We'll be translate Turkish
32,773 parallel translation
David will be home soon, so I'll just go make some tea while we wait.
David yakında evde olur biz beklerken bir çay koyacağım.
We agree, whatever Coach DiNardo decides, we'll be cool with.
Tamam. Koç DiNardo neye karar verirse bizim için sorun olmayacağı konusunda hemfikiriz.
We'll be back.
Geri döneceğiz.
We won't... age, we won't need to eat... but we'll be here forever.
Yaşlanmayız, bir şey yemeyiz ama sonsuza kadar burada oluruz.
We'll be posting a cast list soon of the secondary roles, but I've found my Cinderella.
Yan rollere seçilenlerin listesini yakında açıklayacağız. Ama ben Sinderella'mı buldum.
We'll be all right.
- Biz iyi olacağız.
I'm pretty sure we'll be cool.
Eminim iyi anlaşırız.
If we adopt a kid now, by the time it's in junior high school, I'll be on my third hip.
Şimdi evlatlık alırsak çocuk ortaokula geldiğinde üçüncü kalça ameliyatımı olmuş olurum.
We'll sleep with lions circling our tent, it'll be fun, it'll be exciting, it'll be baby-free.
Çadırımızın etrafında dönen aslanlarla yatarız. Eğlenceli, heyecan verici ve bebeksiz olur.
We miss Michelle, we hope that she'll be with us next year.
Michelle'yi özlüyoruz. Umarız seneye aramızda olur.
We'll be in touch.
İrtibatta olacağız.
No, we-we cannot be involved romantically, but I feel like, as long as we can keep this on a platonic axis, - we'll be fine.
- Evet, o anlamda çıkamayız ama bunu platonik ölçüde tuttuğumuz sürece, sorun olmayacağını düşündüm.
We got plenty of beer. But if you join, it'll officially be a party.
Çok fazla biramız var ama sen katılırsan resmi bir parti olur.
For the rest of our lives... for the rest of my daughters'lives... we'll be living under this shadow.
Ömrümüzün geri kalanında, kızlarımın yaşamının geri kalanında bu yükle yaşayacağız.
Yeah, we'll be okay.
- Evet, bir şey olmaz.
As soon as we know the director's back online, we'll be safe and we can turn off the defenses.
Yönetici tekrar çevrimiçi olduğunda, güvende olacak ve savunmayı indireceğiz.
We'll be right behind you.
Tam arkanızda olacağız.
We'll be fine.
Kabuk iyi olur.
We'll be back.
Geri geleceğiz.
We'll be back in time.
Zamanında geri döneceğiz.
We'll be waiting for'em.
Onları bekliyor olacağız.
My dear, if you're going to answer everything I say with a question, well, then, we'll be fine friends because I do like being the one with the answers.
Tatlım, eğer her söylediğimi böyle soruyla cevaplayacaksan o zaman çok iyi arkadaş olacağız. Çünkü cevapları olan kişi olmayı çok severim.
She thinks it's gonna fix everything, but it won't, and we'll be on to the next perfect place.
Taşınmanın her şeyi düzelteceğini düşünüyor ama düzeltmeyecek ve bir sonraki mükemmel yere doğru yola koyulacağız.
As far as I'm concerned, the sooner she's gone, the better off we'll all be.
Bence ne kadar çabuk giderse mahallemiz için o kadar iyi.
I imagine we'll be making an announcement tomorrow.
Jacob Appley mi?
'Cause if it stops moving forward, we'll run out of resources around the train'cause we'll be stationary.
Çünkü durursa, durağanlaşırız ve trenin dışındaki kaynaklar tükenir.
And then she's gonna be a nice little asterisk, and we'll have a great story to tell our grandkids.
Daha sonra da küçük güzel bir yıldız parçası olup torunlarına anlatmak için bir hikayesi olmuş olacak.
We'll be right back.
- Bizden ayrılmayın.
I mean, if things worked out, and we got married, and I got pregnant right away, I'll be right on track and right in line with all my friends.
Sorun çıkmazsa ve evlenirsek ve ben de hemen hamile kalırsam işler tüm dostlarımla yolunda gitmiş olur.
Once we get things up and running, we'll be producing enough booze to supply every one of your joints.
İşleri biz yürüttüğümüz sürece..... kafayı bulmak isteyen insanların..... tedarikçisi biz olacağız.
If we move on this, we'll be selling beer to half of Chicago.
Eğer harekete geçirebilirsek..... Chicago'nun yarısına birayı biz satarız.
Can you imagine how much money we'll be bringing in?
Ne kadar para kazanacağımızı hayal edebiliyor musun?
Get him to cry, boo-hoo, there, there, we'll be done by Wheel.
Biraz ağlasın, "vah vah, geçti canım," sonra Felek'e kalmadan bitmiş olur.
We'll do some super-sad shit, you'll poop out some tears and we'll be home by Wheel.
Çok üzücü birkaç şey yaparız ıkınıp sıkınıp biraz ağlarsın, Felek'e kadar dönmüş oluruz.
We have to learn how to be good parents, so that when we're old, they'll take good care of us.
İyi birer ebeveyn olmayı öğrenmemiz şart böylece yaşlandığımızda bize iyi bakarlar.
We'll be together forever.
Üç! Sonsuza kadar beraber olacağız.
We keep this pace, we'll be there in a little under 15 hours.
Bu düzende devam edersek 15 saatten kısa bir sürede orada olacağız.
Tell them we'll be out of contact until we reach the base camp.
Onlara ana kampa gidene kadar iletişim kuramayacağımızı söyleyin.
It will be - 70 by nightfall. We'll freeze to death out there.
Gece çökünce eksi 70 olacak.
It'll be slow going, but it's the only shot we have.
Yavaş ilerleriz ama tek şansımız bu.
Now, you, of course, will be bereft, as will I, and publicly we'll never give up trying to bring our son home.
Şimdi, sen tabi ki, terkedilmiş olacaksın tıpkı benim gibi ve biz resmen oğlumuzu eve getirmeye çalışmaktan asla vazgeçmeyeceğiz.
I know we'll never be soul mates, but we're friends.
Ruh eşi olamayacağımızı biliyorum ama arkadaşız.
If I don't see you, I'll know we weren't meant to be. "
Seni görmezsem, birlikte olmamamız gerektiğini anlarım. "
We will torture you, but you'll also be happier because you won't have to keep trying to fit in somewhere you just don't belong.
İşkencenin tillahını göreceksin. Ama yine de mutlu olacaksın. Çünkü ait olmadığın bir yere aitmiş gibi numara yapmak zorunda kalmayacaksın.
We'll be waiting downstairs.
Bodrumda sizi bekleyeceğiz.
We'll need to be ready.
Hazır olmalıyız.
If we can make him see again, it'll be revolutionary.
Tekrar görmesini sağlayabilirsek devrimsel bir tedaviye imza atmış oluruz.
Then you can buy be a beer and we'll call it even.
Sonra bana bir bira ısmarlarsın. Ödeşmiş oluruz.
And when we present that witness to you, you'll be leaping out of your chair to convict that man beyond a reasonable doubt.
O tanığı sizlere sunduğumuzda makul şüphenin de ötesinde bu adamı cezalandırmak için yerinizde duramayacaksınız.
We'll be right back on All Sports, W...
Birazdan spor bülteniyle beraberiz...
At least back there, we'll be fed.
- Orada en azından karnımız tok.
we'll be back soon 49
we'll be right back 266
we'll be in touch 367
we'll be back 167
we'll be together again 17
we'll be okay 108
we'll be together 58
we'll be waiting for you 19
we'll be there soon 56
we'll be there 212
we'll be right back 266
we'll be in touch 367
we'll be back 167
we'll be together again 17
we'll be okay 108
we'll be together 58
we'll be waiting for you 19
we'll be there soon 56
we'll be there 212