We're not gonna make it translate Turkish
334 parallel translation
We're not gonna make it.
Başaramayacağız.
We're not gonna make it giving them our backs.
Onlara asla sırtımızı dönmemeliyiz.
We're not gonna make it giving them our backs.
Kıçlarımızı onlara kaptırmayacağız.
We're not gonna make it to the hospital.
Hastaneye yetişemeyiz.
Well, what are...? Well, you mean, we're not gonna make it back?
Yani dönemeyecek miyiz?
We're not gonna make it back. We're not gonna make it back.
Dönemeyeceğiz!
We're not gonna make it back.
Dönemeyeceğiz!
I'm so scared we're not gonna make it off this island.
Öyle korkuyorumki, sanki bu adadan bir daha hiç çıkamıyacağız.
We're not gonna make it. Lighten the load!
Başaramayacağız, ağırlık atmamız gerek!
No, we're not gonna make it easy on you, Dick.
İşini kolaylaştırmayacağız Dick.
We're not gonna make it! Yes, we are.
- Başaramayacağız.
We're not gonna make it, are we?
Başaramayacağız değil mi?
There's No Time. We're Not Gonna Make It.
- Vakit yok, başaramayacağız.
We're not gonna make it, Captain.
Bunu başaramayacağız Kaptan.
We're not gonna make it to the program.
Programa yetişemeyeceğiz.
We're not gonna make it if we don't hurry.
Acele etmezsek yetişemeyeceğiz.
We're not gonna make it before dark.
Akşam olmadan bunu başaramayacağız.
- We're not gonna make it.
- Başaramayacağız.
Dammit, we're not gonna make it.
Kahretsin, başaramayacağız.
We're not gonna make it, are we?
Başaramayacağız, değil mi?
Listen, at this rate, we're not gonna make it much longer.
Eğer böyle devam edersek kesinlikle ölürüz.
- We're not gonna make it.
- Yetişemeyeceğiz.
We're not gonna make it, we don't have time.
Başaramayacağız, zamanımız yok.
We're not gonna make it!
Yetişemeyeceğiz!
And we're gonna make you use them whether you like it or not.
Ve isteseniz de istemeseniz de bunu kullanmaya mecbursunuz.
We're not gonna make it either unless we haul ass.
Kıçımızı kaldırmazsak biz de başaramayacağız.
- How far are we from the airport? We're not gonna make it.
Başaramayacağız.
If we're not gonna make it out of here, let's at least shut this guy up.
Buradan kurtulamazsak bile, bari bu herifi susturalım.
Steele, we're not gonna make it!
Steele, başaramayacağız!
We're not all gonna make it.
Bunu hepimiz başaramayacağız.
We're not gonna make it!
Başaramayacağız.
- We're not gonna make a run for it.
- Bunun için koşmayacağız.
The thing I know is we're not gonna make it another hour unless I shut it down.
Sadece, bunu yapmazsam bir saat daha yaşayamayacağımızı biliyorum.
But first it's time to fix that solid Not broken heart If we're gonna shake, bake, And make
Ama önce titreyecek, kavrulacak, uçacağız.
"We're not gonna make it."
Ve "Asla başaramayacağız" dedim.
We're not gonna make it.
Bunu yapamayacağız.
We're not gonna make it back to the boat anyways.
Bota ulaşamayacağız
Oh, my God, we're not gonna make it!
Tanrım, başaramayacağız!
- We're not gonna make it!
Başaramayacağız! Öleceğiz!
You mean we're not gonna make it back?
Yani dönemeyecek miyiz?
We're not gonna make it back!
Dönemeyeceğiz!
[Engine Grinding] We're not gonna make it!
Başaramayacağız.
We're not gonna make it throgh the sand.
Bu çölden asla geçemeyeceğiz. Biraz yürümemiz gerek.
We're not gonna make it to the narrows.
Boğaza ulaşamayacağız.
If we can't talk to each other, we're not gonna make it.
Konuşmazsak birbirimize yardım edemeyiz.
- Oh, God. - We're not gonna make it!
Yetişemeyeceğiz!
- We're not gonna make it!
- Başaramayacağız!
Look, Joey, if you're not gonna make it, we can stop this at any time.
Bak Joey, eğer yapamayacak olursan, istediğin zaman bırakabiliriz.
That's why it failed, right? Well, we're not gonna make you memorize facts and dates.
Sizlere olayları ve tarihleri ezberletmeyeceğiz.
We're not gonna make it to Aunt Patty's.
Patty halalara gidemeyiz.
We're not gonna make it, sir!
Başaramayacağız, efendim!