We're not together anymore translate Turkish
112 parallel translation
We're not together anymore, but I have his baby.
Artık beraber değiliz ama ondan bebeğim var.
So that's why we're not together anymore.
Demek bu yüzden artık beraber değiliz.
- We're not together anymore.
- Artık birlikte değiliz.
We're actually not together anymore.
Aslında artık beraber değiliz.
We're not together anymore.
Artık birlikte değiliz.
I mean, just because we're not together anymore does not change my feelings for you, Dawson.
Birlikte olmamamız sana karşı hislerimi değiştirmez Dawson
But, but why? What? How do you know we're not together anymore?
Artık birlikte olmadığımızı nasıl anladın?
You mean, we're not gonna live together anymore?
Artık beraber yaşamayacağımızı mı söylemeye çalışıyorsun?
Well, we're not together anymore.
Artık beraber değiliz.
And I hope, even though we're not doing business together anymore, we can be friends.
Ve umarım, artık beraber çalışmıyor olsak da, arkadaş olabiliriz.
We're not together anymore, but we still fight.
Artık birlikte değiliz ama hâlâ kavga ediyoruz...
- We're not together anymore.
- Artık beraber değiliz.
We're not happy together anymore.
Çünkü artık bir arada mutlu değiliz.
It's just that, ah... 'Cause you and me, we're-we're not together anymore, are we?
Sadece, şey... çünkü senle ben yani biz artık birlikte değiliz, değil mi?
Ah, no, we're not together anymore...
Ah, hayır, artık birlikte değiliz...
- No, we're not even together anymore.
Birlikte bile değiliz.
We're not together anymore.
Ne de olsa artık birlikte değiliz.
We're not together anymore, so I guess we can seat next to each other.
Artık birlikte olmadığımızdan yan yana oturabiliriz.
And now that he knows that we're definitely not together anymore,
O biz artık birlikte kesinlikle olmadığını bilir Ve şimdi,
We're not together anymore.
çünkü artık birlikte değiliz.
We're not together anymore.
Biz artık beraber değiliz.
Clark, I know we're not together anymore... but you don't need an excuse to come see me.
Clark, artık birlikte olmadığımızın farkındayım....... fakat beni gelip görmen için, herhangi bir bahaneye ihtiyacın yok.
We're not together anymore, and that was your choice.
Artık birlikte değiliz ve bu senin seçimindi.
Now that we're not together anymore... it's inevitable we're gonna start dating other people.
Artık birlikte olmadığımız için başka insanlarla buluşmamız kaçınılmaz.
It's just now that we're not together anymore... it's inevitable we'll start dating other people.
Artık birlikte olmadığımız için başka insanlarla buluşmamız kaçınılmaz.
I know that we're not together anymore... but it would've been nice to be neighbors.
Artık birlikte olmadığımızı biliyorum ama komşu olmak güzel olurdu. Sadece bilmeni istedim.
We're not together anymore.
Biz artık birlikte değiliz.
Actually, uh... we're not together anymore.
Aslında, uh... artık onunla birlikte değilim.
Look... I know that we're not in school together anymore, but at least we still have this last year in Newport together.
Artık aynı okulda olmayabiliriz, ama en azından Newport'taki son yılımızı birlikte geçireceğiz.
Your mom and I may not be living together anymore, but we're still friends.
Annen ve ben artık birlikte yaşamıyor olabiliriz. - Ben arkadaşlarımla telefonda konuşurken onlara hareket çekmiyorum. Ama hâlâ arkadaşız.
We're not together anymore.
Artık görüşmüyoruz onunla.
We got the tickets when we were together but we're not together anymore, so no play.
Biletleri çıktığımız zaman almıştık ama artık birlikte olmadığımız göre... Tiyatro yok.
No, no, we're not together anymore.
Hayır, hayır. Artık birlikte değiliz.
Actually, we're not together anymore. - Aw.
Aslında biz artık birlikte değiliz.
Besides, what if we're not together anymore?
Bunun yanı sıra artık birlikte olmamaya ne dersin?
Oh, uh, we're not together anymore.
Artık birlikte değiliz.
But now we're not even not together anymore.
Ama artık birlikte değiliz bile diyemem.
Not anymore. We're in this together, right?
Bu işte birlikteyiz, değil mi?
We're not together anymore so you don't owe me any explanations.
Biz artık birlikte değiliz O yüzden bana açıklama borçlu değilsin.
Since we're together I'm not taking them anymore.
Seninle beraber olduğumdan beri hiç ilaç kullanmadım.
we're not together anymore.
Ayrıca sen ve ben- - Biz artık beraber değiliz.
Because we're not working together anymore which means we can go on a date.
Artık birlikte çalışmayacağımıza göre birlikte başka şeyler yapabiliriz.
Fabio, we're not together anymore, no dinner.
Fabio, artık beraber olmayacağız. Yemeği falan unut, tamam mı?
Things have changed and we're not together anymore.
İşler değişti, artık birlikte değiliz.
- We're not tied together anymore.
- Artık birbirimize bağlı değiliz.
We're not together anymore.
Biz artık çıkmıyoruz.
If you mean Gene, we're not together anymore.
Eğer Gene'den bahsediyorsan, artık birlikte değiliz.
Because we're not together anymore.
- İşte sorun da bu. Çünkü artık birlikte değiliz.
We're not good together, We're not good anymore. - The way that we treat each other!
Olmuyor artık, birbirimize göre değiliz.
We're not doing anything together anymore, Paul.
Biz bir şey yapmıyoruz birlikte artık, Paul.
You think Puck and Santana are gonna even acknowledge my existence... once we're not in Glee Club together anymore?
Glee kulübünde beraber olmayınca, Puck ve Santana'nın benim varlığımı algılayacaklarını mı sanıyorsunuz?
we're not friends anymore 25
we're not gonna make it 79
we're not married 104
we're not ready 48
we're not lost 34
we're not sure 186
we're not going 77
we're not friends 137
we're not dating 51
we're not there yet 98
we're not gonna make it 79
we're not married 104
we're not ready 48
we're not lost 34
we're not sure 186
we're not going 77
we're not friends 137
we're not dating 51
we're not there yet 98