We're in the middle of something translate Turkish
182 parallel translation
We're in the middle of something, aren't we?
Bir şeyin ortasında değil miyiz?
We're in the middle of something.
Bir şeylerin tam ortasındayız.
- We're in the middle of something here.
- Önemli bir şey konuşuyorduk.
We're actually in the middle of something very big.
Aslında biz büyük bir işin ortasındayız.
We're caught in the middle of something sinister here. My guess is Dad found out more than he was looking for.
Uğursuzluklar yaşıyoruz ve babam ne olduğunu buldu.
Dave, we're in the middle of something here.
Dave, burada bir şey yapmaya çalışıyoruz.
We're in the middle of talking about something very important right now!
Seni bir yere götürmeyeceğim.
- We're in the middle of something.
- Kramer, şu anda bir şey yapıyoruz.
We're in the middle of something here.
Burada bir şey konuşuyorduk.
We're in the middle of something here.
Şurada bir şey yapmaya çalışıyoruz.
I'm sorry, Kes, but we're in the middle of something here and I need every hand at their posts.
Üzgünüm Kes, şu anda içinde bulunduğumuz durumda herkesin yerinde olmasına ihtiyacımız var.
Look, we're in the middle of something here, so...
Bak. Burada iş yapıyoruz.
We're in the middle of something.
Önemli bir konuyu görüşüyorduk.
We're in the middle of something.
Burada birşeyin ortasındayız.
I'll be right there. And we're gonna do this commercial in one take, do you hear me, because I am in the middle of something really important.
Hemen geleceğim ama tek seferde bu reklamı çekelim çünkü çok önemli bir işin tam ortasındayım.
But we're in the middle of something.
Fakat şu anda bir konuşmanın ortasındayız.
- We're kind of in the middle of something.
- Şu anda bir şey konuşuyorduk. Tabii, elbette.
We're in the middle of something now.
Tam bir şeyi konuşuyorduk.
Great, it's just that... we're in the middle of something.
Şu anda bir işin ortasındayız.
Gents, we're in the middle of something.
Beyler, burada işin ortasındayız.
Look, we're kinda in the middle of something here, so could you come back in a couple of years?
Tam bir şey yapıyorduk, birkaç yıl sonra gelebilir misiniz?
I'm just telling you that if we're chasing down some crazy girl in the middle of the night, the only reason that I'd do something so nuts is because you and I were dating again.
Sadece diyorum ki, eğer, gecenin bir yarısı deli bir kızı takip edeceksek, böyle delice birşeyi yapmak için tek neden senin ve benim tekrar çıkıyor olmamızdır.
yeah, well, we're sort of in the middle of something.
Evet.
Actually, we're kind of in the middle of something, right, Ray?
Biliyor musunuz, tam bir şeyle meşguldük, değil mi Ray?
We're in the middle of something here.
Bizde bir şeyler konuşuyorduk.
Conzo I don't mean to be rude or anything, but... we're kind of in the middle of something so do you mind leaving us alone?
Conzo, kaba olmak istemiyorum, ama... bir şeyin ortasındayız. Bizi yalnız bırakmaya ne dersin?
We're in the middle of something important.
Çok önemli bir işin ortasındayız.
Just a sec. We're kind of in the middle of something here.
Bir saniye, buradaki işimiz bitmedi daha.
We're kind of in the middle of something here, Dad.
Şu anda bir şey konuşuyoruz, baba.
Excuse me, we're in the middle of something here.
Afedersin, burada bir şey konuşuyoruz.
Sally, please. We're in the middle of something here.
Bir toplantı yapıyoruz burada.
- We're in the middle of something.
- Burada bir şeyin ortasındayız.
Actually, Wes, we're... kind of in the middle of something.
Aslında, işimiz vardı, Wes.
We're in the middle of something.
Burada bir şey yapıyoruz.
We're sort of in the middle of something here.
Birşey konuşuyorduk.
- We're in the middle of something here.
- Bir işin ortasındayız.
Hi. We're sort of in the middle of something.
Bir olayın ortasındayız.
We're just kind of in the middle of something.
Önemli bir konuyu konuşuyorduk.
actually, Ray, we're kind of in the middle of something, you know?
Ray, aslında özel bir konuşma yapıyorduk. Anlıyor musun?
Excuse me, but we're in the middle of something here.
Affedersiniz ama burada bir işin ortasındayız.
Oh, we're just in the middle of something here.
Tam da muhabbetin ortasında.
Look, I know we're in the middle of something here, but I have to get that.
Bak, Bu şeyin ortasında olduğumuzu biliyorum ama buna bakmak zorundayım
We're in the middle of something.
Bir işin ortasındaydık.
Hey, we're kinda in the middle of something here!
Hey, bir şeyin tam ortasındayız!
Actually, we're in the middle of something right now.
Aslında tam bir şeyin ortasındaydık.
We're in the middle of something.
Birşeyin ortasındayız.
But we're in the middle of something.
Ama davanın tam ortasındayız.
We're in the middle of something here, guv.
Bir şeyin tam ortasındayız, şef.
We're in the middle of something. Could you excuse us, please?
Halletmemiz gereken şeyler vardı Kendimi size affettirebilir miyim?
- We're in the middle of something.
- Bir işin ortasındayız.
We're in the middle of something.
Bir şeylerin ortasındayız.