We're going to the movies translate Turkish
54 parallel translation
We're going to the movies.
Sinemaya gidiyoruz.
- We're just going to the movies.
- Sadece filme gidiyoruz.
- We're going to the movies.
- Filme gidiyoruz.
Honey, Cop Rock's on tonight, so we're going to the movies.
Hayatım, bu akşam televizyonda Cop Rock varmış.
I'll tell you this, though. There's so much rage going around we're lucky we have the movies to help us vent a little.
Ama ortalıkta öylesine büyük bir öfke var ki bunu hafifletmeye yarayacak filmler olduğu için çok şanslıyız.
- We're going to the movies.
- Film izlemeye gideceğiz.
In today's On The Spot assignment, we're going to see just what's behind the making of movies.
Aslında ben her zaman böyle bir bağlantı olması gerektiğini düşündüm, ama uzun süre bunu tam da bulamadım.
We're going to be in the movies.
- Filmlerde mi oynayacaktık?
We're going to the movies.
Bir filme gidiyoruz!
- Yeah and then we're going to the movies!
— Evet. Sonra da sinemaya gideceğiz.
No, we're just going to the movies.
Hayır, sadece sinemaya gideceğiz.
We're going to the movies.
Biz sinemaya gideceğiz.
We're going to the movies. No.
- Kapalı
She will pick me up after school, we're going to the movies and to McDonald's.
Okuldan sonra beni alacak, sinemaya ve McDonalds'a gideceğiz.
We're going to the movies.
Biz sinemaya gidiyoruz.
We're going to the movies.
Sıkıldım.
We're going to be showing the three greatest horror movies ever made.
Bu zamana kadar yapılmış en iyi korku filmleri gösterilecek.
- We're going to the movies.
Sinemaya gidiyoruz.
We're going to the movies.
Birlikte sinemaya gideceğiz.
Sounds like we're going to have to speed to the movies... park illegally, and you hit the bathroom while I grab the popcorn.
Sinemaya tam gaz gitmemiz,.. ... yasak yere park etmemiz, sen tuvalete gittiğinde mısırları benim almam ve ter içinde ve daralmış halde koltukların orada buluşmamız gerekecek gibi geliyor.
We're not going to the movies and you're not doing anything until you finish reading that book.
Bakalım bu sana ilham verecek mi? Sinemaya gitmiyoruz. Hatta sen o kitabi okumayı bitirene dek başka hiçbir şey yapmıyoruz.
We're going to the movies.
Sinemaya gidiyoruz. - Evet, sinemaya gidiyoruz.
We're just going to the movies with a bunch of friends.
Arkadaşlarla sinemaya gideceğiz.
We're going to the movies.
Sinemaya gidiyoruz. Gelmek ister misin?
We're going to the movies tonight. Right.
- Akşam sinemaya gideceğimizi.
We're going to the movies?
Sinemaya mı gidiyoruz?
Miley, come on, we're going to the movies.
Miley, hadi, sinemaya gidiyoruz.
Come on Jake We're going to the movies
Hadi Jake, sinemaya gidiyoruz.
Uh - we're going to the movies.
Sinemaya gidiyoruz.
And we're going to the movies on Saturday.
Cumartesileri sinemaya gidiyoruz.
Saturday, we're going to the movies, and we'll be back for the cheerleading thing.
Cumartesileri sinemaya gidiyoruz. Ponpon kız şeysi için orada olacağız.
We're going to the movies!
Hazırlan, sinemaya gidiyoruz!
"We're going to the movies."
"Sinemaya gidiyoruz."
Dad, we're going to the movies.
Baba, biz sinemaya gidiyoruz.
Yeah, we're going to the movies.
Evet, sinemaya gideceğiz.
- We're, uh, going to the movies.
Biz de sinemaya gidiyoruz.
With Molly. We're going to the movies.
- Molly ile sinemaya gideceğiz.
We're going to the movies after dinner, okay?
Yemekten sonra sinemaya gideceğiz.
Oh, we're going to the movies.
Sinemaya gideceğiz.
And Mr. Tesla, we're going to use yours in the background of Frankenstein movies.
Ve Bay Tesla, sizin icadınızı da... Frankenstein filmlerinin arka planında kullanacağız.
Um, we--we're not going to the movies.
Sinemaya gitmedik.
We're going to the movies.
Sinemaya gideceğimizi sanıyordum.
Oh, we're going to the movies.
Sinemaya gidiyoruz.
We're just going to the movies.
Sadece sinemaya gideceğiz.
We're going to the zoo and maybe the movies.
Hayvanat bahçesine ve belki de sinemaya gideceğiz.
But we're supposed to be going to the movies.
Ama sinemaya gidecektik.
So, we're going to the movies tonight.
Bu gece sinemaya gideceğiz.
We're going to the movies tonight
Bu gece sinemaya gideceğiz.
If I don't see you, remember, we're going to the movies on Saturday.
Seni göremezsem, unutma, cumartesi filme gidiyoruz.
Today, we're going to be looking at serial killers where they really live... not in prison, not in the movies, but in the lives of their victims as they died.
Bugün seri katilleri, nerede yaşadıklarını inceliyor olacağız hapishanedekileri, filmlerdekileri değil ama öldüklerinde kurbanlarının hayatlarındakileri.
Actually, we're not going to the movies.
Aslına bakarsan sinemaya gitmiyoruz.