We've got to get out of here translate Turkish
510 parallel translation
We've got to get out of here.
Buradan gitmeliyiz.
We've got to get out of here. Come on.
Buradan hemen gitmeliyiz.
Come on, we've got to get out of here.
Hadi gel, burdan gitmek zorundayýz.
We've got to get him out of here.
- Onu buradan çıkarmalıyız.
Here, now. We've got to get out of here now.
Hemen buradan gitmeliyiz.
In any event, we've got to get out of here, fast.
Buradan çok çabuk ayrılmalıyız.
- We've got to get out of here.
- Buradan kaçmak zorundayız
We've got to get you out of here before they slap a subpoena on you.
Mahkeme emri gelmeden seni buradan çıkarmamız gerek.
- We've got to get out of here.
- Mutlaka buradan dışarı çıkmamız lazım.
- Boys, we've got to get out of here.
- Çocuklar, buradan gitmeliyiz.
I'll explain it all to you later, but right now we've got to get out of here.
Sana sonra her şeyi açıklayacağım ama hemen şimdi buradan gitmek zorundayız.
We've got to get out of here, fast.
Buradan hemen gitmeliyiz.
We've got to get out of here.
Buradan ayrılmak zorundayız.
We've got to get out of here!
Buradan dışarı çıkmalıyız!
Here in Tokyo. We're gonna start filling out those papers. We've only got a few days to get this whole thing done and out of the way.
Hemen belgeleri hazırlamaya başlarsak her şeyin olup bitmesi ve karı-koca olmamız sadece bir iki günümüzü alır.
Now you know why I didn't want to tell you, and why we've got to get out of here and lock this place up and never come back again!
Artık sana neden anlatmak istemediğimi..... ve neden buradan ayrılıp, kapattığımızı..... ve geri dönmediğimizi biliyorsun!
Look, if we've got to be failures, let's do so in our own city or get the hell out of here.
Bak, başarısızlığa uğrayacaksak... bu kendi şehrimizde olsun ya da çekip gidelim buradan.
WE'VE GOT TO GET OUT OF HERE, EVERYBODY!
Buradan gitmeliyiz, millet!
Tommy, we've got to get out of here.
Buradan gitmemiz gerekiyor.
- We've got to get her out of here.
- Onu buradan göndermek zorundayız.
I put your bride in a taxi. We've got to get out of here.
Ben kızı bir taksiye yerleştirdim Buradan çıkmalıyız.
We've got to get out of here!
Buradan gitmemiz gerekiyor.
We've got to get the children out of here.
Çocukları buradan çıkarmalıyız
We've got to get out of here before it's too late.
Çok geç olmadan buradan ayrılmalıyız.
We've got to get you out of here right away.
Seni hemen buradan çıkarmak zorundayız.
We've got to get out of here!
Buradan çıkmalıyız!
We've got to get out of here!
Buradan çıkmak zorundayız.
We've got to get out of here. We'll just walk.
Burdan çıkmamız lazım.Sadece yürüyelim.
I said we've got to get him out of here and get him to the sheriff.
Onu buradan çıkartıp... şerife götürmeli diyordum.
- Guys, we've got to get out of here.
- Burdan gitmemiz gerek. - Bu da ne?
Your Highness, we've got to get out of here!
Majesteleri, buradan çıkmalıyız!
Now, we've got to get out of here and I want to find a place to hide this recorder.
Şimdi buradan gitmek zorundayız ve bu kaydediciyi saklayacak bir yer bulmak istiyorum.
Quick, we've got to get out of here.
Çabuk, buradan gitmeliyiz.
We've got to get out of here now.
Hemen buradan çıkmak zorundayız.
We've got to get out of here.
Buradan hemen çıkmalıyız.
I don't know how but we've got to get out of here or we'll be killed.
Nasıl yaparız bilmiyorum ama bu evden çıkmamız lazım! Yoksa öldürüleceğiz!
We've got to get out of here.
Buradan çıkmamız lazım.
We've got to get out of here.
Buradan hemen kaybolmalıyız.
Blowing that munitions dump wasn't enough. If we get out of here, we've got to carry the attack directly to Kor.
Buradan çıkarsak, direkt olarak Kor'a saldırmalıyız.
- We've got to get out of here.
- Buradan çıkmamız gerekiyor.
We've got to get out of here.
şehri terk etmek zorundayız.
Billy, we've got to get Sue out of here.
Billy, Sue'yu buradan çιkarmalιyιz.
We've got to get out of here.
Buradan çıkmalıyız.
We've got to get out of here!
Buradan gitmek zorundayız!
We've got to get those diamonds out of here fast!
Elmasları hemen buradan çıkarmalıyız!
Grandpa, I think that we've got to- - We've just got to get out of here.
Büyükbaba, bence biz... hemen buradan gitmek zorundayız.
We've got to get him out of here.
Onu buradan çıkarmamız lazım.
- We've got to get him out of here.
- Onu buradan çıkarmalıyız. - Hazır değil.
We've got to get you out of here.
Seni buradan çıkarmalıyız.
Vic, we've got to get out of here.
Vic, buradan gitmemiz gerek.
We've got to get out of here, but first to Johannesburg.
Buradan çıkmalıyız ama önce Johannesburg'a gitmeliyiz.