English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ W ] / We'll be there

We'll be there translate Turkish

3,055 parallel translation
We'll be there.
Geleceğiz.
We'll be there in 20 minutes.
20 dakikaya kadar oradayız.
No, of course, we'll be right down there.
Hayır, tabi ki, hemen geliyorum.
Uh, just head right in there, and we'll- - we'll be right with you.
Şuraya geç ve- - Sana döneceğiz.
We'll be there with bells on.
Hevesle orada bekleyeceğiz.
Well, we don't even know if he's gonna be there, and we'll be dressed up, it'll be dark.
Orada olup olmayacağını bile bilmiyoruz. Ayrıca şık giyinmiş olacağız ve karanlık olacak.
We'll be there in 20 minutes.
20 dakika içerisinde yanınızda olacağız.
All right, we'll be there.
Tamam, geleceğiz.
It shouldn't be too much longer, we'll have you all out of there.
- Yakında buradan çıkarsınız.
'If we all do it more, there'll be less waste lying around...'
Eğer hepimiz daha fazlasını yaparsak, ortada daha az çöplük olur.
Tell me you went there, tell me you saw nothing. We'll be great.
Bana oraya gidip, hiçbir şey görmediğini söyle, rahatlayalım.
You know, I appreciate... you getting Eric Shaw's name back to me in such a timely manner, but you'll forgive me if we all feel that there may be some strings attached.
Eric Shaw'un adını bana bu denli vaktinde verdiğiniz için size minnettarım. Bizi affedin ama hepimiz başka bir amacınız olabileceğini düşünüyoruz
We'll get there early, we'll drop off the cupcakes, and be gone before any of the artists even show up.
Oraya erken gideceğiz, çörekleri bırakacağız ve sanatçılar showa başlamadan gitmiş olacağız.
Call in Teams 2 and 3 for backup. We'll be there shortly.
İki ve üç numaralı ekipleri destek için çağır.
And we'll have amazing weeklong parties, and there'll be swords and ninja stars lying around.
Hafta boyunca muhteşem partiler vereceğiz. Kılıçlar ve ninja yıldızları havalarda uçuşacak.
We'll- - we'll be right there.
Hemen geliyoruz.
- gonna be extra tight. - We'll get there.
- Oraya ulaşacağız.
- We don't know if there'll be one.
- Baskın olacak mı bilmiyoruz.
No, we'll be right there.
Hemen oraya geçiyoruz.
We'll be there in 15-20 minutes.
15-20 dakika sonra varırız.
When there's no guarantee we'll survive, please let me be ready.
Diğerleri henüz hazır değilken ben ölmeye hazırım.
OK, we'll be right there.
Tamam. Birazdan oradayız.
If we let them leave, they'll come back with more and there will be no survivors.
Şimdi gitmelerine izin verirsek daha kalabalık dönerler ve kimseyi sağ bırakmazlar.
Thank you for coming out, and we'll see you next time, because there will be one.
Geldiğiniz için teşekkürler. Gelecek sefere görüşürüz, devamı olacak.
We'll be fine there.
Orası daha iyi.
just hold it. we'll be there in 10.
Dedim ya 10 dakikaya orda oluruz
- We'll be there in 20.
- 20 dakika sonra oradayız.
There'll be plenty of weather imaging, but we're gonna have to swing a little wider to find something real-time that's enhanceable.
Birçok hava durumu fotoğrafı olacaktır, gerçek zamanlı netleştirilebilir bir fotoğraf için başka kaynaklarda araştırma yapmalıyız.
WE'LL BE THERE AT THE FIRST BREATH OF SPRING
Orada olacağız baharın ilk nefesinde
WE'LL BE THERE IN THE STILL SUMMER HEAT
Orada olacağız yaz sıcaklığını hala yayarken
WE'LL BE THERE ON THE CRISP AUTUMN DAYS WITH THE LEAVES ALL ABLAZE IN THE COOL BREEZE BLOWING
Orada olacağız taze sonbahar günlerinde yaprakların parıltılarıyla serin bahar esintisinde
WE'LL BE THERE FOR IT ALL EVERY YEAR
Onun için her yıl orada olacağız
I'm going through. And we'll just drive. There's gotta be another road.
İçinden geçiyorum ve sadece süreceğiz.
Please, just hang tight, Mr. Salisbury, we'll be right there.
Bizi bekleyin lütfen Bay Salisbury hemen geliyoruz.
And when she does, we'll be there.
Ve o doğduğunda biz de orada olacağız.
Listen, we fly on to Palau and when Sean realizes the island is not real... and his grandfather's not there I'll be there to cushion the blow.
Bak, Palau'ya uçarız ve Sean adanın gerçek olmadığını büyükbabasının da orada olmadığını anladığında, teselli için yanında olurum.
If we don't get him, there'll be two.
Onu yakalayamazsak iki tane olacak.
We'll both be there.
İkimiz de orada olacağız.
We'll be safe there.
Orada güvende oluruz.
We'll always be there, Jamie.
Her zaman orada olacağız, Jamie.
There'll be a pause of ten seconds of absolute silence when we will listen for the smallest sound.
En ufak bir sesi dinlerken net bir sessizlik için ara olacak.
We're following right behind. We'll be right there.
Hemen arkanızda olacağız Orda olacağız.
We'll give him a nice burial, relieve you of your money troubles, and find you a nice place. You'll be happy there.
Para sorununu halledip sana güzel bir yer buluruz orada mutlu olursun.
We'll be there. Great.
- Orada oluruz.
And it's nice to know, no matter what happens, we'll always be there for each other.
Ve bütün olanlardan sonra birbirimiz için bir arada olmak çok güzel.
Hey, we're headed to the Police Station now, so if you wanna follow us there, that'll be great, it would make my job a lot easier.
şu an polis merkezine gidiyoruz. Eğer bizi takip etmek istersen harika olur, işimi epey kolaylaştırır.
An hour to get there, an hour to clear this up, we'll be back by lunch.
Gitmek için bir saatimiz var, bu olanları anlamak için bir saat, öğle yemeğinde dönmüş oluruz.
We'll be there tomorrow.
- Yarın oradayız.
Means that there will be a big fight with the loss of many lives. And we'll probably have a chance to use a uniform cool. Yes!
- Hayatların kaybedileceği çirkin bir savaş ve acayip havalı giysilerimiz olacak demek.
Maybe this time we'll be lucky, and there'll be no five-minute checks and we can all be free.
Belki bu sefer şansı yaver gider kimse ona bakmaya gelmez ve hepimiz özgür olurduk.
But when you least expect it... we'll be there.
Sürekli değil ama en beklemediğin anda hepimiz orada olacağız.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]