We've got plenty of time translate Turkish
75 parallel translation
We've got plenty of time.
Çok fazla zamanımız var.
- We've got plenty of time.
- Zamanımız çok.
Oh, we've got plenty of time to meet Tarzan.
Tarzan'la buluşmak için daha bol bol vaktimiz var.
We've got to give it plenty of time.
Biraz vakit tanımalıyız.
- We've still got plenty of time
- Daha zamanımız çok.
- We've got plenty of time.
- Vaktimiz bol nasılsa.
We've got plenty of time now.
Ama simdi çok zamanimiz var.
We've got plenty of time.
Zamanımız bol.
We've got plenty of time.
- Çok zamanımız var.
- We've got plenty of time :
- Zamanımız çok.
We've got plenty of time.
Çok vaktimiz var.
Well... we've got plenty of time.
Aslında bir sürü vaktimiz var.
- Sure, we've got plenty of time.
- Kesinlikle, bolca zamanımız var!
We've got plenty of time.
Bir sürü zamanımız var.
We've got plenty of time for that.
Bunun için çok zamanımız olacak.
We've still got about an hour, so you should get there in plenty of time.
Hâlâ yaklaşık bir saatimiz var. Yani oraya varmak için bir sürü zamanın olacak.
We've got plenty of time to be conservative.
Tutucu olmak için çok zamanımız var.
We've got plenty of time.
Çok zamanımız var.
We've got plenty of time.
Yeterince zamanımız var.
Well, we've got a four-hour drive ahead of us... plenty of time to get to know each other.
Önümüzde dört saatlik yol var. Bilgi vermek için yeterli bir zaman.
Don't worry, kid, we've got plenty of time for both.
Dert etme evlat, ikisi içinde yeterli zaman var.
- We've got plenty of time.
- Çok zamanımız var.
Well, it's a very big park, and we've got plenty of time.
Burası oldukça büyük bir park ve çok zamanımız var.
Take it easy, we've got plenty of time 20 seconds
Sakin ol, daha zamanımız çok 20 saniye
We've got plenty of time to prove our censors wrong.
Sansürün hatalı olduğunu kanıtlayacak çok vaktimiz olacak.
We've got plenty of time.
Bir sürü vaktimiz var.
We've got plenty of time.
Çok zamanımız olacak.
We've got plenty of time.
Bolca zamanımız var.
Plenty of time to get out of here after we've got Thor.
Thor'u aldıktan sonra çıkmamız için yeterli zaman.
We've got plenty of time before the kickoff, go.
- Emin misin? - Maçın başlamasına daha çok var.
We've got plenty of time to find other uniforms before we play.
Başka üniforma bulacak bol vaktimiz var.
We've got plenty of time to get this game.
Bu maçı kazanmak için bol bol vaktimiz var.
Dont worry, we've got plenty of time.
Telaş etme, zamanımız bol.
We've got plenty of time?
Zamanımız bol mu?
We've got plenty of time here
Nasıl olsa vaktimiz bol.
I think we've got plenty of time to get to know each other better.
Sanırım birbirimizi daha iyi tanımak için bolca zamanımız var.
- so we've got plenty of time.
- Ne için?
We've got plenty of time.
Hadi, Tommy, dikkat et.
We've got plenty of time.
Bunun için çok zamanımız olacak.
- Relax, we've got plenty of time.
Biraz sakin daha zamanımız var.
We've got plenty of time.
Yeterince vaktimiz var.
We've got plenty of time.
- Çok zamanımız olacak.
Not right away, We've got plenty of time.
Bu aralar yok ama bol bol vaktimiz var.
We've got plenty of time.
Fazlasıyla zamanımız var.
Well we've got plenty of time plenty of time to change your mind
Çok vaktimiz var. Düşünceni değiştirecek kadar çok vakit.
We've got plenty of time.
Daha çok vaktimiz var.
We've got plenty of time.
Merak etme. Zamanımız bol.
We've got plenty of time, I believe that it will prove efficient.
Biz, bol zaman var Ben verimli olacağını düşünüyoruz.
That son of a bitch, we've got plenty of time to deal with him.
O, piç kurusuyla başa çıkmak için bolca zaman var.
We've got plenty of time.
Peşlerine düşelim mi?
All right, well, we've got plenty of time.
Pekala, tamam. Yeteri kadar zamanımız var.