad it was such a good game for you.
Evet, senin için bu kadar güzel bir maç olmasına sevindim.
When I was a student trying to qualify for the jobs you people will let us have, I suddenly realized it wasn't just good jobs that were white.
Sizin yapmamıza izin verdiğiniz işler için seçilmeye çalışan bir öğrenciyken, bir gün fark ettim ki, sadece iyi işler "beyaz" değildi.
I was no match for her. I told you it wasn't a good idea.
Abla oturma odamızdaki garip adam kim?
Was it as good for you as it was for me?
Benim için olduğu kadar senin için de iyi miydi?
Whatever you did, we know it was for a good reason.
Ne yaparsan yap, biliyoruz ki, iyi bir sebebi vardı.
I told you it was too good for the damn picture.
İyi olmadığını kendin söylemiştin. Hayır.
But that wasn't good enough for you, was it?
Ama senin için yeterince iyi değildi, öyle değil mi?
Now you want to tell me it was for my own good, right?
Şimdi bunu iyiliğim için yaptığını söyleyeceksin.
No need for that. You said it was good.
Kartta bir şey olmadığını söyledi.
I hope this news was as good for you as it was for me. Good day.
Umarım bu haberler benim için olduğu kadar sizin içinde iyiydi.İyi günler.
I wouldn't ask you to play for me unless it was good for the both of us.
İkimiz için de iyi olmasaydı benim için oynamanı istemezdim.
Was it as good for you as it was for me?
Sen de benim kadar zevk aldın mı?
You know, I was having a pretty good time at Duke's. Till I found I was responsible for wiping it off the face of the planet.
Duke's ta çok eğleniyordum ta ki orayı yok ettiğimi anlayana kadar.
Did you know the original title for War and Peace was War-What is it Good For?
Savaş ve Barış'ın aslında adının Savaş-Ne İşe Yarar olduğunu biliyor muydun?
Of course, it was kinda hard to think of reasons... for me to look in that exhaust pipe every time... but, you know, we had good writers.
Elbette her seferinde neden egzoz borusuna bakıyor olduğumun nedenini bulmak zordu fakat bilirsin iyi yazarlara sahiptik.
- Good for you. - It was with Dina, my lab partner.
Laboratuvar arkadaşım Dina'yla birlikte.
MAN 3 : You think it was a good idea for the Sonics to give up those draft choices so they could free up some money under the cap?
Sence Sonics'in para için draft oyuncularından vazgeçmesi iyi bir fikir mi?
- It was good for you.
- Senin için iyiydi.