We're going to be late translate Turkish
239 parallel translation
We're going to be late for the duchess.
Düşeslere geç kalacağız.
- And we're going to be late if we don't hurry.
- Acele etmezsek geç kalacağız.
Good heavens! We're going to be late.
Başımıza gelenler.
We're going to be late for that poker game.
Beyler, poker oyununa geç kalacağız.
Now look, you know we're going to be too late.
Bak şimdi. Çok geç kalacağımızı biliyorsun.
If I may say so, sir, we have a due date at Starbase 10. We're going to be late.
- Yıldız Üssüne vaktinde varmalıyız.
We're going to be late for rehearsal.
Provaya geç kalıyoruz.
No, the thing is, we're going to be late...
Gecikeceğiz.
We're not going to be late, are we?
- Gemiye geç kalmadık mı?
We're going to be late.
Geç kalacağız.
Come on, we're going to be late.
Hadi, geç kalacağız.
WE'RE GOING TO BE LATE.
Geç kalacağız.
- We're going to be late for the gig.
- Konsere geç kalacağız.
At this rate, I think we're going to be about half an hour late.
- 90. Bu hızla gidersek yarım saat gecikeceğiz.
- Come on, Mom, we're going to be late!
Hadi Anne, geç kalacağız!
I'd better tell Vic we're going to be a little late.
Vic'e biraz geç kalacağımızı söyleyeyim.
CLIFF, WE'RE GOING TO BE LATE FOR DINNER.
Cliff, yemeğe geç kalıyoruz.
We're going to be late for that benefit. - Benefit? - Yes.
- Uh-oh.Hayır ( yarar ) için gecikeceğiz..
Honey, we're going to be really late!
Tatlım, çok geç kalacağız!
WE'RE GOING TO BE LATE.
Geç kalıyoruz baba.
We're going to be late for the tournament.
Turnuvaya geç kalacağız.
- Come on, we're going to be late.
- Hadi, geç kalacağız.
We're going to be late.
Geç kalabiliriz.
We're going to be late.
Geç kalıyoruz.
We're going to be late.
Gecikeceğiz.
- Come on, Mom. We're going to be late.
- Hadi, Anne.Geç kalacağız.
We're going to be late, and it's your fault.
Geç kalacağız ve bu senin hatan.
We're going to be late for the kiddie party.
Çocuk partisine geç kalacağız.
Larry, we're going to be late.
Larry, geç kalacağız.
- We're going to be late.
- Geç kalacağız. Hoşcakal, Baba.
We're going to be late!
Gecikiyoruz. Sizi uyarmıştım.
Listen, um, we're going to be about half an hour late landing, OK?
Dinle, bir yarım saat kadar geç inecekmişiz, tamam mı?
- We're going to be so late.
- Çok geç kaldık.. - Hiç mi şansımız yok?
Come on, Julie, we're going to be late.
Hadi Julie, geç kalacağız.
Well, uh... we're going to be late.
Geç kalacağız.
We're going to be late.
Geç kalıcaz.
- We're going to be late.
Geç kalıyoruz.
Come on, Alice. We're going to be late.
Hadi Alice, geç kalacağız.
We're going to be late for the premiere.
Gala'ya geç kalacağız.
- Maura, we're going to be late.
- Maura, geç kalacağız.
We're going to be late!
Geç kalıyoruz!
We're going to be late!
Geç kalacağız!
Jeffrey, Belle, we're going to be late if we don't hurry.
Jeffrey, Belle, acele etmezsen, geç kalacağız.
We're going to be late for dinner.
Yemeğe geç kalıyoruz.
We're going to be late for school.
Okula geç kalacağız.
It felt really rushed'cause I really want to get to camp, and it's 4 : 52 and we're going to be late.
Hadi acele edelim çünkü kampı kurmak istiyorum. Saat 4 : 52 oldu. Geç oldu.
We're going to be late for Elvis Cost- - -hello.
Elvis konserine geç kalaca...
Hey, come on, we're going to be late for the prelim.
Hadi, ön duruşmaya geç kalacağız.
We're going to be late for Bible study.
İncil okumasına gecikeceğiz.
O. K, then we're going to be late.
Ama geç kalacağız.
The game starts in an hour. We're going to be late.
Maç bir saate kadar başlayacak.