We've got your back translate Turkish
106 parallel translation
You'd better get back to your guy now, or he'll wonder what we've got to talk about.
Kocanın yanına dönsen iyi olacak yoksa ne konuşuyoruz diye işkillenecek.
We've got to get you back to your seat now.
Artık seni koltuğuna geri götürmeliyiz.
We've got to get you back to your parents.
Seni ailene teslim etmemiz lazım.
We've got 30 banks ready to participate in a four-year revolving credit line, but we must have your assurance you will pay back most of the loan in 12 months.
Bak, dört yıllık döner kredi sınırında yer almaya hazır 30 bankamız var. İlk 12 ayda kredinin çoğunu geri ödeyeceğinize dair garantinizi almalıyız.
Back to your stations. We've got a schedule to keep.
- Yerlerinize dönün, takip etmemiz gereken bir program var.
We've got your back.
Sana destek veririz.
All right. Well, we've got a quick word from our sponsor and then we'll be back with your calls.
Şimdi kısa bir reklam arası veriyoruz.
We've got your king, you can buy him back!
Kralınız elimizde, Onu geri satın alabilirsiniz!
We've got your boy, and if you want him back undamaged...
Adamınız bizde, ve onu hasarsız geri istiyorsanız...
Could you let us in your backyard, ma'am? We've got a couple boys back there.
Arka bahçenize geçebilir miyiz, orada iki oğlumuz var.
Karen, we just got back from your stepkid's parent-teacher conference, and I've got some bad news.
Karen, üvey çocuklarının veli toplantısından geliyoruz. Sana kötü haberlerim var.
We've got prints, we've got the right gauge wire in the back of your truck, we got an eyewitness that makes a liar out of you.
Parmak izleri bulduk, aynı ebatta kabloyu kamyonetinin arkasında bulduk, seni yalancı çıkaran bir görgü tanığımız var.
Your mother, she got sicker and we had to bring her back to the hospital.
Annen, daha çok hastalandı ve tekrar hastaneye götürmemiz gerekti.
Your ME comes back with solid medical evidence the baby was born alive, we've got something to work with.
Adli tabip o bebeğin canlı doğduğuna dair bir kanıt bulursa bunu kullanabiliriz.
- We've got your back.
- Arkanızı koruyoruz.
Well, now that we've got your love life straightened out I think it might be time to take a step back and untangle this incestuous web I like to call the "Julie-Caleb union." Let's think about this.
Theresa ile ayrıldık. Madem aşk hayatın yoluna girdi artık bir adım geri gelip "Julie Caleb İttifakı" adını verdiğim şu "ensest ağı" bir dağıtalım derim.
I've got your golf clubs in the back of the car, we've got a 9 am tee-time.
Golf sopaların bagajda, Saat 9'da ilk vuruşu yapacağız.
We've got our Adi back, Sumi You don't look good when you are crying Wipe your tears... here's the handkerchief
sana kötü davranmayı hiç istemedim... ben rolümü fazla abarttım heralde.
You've had your ass up in the air ever since we got back together.
Tekrar birlikte olduğumuzdan beri götün havalarda.
We can greatly increase the chances of getng your daughter back, but you've just got to try and cooperate with us.
Kızınızı geri alma şansınızı arttırabiliriz, ama bizimle işbirliği yapmayı denemelisiniz.
You look beautiful, we got your sponge cake in back, okay?
Çok güzel gözüküyorsunuz ve arkada sizin sevdiğiniz pandispanyalardan var.
Pack your bags and get back to India right now we've got our next case!
.. Yeni bir davamız var!
Was a fair result all around on the burglary, and the DNA matched, and we got most of your stolen goods back.
- Merhaba. Soygunla ilgili güzel gelişmeler var. DNA örneğini tutuyor ve çalıntı malların çoğunu geri aldık.
You know we've got your back.
Biliyorsun, önceden de arkanı kolladık.
We got a couple of hours left... to prime tanning rays, then I figure maybe we'll grab a steak, hit the club, put your left foot in, shake it all about, then right back here for round two.
Bronzlaşmak için birkaç saatimiz daha var, daha sonra belki biftek yeriz kulübe gideriz, içeriden çıkmayız ve ortalığı dağıtırız... -... sonra da ikinci raund için buraya geliriz.
We're doing everything we can to bring you back, but you've got to do your part.
Seni geri getirmek için her şeyi yapıyoruz, ama sen de kendi payına düşeni yapmalısın.
We've got a shirt, jacket and trousers in the back of your cupboard.
Dolabının arkasında bir gömlek, ceket ve pantolon var.
While we process your results,... we'll take you back to wait. We've got drugs to calm you down. So you don't stress about your fate.
# Sonuçları değerlendirip,... # #... sizi bekletirken,... # #... kaderiniz konusunda sıkıntıya düşmemeniz için... # #... sizi sakinleştirecek ilaçlar vereceğiz. #
We're back, and we've got sheriff candidates Keith Mars and Vinnie Van Lowe telling us why they deserve to be your chief lawman.
Yeniden buradayız ve Şerif adaylarından Keith Mars ile Vinnie van Lowe niçin Şerif olmak istediklerini anlatıyorlar.
And we're going to help you, but you got to rest and get your strength back.
... ama önce dinlenmeli ve gücünü geri kazanmalısın.
You've got 12 doses here, one for every day, and then you'll come back, and we'll harvest your eggs.
Burada 12 doz var, her gün bir tane. Ve sonra geri geleceksin, yumurtalarını toplayacağız.
We got that cop off your back, and I have never felt mose alive.
Peşindeki polisi kandırdık, ve kendimi bundan daha iyi hissetmemiştim.
We barely got offstage when you ran your ass back out there.
Sahneden daha yeni inmiştin. Ve yeniden koşarak sahneye çıktın.
I'll give you some guys to watch your back in case they retaliate, but we've got to let this shit calm down before we make our next move.
Misilleme yapma ihitmallerine karşılık arkanı kollaması için sana bir kaç adam vereceğim, Ama bir sonrkai hamlemizi yapmadan önce durumun sakinleşmesini sağlamalıyız.
But we've got our own professionals who will find them. In the meantime, you just get your head ready to get back to your educaton
Biz de pro olup, onları bulucaz sen bu sırada eğitimine dön.
- We've got your back.
- Arkandayız, Ronnie.
Now that you've got your ass back in gear, we can continue your training.
Kıçını kaldırabilecek duruma gelirsen, biz de eğitimimize devam edebiliriz.
George, we got the results back from the follow-up of your blood count and it's not what we hoped for.
George, kan sayımının detaylı sonuçları da geldi ve hiç de ümit ettiğimiz gibi değil.
We've got your back, Lina.
- Arkandayız, Lina.
We've got your back.
Arkandayız.
I think we need you... So I've got your back for now, But if I were you,
Bence sana ihtiyacımız var bu yüzden şimdilik sana destek çıkıyorum, ama yerinde olsaydım Dünya'yı çevirmek için bir yol bulmaya çalışırdım.
We've got your back.
Senin arkanı kolluyoruz.
Look, we've got a solid business plan, a community itching for legal product, and your buddy C.P., he's got our back.
İnsanlar yasal ürün için yanıp tutuşuyor,.. ... bu konuda ciddi planlarımız var. Ayrıca arkadaşın C.P.'de arkamızda.
Everybody respects your decision to fight this, and we've got your back.
Herkes, savaşma kararını destekliyor, bizler de senin arkandayız.
I got your back. And we're gonna be just fine.
Arkanı kollayacağım ve bunu atlatacağız.
We've got to do something to take him down and get your company back.
Onu aşağıya indirecek ve senin şirketini geri almanı sağlayacak birşeyler yapmalıyız.
- OK, Doctor, we've got your back.
- Tamam, Doktor, sizinleyiz.
We've got your back. Any updates?
Arkanizdayiz.
"but I've got your back. Together we'll take that sucker down."
Birlikte bu yalakayı alaşağı edeceğiz. " havasında anaç dert ortağıyım.
We've got your back.
Arkanızı kollarız.
We've got your back.
Ben senin arkanı kollarım.
we've got 373
we've got plenty of time 29
we've got this 62
we've got time 35
we've got you 66
we've got to go 222
we've got a lot to do 18
we've got a 54
we've got it 85
we've gotta go 80
we've got plenty of time 29
we've got this 62
we've got time 35
we've got you 66
we've got to go 222
we've got a lot to do 18
we've got a 54
we've got it 85
we've gotta go 80