We're here to protect you translate Turkish
36 parallel translation
We're here to protect you.
Sizi korumak için buradayız.
Don't you think that's a hell of a statement... especially considering we're here to protect American citizens?
Biz, Amerikalıları korumak için buradayken, ifadenizin saçmalığının farkında değil misiniz?
We don't accept Turks, Mongols, Tartars, Orientals or Negroes. We're here to protect Anglo-Saxon democracy and the American way. Thank you, sir.
Türkleri, Moğolları, Tatarları, doğuluları ve zencileri kabul etmiyoruz çünkü Anglo-Saxon demokrasiyi ve Amerikan tarzını korumak için buradayız.
- We're here to protect you.
- seni korumak için burdayız.
That's ironic because we're here to protect her from you.
Çok komik, çünkü onu sana karşı biz koruyoruz.
We're here to protect you.
Seni korumak için buradayız.
We're here to protect you.
Sizi korumak için burdayız.
We're here trying to protect you.
Burada sizi korumaya çalışıyoruz.
We're here to protect you, okay?
Seni korumak için buradayız, tamam?
We're here to protect you.
Seni korumaya geldik.
Just like Casey said, we're here to protect you.
Casey'in de dediği gibi biz seni korumak için buradayız.
Sir, with all due respect, we're only here to protect you.
Tüm saygımla efendim. Sadece sizi korumak için buradayız.
Look Edith, we're trying to protect Joey here, if you tell us where he is and we'll pick him up.
Ona izin verdim. Bak Edith, burada Joey'i korumaya çalışıyoruz. Eğer onun nerede olduğunu söylersen onu alırız.
I understand that you're here to protect him. But we need to know where Randy was two nights ago when George Lyford was killed.
Onu korumak için burada olduğunuzu biliyorum ama biz, George Lyford'un öldürüldüğü gece, nerede olduğunu bilmek istiyoruz.
You need to come with us. We're here to protect you.
Bizimle gelin, sizi koruyacağız.
- We're here to protect you.
- Seni korumaya geldik.
Sensei, we know you're trying to protect us, but we can't spend our whole lives hiding down here.
Hocam, bizi korumak istediğinizi biliyorum ama bütün hayatımızı aşağıda saklanarak geçiremeyiz.
We're here to protect the show from nut jobs like you.
Diziyi senin gibi kaçıklardan korumak için buradayız.
Y-you know, w-we're here... to p-protect you guys, and, uh, but there are people out there like this guy we arrested last week.
Bi-biliyorsunuz ki si-sizleri korumak için buradayız millet ve şey, ama dışarıda geçen hafta tutukladığımız kişi gibi insanlar var.
We're here to protect you, Donna.
Seni korumak için burdayız Donna.
We're here to take you to the precinct, where we can protect you.
Sizi koruyabileceğimiz yer olan emniyete götürmek için geldik.
We're here to protect you.
Seni koruyacağız.
We're not here to arrest you. We're here to protect you and your company and the interests of the United States military, but you're gonna have to be more careful from now on.
Biz buraya seni, şirketini ve Birleşik Devletler ordusunun bilgilerini korumak için geldik ama bundan böyle daha dikkatli olman lazım.
And that's why we're here... to kind of see where you're at, to see if you're ready to protect our asset, our dear friend.
Ve işte bu yüzden buradayız, ne durumdasın, bizim değerlimizi,... sevgili arkadaşımızı korumak için hazır mısın görmek için.
We're here to protect you.
- Seni korumaya geldik.
We're here, and Annalise... She's trying to protect you, or she thinks she is.
Buradayız ve Annalise seni korumaya çalışıyor ya da öyle sanıyor.
We're back, and we're here to protect you...
Geri döndük ve sizi korumak için buradayız.
We're all here to protect you.
Hepimiz seni korumak için varız.