We're not translate Turkish
53,427 parallel translation
We're not safe now.
Şu anda güvende değiliz.
No. We're not.
Hayır, değiliz.
We're not all hanger steaks.
Herkes cansız et parçası değil.
Uh, we're not sure how many hostages...
Kaç kişi rehin alındı bilmiyoruz...
Looks like we're not the only ones trying to kill that guy.
Görünüşe göre onu öldürmeye çalışan sadece biz değiliz.
We're not done.
İşimiz bitmedi.
We're not really sure.
Tam olarak bilmiyoruz.
Well, we're not shooting our way out.
Çok yoğun olmalılar. Çıkış yolumuzu açamıyoruz.
Not if we're gonna figure this out.
Bu işi çözeceksek edemeyiz.
We're not losing anybody today.
Bugün kimseyi kaybetmeyeceğiz.
I'm not... we're not gonna let this happen.
- Bunun olmasına izin vermeyeceğiz.
We're not talking about a cold blast.
Bir buz patlamasından söz etmiyoruz.
We're not going sightseeing.
- Gezmeye gitmiyoruz.
We're not all murderers and killers!
Hepimiz katil değiliz!
I think you'll find we're not gonna be as accommodating as we were the last time you visited us.
- Bizi son ziyaretindeki kadar misafirperver bulmayacaksın.
- We're not singing for you!
- Senin için şarkı söylemeyiz biz!
- We're not singing!
- Şarkı söylemeyeceğiz.
No, we're not gonna take off my necklace.
- Hayır, kolyemi çıkaramayız.
We're not gonna do that.
- Vermeyeceğiz.
- No, we're not.
- Hayır, etmeyeceğiz.
We're not gonna talk about this.
Bunu konuşmayacağız.
Jay told me that we're not gods.
Jay, tanrı olmadığımızı söylemişti.
Please tell me we're not gonna just let her walk out of here.
Lütfen buradan elini koluna sallaya sallaya çıkmasına izin vermeyeceğiz deyin.
No, we're not.
Evet, hiçbirimiz değil.
And we're not even sure it'll work on Cade.
Ve Cade üzerinde işe yaracağını bile bilmiyoruz.
You're not capable of it, but you'll keep trying to interfere with everything as long as we're connected through her.
Yapamazsın, ama ona bağlı kaldığın sürece her şeye müdahale etmeye devam edeceksin.
I mean, we're not equipped to handle this.
Bunu kaldırabilecek kadar iyi değiliz.
Maze, we're not having a drink.
Votka falan içmeyeceğiz Maze.
Remember, we're not here to party, we're here to find Ashley.
Unutma eğlenmek için değil Ashley'i bulmak için buradayız.
We're not here to bust you.
- Baskına gelmedik.
Touching, but we're not...
Dokunaklı ama buraya...
He's right, and we're not askin'.
O haklı ve biz izin istemiyoruz.
It's not because we're a danger to them.
Onlar için tehlikeli olduğumuzdan değil.
It's not like we're in the "live till you're 90, die in your sleep" business.
Biz 90 yaşında uykunda öl tarzı bir işte değiliz.
'Cause we're not trapped out here with you.
Siz bizimle kapan kısıldınız.
I downloaded all the bunker's files to a new archive, but we're not getting any signal, so I'm j... nobody cares.
Sığınaktaki tüm dosyaları yeni bir arşive aktardım ama sinyal alamıyorum ben... Kimsenin umurunda değil.
Like it or not, they're an asset we can't afford to lose.
Beğen ya da beğenme onlar kaybedemeyeceğimiz değerler.
And we're not?
Biz yapmadık mı?
Believe it or not, Sam, we're not...
İnan ya da inanma Sam biz...
We're not angry. We're done!
Kızgın değiliz seninle işimiz bitti.
No, dude, we're not calling crowley...
Hayır dostum Corwley'i aramıyoruz. Merhaba çocuklar.
That's... that's not happening, okay? We're...
Böyle olmayacak tamam mı?
Well, I mean... Guys like us, we're not exactly the type of people they write about in history books, you know?
Yani bizim gibi insanlar tarih kitaplarına yazılacak tipte insanlar değil.
Okay, whatever that thing did to you, we're not just gonna let you walk away.
O şey sana her ne yaptıysa öylece gitmene izin veremeyiz.
We're not gonna hit dirt for three days.
Üç gün boyunca duvarı dövmeyeceğiz.
We're not running.
Biz kaçmıyoruz.
We're not jet skiing.
Biz jet ski değiliz.
We're not letting some clown ruin our vacation.
Bazı palyaçoların tatilimizi mahvetmesine izin vermeyeceğiz.
We're not sure yet what these returned are actually capable of.
dönenlerin tam olarak neler... yapabildiklerini bilmiyoruz.
At the moment, we're not able to discuss anything other than the fact we're investigating a serious sexual assault.
Şimdilik cinsel saldırı davası yürüttüğümüz dışında bu konuda bir bilgi veremiyoruz.
The lease on your building's up. We're not renewing.
İş yeri kira sözleşmesini yenilemeyeceğiz.
we're not friends anymore 25
we're not gonna make it 79
we're not together anymore 25
we're not married 104
we're not lost 34
we're not ready 48
we're not sure 186
we're not going 77
we're not friends 137
we're not dating 51
we're not gonna make it 79
we're not together anymore 25
we're not married 104
we're not lost 34
we're not ready 48
we're not sure 186
we're not going 77
we're not friends 137
we're not dating 51