We'll do everything we can translate Turkish
161 parallel translation
We'll do everything we can to make it a nice party.
İyi bir davet olması için elimizden geleni yapacağız.
And we'll do everything, everything we can to get you out.
Seni kurtarmak için elimizden gelen her şeyi yaparız.
We'll do everything we can to make you comfortable.
Rahatınız için elimizden geleni yapacağız.
I assure you, we'll do everything we can.
Sizi temin ederim ki, yapılabilecek ne varsa yapacağız.
We'll sure do everything we can.
Mutlaka elimizden gelen her şeyi yapacağız.
Yes, we'll do everything we can, I assure you.
Evet, emin olun elimizden geleni yapacağız.
We'll continue to do everything we can.
Yapabileceğimiz her şeyi yapmaya devam edeceğiz.
- Yes, commodore. We'll do everything we can to make your due date.
Başarılı olmanız için elimizden geleni yapacağız.
He'll give us everything we ever wanted. And he can do it too.
Daima istediğimiz şeyleri bize verecek ve bunu yapabilir de.
We'll do everything we can.
Elimizden geleni yapacağız.
Tell him we'll do everything we can, but, uh, his condition won't permit him to be moved.
Ona elimizden gelen her şeyi yapacağımızı söyle ama... ama durumu hareket ettirilmesine izin vermeyecektir.
Tell him we'll do everything we can to make him comfortable.
Ona, onu rahat ettirmek için elimizden gelen her şeyi yapacağımızı söyle.
We'll do everything we can within the realm of the law.
Hukuk çerçevesinde elimizden gelen her şeyi yapacağız.
i'm sure we'll do everything we can.
- Eminim... elimizden geleni... yapacağız.
Madam, I've been told of your situation. And we'll do everything possible, of course... but there's no procedure whereby we can arbitrarily displace... passengers already holding tickets on our San Francisco flight 119 in order to -
Bayan, durumunuz hakkında bana bilgi verildi ve elbette mümkün olan her şeyi yapmaya çalışacağız ama şu anda San Francisco'ya gidecek uçağımızdaki biletli yolcularımızı yerinden edip size yer açmamız maalesef hiç mümkün değil.
Daniel, we'll do everything we can for Spike.
Daniel, Spike için elimizden geleni yapacağız.
We'll do everything we can to make it as painless as possible for you.
- Herşeyi senin için olabilecek en acısız şekilde yapacağız.
If we don't do everything we can to figure out what happened to Laura, it'll never go away our whole lives.
Laura'ya ne olduğunu bulamazsak hayatımız boyunca rahat edemeyiz.
- We'll do everything we can.
Elimizden geleni yapacağız.
We'll do everything we can for him, Greg.
Biliyorsun Greg, elimizden gelenin en iyisini yapacağız onun için.
- We'll do everything we can.
- Elimizden geleni yapacağız.
I don't know yet, we'll do everything we can.
Henüz bilmiyorum, elimizden geleni yapacağız.
If we detect a Jem'Hadar strike force heading for the Alpha Quadrant we'll use the communications relay to warn DS9. And we'll do everything we can to stop them before they reach the wormhole.
Eğer alfa çeyreğine gelen bir Jem'Hadar gücü tespit edersek DS9'u uyarır solucan deliğine ulaşmadan onları durdurmak için elimizden geleni yaparız.
We'll do everything we can.
Elimizden gelen her şeyi yapacağız.
We'll do everything we can.
Elimizden geleni yaparız.
You have to stay on board Voyager, but I'm offering you freedom from the collective, and I assure you, we'll do everything we can to help the transition...
Voyager'da kalmak zorundasın, ama bununla beraber sana, kolektiften özgürlüğünü teklif ediyorum, ve geçiş süreci içinde, gerekli olan her yardımı yapacağımız konusunda seni temin ediyorum...
We'll do everything we can to keep you comfortable.
Sizi rahat ettirmek için her şeyi yapacağız. Belki yanılmıştır.
We'll do everything we can. Are you sure there isn't someone we can call for you?
Aramamızı istediğiniz biri olmadığına emin misiniz?
Look, Mrs. Cappadora we'll do everything we can to find your little boy.
Oğlunuzu bulmak için herşeyi yapacağiz.
- We'll do everything we can, sir.
- Elimizden gelen her şeyi yapacağız.
- We'll do everything we can for him.
- Elimizden geleni yapacağız.
Because now that the trolls know that we're helping Kate, they'll do everything they can to stop all three of us.
Çünkü şuan cüceler Kate'e yardım ettiğimizi biliyorlar ve üçümüzü durdurmak için ellerinden geleni yapacaklar.
We'll do everything we can to reach her brother.
Erkek kardeşine ulaşabilmek için elimizden geleni yapacağız.
We'll do everything we can to find his killer.
Onun katilini bulmak için elimizden geleni yapacağız.
- Right. We'll do everything we can.
- Anlaşıldı, elimizden geleni yapacağız.
We'll do everything we can to keep the maru in one piece.
Maru'yu tek parça halinde getirmek için elimizden geleni yapacağız.
We'll do everything we can to keep you comfortable.
Rahat etmen için elimizden geleni yapacağız.
- We'll do everything we can for you.
Senin için elimizden geleni yapacağız.
We'll do everything we can to get you out of there.
Seni oradan kurtarmak için elimizden geleni yapacağız.
We want you to understand that we'll do everything we can...
Anlamanızı isteriz ki elimizden gelen herşeyi yapacağız...
I know it's an emergency, and we'll do everything we can...
Acil bir durum olduğunu biliyorum. Elimizden geleni yapacağız.
We'll do everything we can for her.
Onun için elimizden gelen her şeyi yapacağız.
We'll do everything we can to get it back, Mr. Mathis.
Onu size iade etmek için elimizden geleni yapacağız.
Of course, we'll do everything we can.
Elbette, elimizden gelen her şeyi yapacağız.
We'll do everything we can to keep things brief and concise so that we can all get out of here on time.
Herşeyi kısa ve öz tutmak için elimizden geleni yapacağız. Böylece hepimiz zamanında buradan çıkabiliriz.
We'll do everything we can to help you.
Size yardımcı olabilmek için elimizden geleni yapacağız.
She means we'll do everything we can to help.
Demek istediği yardım etmek için elimizden gelen herşeyi yaparız.
Now, once you've been moved to an E.R., we'll do everything we can to reattach them.
Bir acil servise taşındıktan sonra geri takabilmek için elimizden geleni yapacağız.
Then we'll do everything we can to save the leg.
O zaman bacağını kurtarmak için elimizden gelen her şeyi yapacağız.
( A ) Carter's right and you're from an alternate universe in which case we'll do everything we can to get you back home.
A, Carter haklı ve siz paralel bir evrenden geldiniz, bu durumda sizi geri gönderebilmek için herşeyi yapacağız.
We have a deal. I'll do everything I can to get your daughter back, but...
Evelyn dinle, bir anlaşma yaptığımızı biliyorum... ve kızını geri almak için elimden geleni yapacağım.