We're going to die translate Turkish
579 parallel translation
If any of us stops a bullet, before we die... we're going to come to you, click our heels together and ask stiffly,
İçimizden biri vurulursa, ölmeden önce sana gelip topuk selamı vereceğiz ve çakı gibi durarak...
So, we're all going to fold up and die, just because that ersatz superman is gone.
Yani sırf o sahte süpermen öldü diye biz de yenik düşüp öleceğiz.
There's just you and me... and we're going to die, too.
Sadece sen ve ben kaldık ve biz de öleceğiz.
You can walk, but we're going to die here.
Sizler yürüyebilirsiniz, ancak bizler burada ölmeyeceğiz.
If we're going to die, let's die together.
Eğer öleceksek, birlikte ölelim.
We are going to Palestine, or we're going to die right here.
Ya Filistin'e gideriz, ya da burada ölürüz!
We're going to die here.
Burada öleceğiz.
We're all going to die.
Hepimiz öleceğiz.
Then, to all intents and purposes - we're going to die!
Sonra da esas olarak, öleceğiz.
We're going to die!
Öleceğiz!
We all know we're going to die... but you make a marvelous game out of it that includes the whole world.
Hepimiz öleceğimizi biliyoruz... sizse bunu tüm dünyayı kapsayan olağanüstü bir oyuna çeviriyorsunuz.
Alydon says unless we can help them arrange some sort of treaty with the Daleks, they're all going to die.
Alydon onlara daleklerle anlaşmaları için yardım etmezsek, hepsinin öleceğini söylüyor.
Yes, we're all going to die!
Evet, hepimiz öleceğiz!
If we're going to die anyway, let's share everything fair and square!
Nasıl olsa öleceksek her şeyi adil bir şekilde paylaşalım!
We're not going to die.
Ölmeyeceğiz.
We're going to die.
Öleceğiz zaten.
Then we're both going to die Burton.
O zaman ikimiz de öleceğiz, Burton.
That we're all going to die soon and face judgment is real.
Yakında hepimiz öleceğiz ve hesap vereceğiz, bu da gerçektir.
We're going to die.
Hepimiz ölümü tadacağız.
But we're going to die, Bart. They're going to leave us here to die!
Ama biz ölüyoruz, Bart. Bizi ölüme terk edecekler burada!
And if we're going to die... I rejoice in the fact... that we're going to die together.
Ve eğer ölürsek gerçek şu ki beraber öleceğimiz için çok sevinçliyim.
If it keeps going like this, we're going to die for physical education!
Ya böyle giderse beden eğitiminde can vereceğiz, ha!
If me and my brothers could be pardoned for... going against Fang, we're willing to die for the country
Eğer ben ve kardeşlerim... Fang'a karşı gelmekten affedilirse ülkemiz için ölmeye hazırız iyi dedin!
We're all going to die!
Hepimiz öleceğiz!
If we don't save the baby, they're both going to die.
Bebeği kurtarmazsak her ikisi de ölecek.
I know it doesn't matter, but if we're going to die, I want it to be as partners.
Bir önemi yok, biliyorum ama öleceksek, ortak olarak ölmek istiyorum.
We're not going to die there!
Oraya ölüme gitmiyoruz!
We're going to die...
Biz öleceğiz..
We're all going to die.
Hepimiz ölüceğiz.
We're going to die?
Ölecek miyiz?
No, I was only fooling. We're going to die after all.
Hayır, dalga geçiyordum.
- Yes, we're going to die.
Evet, öleceğiz.
We're going to die.
Öleceğiz.
No, I think we're going to die!
Hayır, bence öleceğiz!
And you must trust me when I say it's likely we're all going to die.
Hepimizin ölmesi muhtemel dersem bana inanın.
We have to stay together. But we're not going to die.
Birlikte olacağız ama ölmeyeceğiz.
If we're going to die anyway, just stay here with me.
Nasılsa öleceksek, burada benimle kal.
Think we're going to die? Definitely.
- Öleceğimizi sanıyorsun?
If we're going to die, how can it be inconvenient?
Öleceksek eğer nasıl sıkıntılı olabilir ki?
If you don't help us we're all going to die.
Bize yardım etmezsen... hepimiz öleceğiz.
We're going to fucking die!
Lanet, burada öleceğiz!
So we're going to die?
Ne yani ölecek miyiz?
We're going to die.
Hepimiz öleceğiz.
We're going to die here.
- Burada öleceğiz.
We're not going to save Eternia if we die of starvation.
Açlıktan ölürsek Eternia'yı da kurtaramayız.
We're going to die!
Beraber öleceğiz.
Together we're going to die.
Birlikte... öleceğiz.
Charlie, I just know we're both going to die.
Charlie, bildiğim tek şey ikimiz de öleceğiz.
Squeaked We're going to die.
Ufaklık! Öleceğiz.
This is God's way of telling us we're going to die.
Bu Tanrı'nın bizlere öleceğimizi söyleme şekli.
We're not going to die, all right?
Ölmeyeceğiz, tamam mı?
we're going shopping 19
we're going out tonight 29
we're going to be late 92
we're going to paris 19
we're going 715
we're going home now 17
we're going to dinner 19
we're going for a ride 34
we're going home 358
we're going there 17
we're going out tonight 29
we're going to be late 92
we're going to paris 19
we're going 715
we're going home now 17
we're going to dinner 19
we're going for a ride 34
we're going home 358
we're going there 17