English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ W ] / Wavelength

Wavelength translate Turkish

239 parallel translation
Wavelength 1000. Broadcasting the march : "The Last Sunday" from the film "Symphony of the Donbass".
Marşlar "Donbass'ın Senfonisi" den "Son Pazar"
It will break the wavelength if by any chance there's a dictograph in the walls.
Vurma sesi ses dalgalarını kıracaktır, ola ki duvarlarda bir ses cihazı vardır. Oh, öyle mi?
From this point, the F.B.I. relayed Dietrich's messages to Germany... on the wavelength and schedule and in the code that the Germans had given him.
FBI Dietrich'in mesajlarìnì verilen frekansta ve zamanda Almanlarìn verdigi şifreyle buradan Almanya'ya aktarìyordu.
Krauts have got it jammed up, everything except their own wavelength.
Almanlar, kendi sinyalleri dışındaki bütün radyo sinyallerini bozmuş.
The transmitter wavelength is 47.1.
Aktarıcı frekansı, 47.1.
Report your position. 8 : 30 AM, wavelength 15 metres...
Yerinizi belirtin. 30 AM.
If I couldn't keep the appointment, a message was to be sent on a designated wavelength by ordinary shortwave transmission.
Gelemeyeceksem belli bir dalga boyunda bir kısa dalga mesajı yollamalıydım.
I am tuned in on the same wavelength.
Aynı dalga boyundayım.
We out the ultrasonic wavelength into the circuit and knock them down.
Onların ultrasonik dalgaboyunu devreye sokarsak onları yeneriz.
Dear listeners non-licence payers everyone listening to wavelength 530.
Saygıdeğer dinleyiciler yayını geri beslemeyle yakalayanlar 530. dalga boyunu dinleyen herkes.
Use that police wavelength only when you're absolutely in the clear.
O polis frekansını sadece tehlikeden katî uzak olduğunuzda kullanın.
Stay tuned to this wavelength.
Lütfen bu dalgaboyunda kalın.
Stay tuned to this wavelength for further bulletins.
Daha sonraki bültenlerimiz için radyonuzu açık tutun.
Repeat... stay tuned to this wavelength for further bulletins.
Tekrar ediyorum... daha sonraki bültenlerimiz için radyonuzu açık tutun.
That class of missile receives on a wavelength of 1 64.1.
Bu füze sınıfı 164. 1 frekansından sinyal alıyor.
It's on an unusual wavelength.
Biraz tuhaf bir yayın dalgası.
Wavelength analysis, Mr. Chekov?
- Dalga boyu analizi, Bay Chekov?
Radiation wavelength, 370 angstroms.
Radyasyon dalga boyu, 370 angström.
Well, yeah Now that you mention it, I guess we're on the same wavelength
Şey, evet, sözünü ettiğine göre, sanırım aynı dalga boyundayız.
What wavelength are they using, Captain?
Hangi frekansı kullanıyorlar, Kaptan?
Brain emissions refract low-wavelength laser light passing through the crystal in the brain.
Beyin dalgaları, beyinin içindeki kristalden geçen düşük dalga boylu lazer ışığını kırıyor.
You see, I have nothing against the general area, but the women in Stepford just seem to be on a different wavelength.
Bölgeyle genel olarak bir derdim yok. Ama Stepford'daki kadınlar o kadar farklı bir frekanstalar ki...
Now, either it's defective... or he's on some other wavelength.
Ya bu aygıt bozuk ya da o başka bir dalga boyunda.
I've been tuning in to the police wavelength... for a month and I'm sure that's the speed they work at.
Bir aydır polis frekansına giriyorum çalışma hızlarının bu olduğundan adım gibi eminim.
The distance between adjacent waves is called the wavelength.
Birbirine yakın dalgalar arasındaki uzaklığa dalga boyu denir.
Just as the wavelength of sound determines the pitch that we hear, the wavelength of light determines the color that we see.
Nasıl sesin dalga boyu duyacağımız perdeyi belirliyorsa ışığın dalga boyu da hangi rengi göreceğimizi belirler.
They differ only in wavelength, but over a huge range.
Tek farkları dalga boylarıdır ama büyük bir aralıkta değişkenlik gösterirler.
The shorter wavelength is what makes blue light waves blue.
Kısa dalga boyları mavi ışık dalgalarını oluşturuyor.
- The cube root of the wavelength...
- Dalga boyunun küp kökü...
It can only be explained by something in this cloud intercepting light at a specific wavelength.
Bu sadece gökyüzündeki bir çok özel bir ses dalgasında yansıması sonucu oluşabilir.
We were interfacing, operating on the same wavelength...
Yüzleşiyorduk, aynı frekanstan yayın yapıyorduk...
It's still tuned to Number Five's wavelength, right?
Hala 5 numaranın frekansına ayarlı, değil mi?
I've seen a lot of bullshit - ángel dust, switchblades, sexually perverse photography exhibits involving tennis rackets - but this suicide thing... guess that's more on Pauline's wavelength.
Saçma sapan bir sürü şey gördüm kokain, sustalı bıçaklar tenis raketleri de dâhil olmak üzere cinsel yönden sapık resimler ama bu intihar olayı sanırım Pauline'in dalga boyundan daha uzun.
We're on exactly the same wavelength.
Kesinlikle aynı dalga boyundayız.
I think we're all on the same wavelength, Brigman.
Sanırım hepimiz aynı görüşteyiz, Brigman.
Bernard, communication's the key. lt's important we be on the same wavelength.
Bernard, burada anahtar iletişim. Aynı frekansta olmamız çok önemli.
? That's right! Just as humans can't stand the sound of scraping on glass, to a Namekian's sense of hearing, the wavelength of human whistling must resound terribly.
İnsanların cam ufalanması sesine dayanamadığı gibi, bir Namek'linin işitme duyusu için insan ıslığının dalga boyu, korkunç bir yankılanmaya neden oluyor olmalı.
- We found it on a wavelength scan.
- Dalga boyu taramasında saptadık.
Lowering wavelength in the energy system... now.
Enerji sisteminin dalga boyunu alçaltıyoruz.
The signal corresponds to a wavelength spectrum similar to human neural frequencies.
Sinyalin dalgaboyu, insanlardaki sinirsel delta frekanslarına benziyor.
I'm here at your disposal. When I speak, I hope you are on my same wavelength. Can you hear me?
beni istediğin gibi buradayım umarım ben konuştuğum zaman sende beni duyar ve anlarsın beni duyuyor musun?
- We are on the same wavelength.
- Ayni frekanstayiz.
I think you and this killer are on the same psychic wavelength.
Sanırım sen ve bu katil aynı şeyleri hissediyorsunuz..
This is tuned into the government wavelength to see what Saxon's doing.
Hükümetle aynı dalga boyuna ayarladım, Saxon'ın ne yaptığını görebileceğiz.
Guess we're on the same wavelength. Ain't that right, Thad?
Sanırım aynı frekanstayız, değil mi, Thad?
- Caitlin's on the same wavelength?
- Caitlin de mi aynı şeyi düşünüyor?
He bought a telephone in Japan that uses another wavelength.
Japonya'dan başka bir dalga boyunu alan bir telefon satın almış.
The wavelength has been changed.
Dalga boyu değişti.
At certain points in its orbit, the singularity radiates temporal energy at a specific wavelength.
Yörüngesinin belli noktalarında tekillik,... belirli bir dalga boyunda zamansal enerji yayıyor.
# THEN SHE GETS YOU ON HER WAVELENGTH #
- THEN SHE GETS YOU ON HER WAVELENGTH -
I don't have to operate on the same wavelength.
O sizin ilişkiniz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]