We'll be waiting for you translate Turkish
100 parallel translation
I'll say goodbye again because we'll both be waiting for you.
Bir daha "Hoşça kal" diyorum. Çünkü ikimiz de seni bekleyeceğiz.
- We'll be waiting for you in the carriage.
- Arabada seni bekleyeceğiz.
We'll be waiting for you, marshal, at the O.K. Corral.
Seni bekliyoruz şerif. O.K. Corral'da!
We'll be waiting for you.
Sizi bekleyeceğiz.
- We'll be waiting for you!
- Sizi bekleyeceğiz!
WE'LL BE WAITING FOR YOU.
- Görmeye geleceğimi söyleyin.
- We'll be waiting for you here.
- Seni burada bekleyeceğiz.
- OK, we'll be waiting for you.
- Tamam, sizi bekleriz.
We'll all be waiting for you.
Seni bekliyor olacağız.
- We'll be waiting for you.
- Sizi bekliyor olacağız.
We'll be waiting for you.
Seni bekliyor olacağız.
Alright, we'll be waiting for you.
Peki hadi! Seni bekliyor olacağız!
They don't know we got Ketcham yet, but they know we've been to your place and got you, so they'll probably be waiting for us.
Ketcham'ın elimizde olduğunu bilmiyorlar ama sana gidip seni kurtardığımızı biliyorlar bu yüzden bizi bekliyorlardır.
Oka y, Professor! We'll be waiting for you.
Emin olun bekliyor olacağız.
All right. We'll be waiting for you on the other side of the forest.
Pekala, Ormanın öbür tarafında bekliyor olacağız.
We'll be waiting for you, Elliott.
Seni bekliyor olacağız Elliott.
I'll bet Johnny Carson's holding his breath waiting for you to drop out of the sky... but could you tell us where the cemetery is so we won't be late?
Eminim Johnny Carson gökte nefesini tutmuş seni bekliyordur ama bize mezarlığın yerini söyleyebilir misin, gecikmeyelim?
We'll be waiting for you.
- Sizi bekliyor olacağız.
We'll be waiting for you.
Sizi bekliyor olacağız.
Fine, we'll be waiting for you.
Tamam, uğra.
We'll be waiting for you, Crawford!
Seni bekliyor olacağız, Crawford!
Yeah, Dad, and we'll be waiting right here for you when you get out.
Buck, bunun olmasını istememiştim.
Yeah, Dad, and we'll be waiting right here for you when you get out.
Evet, Baba, hapisten çıktığında hepimiz burada seni bekliyor olacağız.
Darling... I've kept you waiting for so long. But I'm here now and we'll be together forever.
Sevgilim seni çok uzun zaman beklettim.
We'll be waiting for you on a planet called Hemikek IV.
Hemikek IV denen bir gezegende sizi bekliyor olacağız.
We'll be waiting for you on a planet called Hemikek IV.
Hemikek IV diye bilinen bir gezegende seni bekleyeceğiz.
- Don't forget now. We'll be waiting for you.
- Sakın unutma seni bekliyor olacağız.
We'll both be waiting for you.
İkimiz de seni bekliyoruz.
- We'll be waiting for you!
- Uğrarım diye düşündüm.
We'll be waiting for you
Seni bekliyor olacağız
- We'll be waiting for you out here.
Biz dışarıda seni bekleyeceğiz.
We'll be waiting for you...
Sizi bekliyor olacağız.
See you. We'll be waiting for you.
Seni Morrison'la bekliyor olacağız.
We'll be waiting for you in the sanctuary.
- Tamam, sağ olun.
Leave the money up in the tree... and we'll be here waiting for you when you return.
Parayı ağacın altına bırak... ve burada seni bekliyor olacağız.
Even if you do, once you're gone, we'll be alone again... waiting for them to come back.
Etseniz bile siz gittiğinizde yine yalnız kalıcaz... Dönmelerini bekleyerek.
We'll be waiting for you.
Elbette seni yemeğe bekliyoruz.
We'll be waiting for you right here.
Seni burada bekleyeceğiz.
We'll be waiting for you in the alley.
Sokakta seni bekleyeceğiz.
The best thing about Philadelphia is you can leave it and we'll be waiting for you right here when you come home.
Philadelphia hakkındaki en iyi şey ondan ayrılabilme imkanının olması ve eve geldiğinde seni tam burada bekleyeceğiz.
We'll be here waiting for you, Kim Jong II.
Seni bekliyor olacağız, Kim Jong İl.
Okay, we'll be waiting for you.
Tamam, sizi bekliyor olacağız.
We're gonna be right here... waiting for you. We'll have dinner together.
Yemekte hep beraber seni burada bekliyor olacağız.
We'll be waiting for you.
Seni bekliyoruz.
We'll be waiting for you, right here on Lonely Street.
Yalnızlık Sokağı'nda seni bekliyor olacağız.
We'll put it someplace safe and it'll be waiting for you when you get out.
Çıktığında seni bekliyor olacak.
We'll be waiting for you downstairs.
Biz aşağıda bekliyoruz.
We'll be waiting for you.
Seni bekleyeceğiz.
OK, I'll pick up the kids, we'll be waiting for you at home when you get back from the station, OK?
Gidip çocukları alacağım, seni polis merkezinden döndüğünde evde bekliyor olacağız. Tamam mı?
We'll be waiting for you at home.
Seni evimizde..... bekliyoruz.
Well, we'll be there waiting for you.
Biz de orada olacağız.