We're all good here translate Turkish
105 parallel translation
Well, folks you all know what we're here for so what's the good of me telling you all about it?
Pekâlâ millet neden buradayız biliyorsunuz. Bir de benim hatırlatmama ne gerek var?
Well, I guess we're all having a swell time and it sure is good to see all you gents with your molls here.
Sanırım herkes çok güzel vakit geçiriyor. Bütün beyleri yanlarında sevgilileriyle görmek de güzel.
Tell him we're here in all good faith to...
Onlara bütün iyi niyetimizle burda olduğumuzu söyle.
There's another thing now if we're all going to be in here three or four days, close together like it might be a good idea if a certain party, not to mention no names was to do what he said he'd do.
Bir şey daha var. Hepimiz üç dört gün burada burun buruna kalacaksak... ismi lazım olmayan birinin yapacağını söylediği şeyi yapmasında... fayda var.
It's good we're all here, gentlemen. A cigar?
Hep birlikte olmamız çok iyi baylar, sigara?
Now, come on! We're all here to have a good time.
Haydi, hepimiz eğlenmeye geldik.
Good, since we're all but one family here
Harika, mağdem hepimiz aile gibi olduk
Brooks, next summer, if we're all living... I think a vegetable garden would be a good thing in here.
Brooks, gelecek yaz yaşarsak eğer oraya sebze filan ekmek çok iyi olur.
This is not good at all, we're risking a lot here!
Ben öyle düşünmüyorum, çok tehlikeli bir iş yapıyoruz!
Hello, good evening and welcome to the Ronald Reagan Memorial Bowl, here in the pretty little L.A. suburb of Hollywood, where we're about to go in all for wrestling, brought to you tonight, ladies and gentlemen, by the makers of Scum,
Ronald Reagan Memorial Bowl'a hoş geldiniz bu küçük, güzel Los Angeles banliyösü Hollywood'a. Merhaba, iyi akşamlar. Birazdan burada kuralsız güreşe tanık olacağız.
But while we're here, living in this time and this place, some of us are lucky few, who will still have all the fun, and... all the good women.
Madem buradayız, bu zamanda ve bu yerde yaşıyoruz aramızdaki birkaç şanslı kişi işin tüm eğlencesini bütün harika kadınları kapacak.
Listen, we're all here to have a good time... and spend lots of money.
Dinle, biz burada iyi zaman geçirir ve bir sürü para harcarız.
Since we're all good friends here, I got a question for you.
Şimdi burada hepimiz arkadaş olduğumuza göre sana...
We're all here to help our good friend, Chef, who has touched our lives in the past.
Hepimiz burada, geçmişte hayatlarımızda iz bırakan iyi dostumuz Şef için bulunuyoruz.
Good, we're all here.
Güzel, herkes burada.
D... oh, good. We're all here now.
D- -
We're all good guys here I'm listening
- Hepimiz iyi adamlarız. - Dinliyorum.
This is the biggest difference in fact, we're all equals here, a guy stands up, has his say, if his idea's good...
Aslında buranın en büyük farkı. hepimizin eşit olması, söyleyeceği birşey olan, kalkar söyler şayet fikri iyiyse...
All right, good. We're all here.
- Güzel, hepimiz buradayız.
We're all good here, right?
Biz iyi insanlarız, tamam mı?
Good, and don't worry about nothing, because we're all cool here.
- İyi. Hiçbir şeyi merak etme. Çünkü biz gayet iyiyiz.
Good, you're all here, so we can clear this up.
Güzel, hepiniz burada olduğunuza göre konuyu açıklığa kavuşturabiliriz.
They're gonna come up on the case early, and we won't get all we can... out of this good work we did down here.
Davayı erkenden kapatacaklar ve burada yaptığımız onca emek boşa gidecek.
We're all here for a good time, that's all.
Burada sadece iyi vakit geçiririz, hepsi bu.
- Baby, we're all here to have a good time.
Bebeğim, biz buraya iyi vakit geçirmeye geldik.
This is good. We're all here.
Hepimiz buradayız.
Uh, not so good. Looks like we're going to be pulling an all-nighter here.
O kadar iyi değil.Burada gececi olacakmışız gibi görünüyor.
All units, we're good to go here.
Tüm birimlere, girmek için hazırız.
Good, it looks like we're all here.
İyi, sanırım hepimiz buradayız.
Oh, honey, we're all adults here, and this project has the potential to do an awful lot of good.
Oh tatlım, hepimiz yetişkiniz. ve bu projenin çok iyi bir şeyi gerçekleştirme potansiyeli var.
Now, I feel as though I'm being a pretty good sport about all this, but... I mean, at some point, you're gonna explain what we're doing here, right?
Sanırım bu konuda oldukça sabırlı davrandım ama bir noktada neler olduğunu açıklayacaksın, deği mi?
We're all good over here. "
Biz böyle iyiyiz. "
good. We're all here.
Zuko, hepimiz buradayız.
- And? - We're all good here.
- Durum gayet iyi.
It's all good, That's why we're here.
Sorun değil. Bu yüzden buradayız.
I know this is a bit overwhelming for you, your first day and all, but we're good people here.
Sana ilk günden biraz yüklendiğimizin farkındayım ama burada bizler iyi insanlarız.
But we're all here for the same reason...'cause we want to be good at something.
Çünkü bir şeyde iyi olmak istiyoruz.
Well, lady, look, all mistakes we've made on our own, so it's good that you're here. We're doing our best.
Bak, hanımefendi, bütün hataları biz yapıyoruz, o yüzden iyi ki geldin.
"Fuck" as in, "The Chernobly's here and we're all good"?
Bu "sıçayım", "Çernobil burada ve sorunumuz yok" mu demek?
We're all having some good, clean fun here.
Hepimiz güzelce, temizce eğleniyoruz.
Yeah. Yeah, we're all good here.
Her şey tamam.
They lost all their ships at Pearl Harbor, so unless they're damn good swimmers, we'll be stuck here with the Japs for the next few months.
Tüm gemilerini Pearl Harbor'da kaybettiler, o yüzden çok iyi birer yüzücü değiller ise önümüzdeki bir kaç ay boyunca Japonlarla birlikte burada sıkışıp kaldık.
All right, come on, we're doing good here.
Pekâlâ, hadi. Gayet iyi gidiyoruz.
If we're not out of here in the next half-hour, all the good produce will be picked over.
Yarım saat içinde yola koyulmazsak eğer tüm iyi mallar alınmış olacak.
I'm sure we're all good union members here.
Gayet iyi bir ekip olduğımuza eminim.
Ash. Yeah, we're all good here.
- Ash.Evet, hepimiz burada iyiyiz..
So... Good we're all here.
Yani herkesin burada olması iyi oldu.
We're all good here.
Çok iyi gidiyoruz.
Well, darling', we all hope you're here for good.
Peki, tatlım, hepimiz iyilik için burada olduğunu umuyoruz.
It's a tough competition, but we're all here to have a good time.
Zorlu bir yarışma ama hepimiz iyi zaman geçirmek için buradayız.
I think we're all good here.
Böyle iyiyiz.
we're all in this together 77
we're all alone 36
we're all gonna die 172
we're all screwed 17
we're all in the same boat 16
we're all set 157
we're all good 109
we're all fine 28
we're all going to die 63
we're all done 22
we're all alone 36
we're all gonna die 172
we're all screwed 17
we're all in the same boat 16
we're all set 157
we're all good 109
we're all fine 28
we're all going to die 63
we're all done 22