Was it something i said translate Turkish
273 parallel translation
- Was it something I said?
- Yanlış bir şey mi dedim?
- Was it something I said?
- Dediğim bir şeyden miydi?
Was it something I said?
Ne dedim ki?
Was it something I said or did today that you took the wrong way?
Senin böyle yoldan çıkmana sebep olan bugün yaptığım ya da söylediğim bir şey miydi?
Was it something I said?
Yanlış birşey mi söyledim?
Was it something I said?
Yanlış bir şey mi söyledim?
- Was it something I said?
- Yanlış bir şey mi söyledim?
- Was it something I said?
- Söylediğim bir şey yüzünden mi?
I didn't mean to hurt your feelings. Was it something I said?
Böyle bir şey yapmak istemedim.
Was it something I said?
Dediğim bir şey miydi?
Was it something I said, master?
Dediğim bir şey miydi, efendim?
Leaving Was it something I said?
Bırakıyorum mu? Başka söyleyeceğin bir şey yok mu?
- Hey, was it something I said?
Ters bir şey mi dedim?
- Was it something I said?
- Hoşça kal Abner. - Bir şey mi dedim?
Was it something I said or did?
Söylediğim veya yaptığım bir şey yüzünden mi?
Was it something I said?
Kötü bir şey mi söyledim?
- Was it something I said?
- Benim söylediğim bir şey miydi?
- What, was it something I said?
- Dediğim bir şeyden mi alındı?
- Was it something I said?
- Benim söylediğim bişeyden dolayı mı?
- Was it something I said?
- Bir şey mi söyledim?
Was it something I said?
Benim söylediğim bir şeyden dolayı mı oldu?
Was it something I said?
Yanlış bir şey mi söyledim.
Was it something I said?
Söylediğim birşeyden dolayı mı?
Was it something I said?
Ters bişey mi söyledim?
Was it something I said?
Söylediğim bir şey yüzünden mi?
Was it something I said?
Söylediğim bir şeyden mi?
And the whole time I knew that I should remember something something someone had said but I had forgotten what it was.
Ve tüm bu zaman boyunca birisinin söylemiş olduğu birşeyi hatırlamam gerektiği aklımdaydı ama ne olduğunu unutmuştum.
It was a cap or something. "I said," No. "
Kapak falandı. " dedi. Hayır dedim.
He said it would give me something to do when I was alone.
Yalnız olduğumda bir şeyler yapabilmemi istediğini söyledi.
I'd like it better, "he said," if he was working on something else for you. "
Başka dava için de yardım ediyor olsa, daha çok hoşuma gider. " dedi.
It was a song, something my Mama said... that bit of sugar, I know it's there.
Anamın söylediği bir şarkıydı. İçinda biraz şeker var biliyorum.
Was it something that I said?
Söylediğim birşey yüzünden miydi?
It was just something I said.
O yalnızca öylesine söylediğim bir şeydi.
But, uh, I thought that there was something that had to be said... and it's gotta be said before the morning.
Söylenmesi gereken bir şey var ve sabah olmadan söylenmeli.
I asked you if I said something wrong and you said no, it was so right it scared you.
Bu öyle doğruydu ki seni korkuttu.
Well, I say "a mine," it was more a cluster of mines, and she was blown to smithereens, and as she rocketed up into the air, she said something I couldn't quite catch, something totally incomprehensible to me, something like, "Tell him his little chipmunk will love him forever!"
"Bir mayına" diyorum, ama bir sürü mayın varmış, binbir parçaya ayrıldı, paramparça havaya uçarken de, pek duyamadım ve aklım da ermedi ama, bir anda bir şey dedi sanki, şöyle bir şeydi :
And I thought you said it was something special.
Ve ben özel bir şey dediğini sanmıştım.
I said, "My pleasure" or something. And that was the end of it.
Ben de "Benim için zevktir" gibi bir şey dedim, bu kadardı.
I got the impression of what something of significant one it was said this afternoon.
Bir insanın zihnini okuyamam. Ama bir izlenimim oldu... Bugün öğleden sonra söylenen bir sözün, dikkat çekiciliğine dair.
I don't know what you said, but it was something.
Ne dediğini bilmiyorum ama bir şey söyledin.
Was it something I said?
Bir şey mi dedim?
And I know that I said that I was engaged but, you know, it's really just something you say, you know.
Ve nişanlı olduğumu söylemiştim fakat bilirsiniz, söylenir böyle şeyler arada.
Perhaps it was something I said.
Yanlış bir şey mi söyledim?
I asked you if I said something wrong and you said "No," it was so right it scared you.
Sana yanlış bir şey söyleyip söylemediğimi sordum, sen'hayır'dedin. Bu öyle doğruydu ki seni korkuttu.
She said it was my turn to do something extraordinary and I'm doing it.
Benden olağandışı bir şey yapmamı istediğini söylemişti ve yapıyorum.
And I said something arrogant about it, As if her abrupt unveiling of her largish breasts Was somehow going to slay my swinish male self,
Sanki büyük göğüslerini birden ortaya çıkarması, benim erkeklik güdülerimi yerle bir edecekmiş de sanki ben daha önce daha hiç bu kadar yoğununu yaşamamışım gibi bir ukala tavır sezdim.
I know. It was something he said.
O öylesine söylemişti.
I was called by President Kennedy at 8 o'clock in the morning and he said, come to my room, and he still had his bathrobe on and and he said, here's something I'm writing for you, you're going to hold a press conference to announce it.
Sabah 8'de başkan Kennedy beni aradı ve odama gel dedi bornozu hala üzerindeydi ve "Şuraya bir şeyler yazıyorum bunları duyurmak için bir basın toplantısı düzenleyeceksin" dedi.
Lennier you said something a moment ago. I didn't actually hear it. The power monitor, you see, it was making a great deal of noise.
Lennier biraz önce bir şey söyledin.
I would've said something sooner, but I-I thought maybe it was understood.
Daha önce söylerdim ama bunu zaten bildiğini düşündüm.
I wonder if it was something I said.
Söylediğim birşey yüzünden mi acaba?