We are not going anywhere translate Turkish
82 parallel translation
We are not going anywhere!
Hiçbir yere gitmiyoruz!
We are not going anywhere until you tell us what you know.
Bildiklerini anlatmadan hiçbir yere gitmiyoruz.
We are not going anywhere.
Hiçbir yere gitmiyoruz.
We are not going anywhere.
Hareket etmiyoruz.
We are not going anywhere until you confess you have the hots for our nanny.
Dadımızdan etkilendiğini itiraf edene kadar hiçbir yere gitmiyoruz.
We are not going anywhere.
Bir yere gitmiyoruz.
So we are not going anywhere until you apologize.
Özür dilemezsen,.. ... hiçbir yere gitmiyoruz.
- We are not going anywhere. I'm not going to work with you?
Hiçbir yere gitmiyoruz.
AND WE ARE NOT GOING ANYWHERE NEAR CARS.
Ve kesinlikle o arabaların yanına bile yaklaşmayacağız
We are not going anywhere, John.
Biz bir yere gitmiyoruz, John.
We are not going anywhere, John.
"Biz" değil John.
No, we are not going anywhere.
- Hayır, hiçbir yere gitmiyoruz.
- We are not going anywhere.
- Hiç bir yere gitmiyoruz.
We are not going anywhere until we get a name.
Bize bir isim söylemeden buradan ayrılmıyoruz.
We are not going anywhere until you tell me about your boyfriend.
Bana erkek arkadaşından bahsedene kadar hiçbiryere gitmiyoruz.
In any case, we are not going anywhere.
Bir yere gittiğimiz yok.
Gibbs, we are not going anywhere.
Gibbs, hiçbir yere gitmiyoruz.
No, we are not going anywhere.
Hayır. Hiçbir yere gitmiyoruz.
Mr. Volker- - We are not going anywhere!
- Hiçbir yere gitmiyoruz!
- We are not going anywhere.
- Hiçbir yere gitmiyoruz.
No no, Scott, we are not going anywhere.
Hayır, hayır, Scott. Hiçbir yere gitmiyoruz.
We are not going anywhere!
Hiçbir yere gitmiyorum!
We are not going anywhere unless I am convinced of our safety.
Güvenliğimizden emin olmadığımız sürece hiçbir yere gitmiyoruz.
Look, we are not going anywhere, okay?
Bak, hiçbir yere gitmiyoruz, tamam mı?
We are not going anywhere.
- Hiçbir yere gitmiyoruz.
Honey, you can have everybody just start unpacking, because we are not going anywhere.
Tatlım, kutuları boşaltma işlemini başlatabilirsin çünkü hiçbir yere gitmiyoruz.
We are not going anywhere without the men we left on the runway.
Pistte bıraktığımız adamlar olmadan oraya gitmeyeceğiz.
With you on this case, we are not going to get anywhere.
Davayla sen ilgilendiğin sürece hiç ilerleme kaydedemeyiz.
- Goodbye... is for when you're going away, and we're not going anywhere, are we?
- Hoşçakal... bir yere gittiğin zaman denir, biz bir yere gitmiyoruz, değil mi?
- We're not going anywhere, are we?
- Bir yere gitmiyoruz, değil mi?
We'll talk about it back home. - We're not going anywhere, until I figure out, where the voices are coming from.
- Bu seslerin nereden geldiğini çözene kadar hiçbir yere gitmiyorum.
And since these cuffs are magnetic we're not going anywhere in a hurry.
Bu kelepçeler manyetik olduğu için, hiçbir yere aceleyle gidemiyorum.
We're not exactly going anywhere, are we?
Vaktimiz bol, bir yere yetişmiyoruz ya?
We're not going anywhere if we are not united.
Birlikte yapmazsak, hiçbir yere varamayacağız.
We're not going anywhere, are we?
Bir yere gitmiyoruz, değil mi?
We are not going anywhere!
Hicbir yere gitmiyoruz!
And, it's Beverly Hills. We are not going to find anything like this cheaper anywhere else. Sweety, people die in houses all the time.
Beverly Hills burası.. ve çok ucuz
We're not going anywhere before these beers are finished.
Biralar bitene kadar hiçbir yere gitmiyoruz.
He rest, i'm... i don't know. Look, whatever the test results are, you know, We're not going anywhere.
Bak, test sonuçları ne olursa olsun,... biz bir yere gitmiyoruz.
Okay, look, I said we would cooperate with you, but they are employees of the SBPD, and they're not going anywhere without my detectives.
Tamam, bak, sizinle işbirliği yapacağız. Ama onlar SBPD çalışanıdır. Detektiflerim olmadan hiç bir yere gitmiyorlar.
We both know you have to be damned unlucky to go like this and we are doctors, so if it scares us, how can I blame people for not going anywhere near him?
İkimizde bu şekilde ölmen için çok şansız olman gerektiğini biliyoruz ve bizler doktoruz, eğer bu bizi korkutuyorsa onun yanına yaklaşmayan insanları nasıl suçlayabilirim?
And i'm not going anywhere, so... what are we gonna do, p.
Ve hiçbir yere gitmiyorum, o yüzden ne yapıyoruz P.Sawyer? Bunu atlatmamıza nasıl yardım edeceğim?
So, these guys are just sitting there with their hood up, so we know they're not going anywhere.
Salaklar öylece oturuyordu. Hiçbir yere gidemezlerdi.
- "We" are not going anywhere.
"İkimiz" hiçbir yere gitmiyoruz.
I'm not going anywhere until we are on the air.
Canlı yayına çıkana kadar hiçbir yere gitmiyorum.
They are not going anywhere, and neither are we.
Ne onlar ne de biz bir yere gitmiyoruz.
We are not... going anywhere.
Hiçbir yere... gitmiyoruz.
I'm not going anywhere, until I know where we are and what the hell is going on here.
Nerede olduğumuzu bilmek kadar ben hiçbir yere gitmiyorum ve ne halt oluyor burada.
Where are we going this time of night? "We're" not going anywhere -
Bir yere gittiğimiz yok.
I'm not going anywhere, and we are gonna debate soon, and I need to warn you, I know my stuff.
Ben bir yere gitmiyorum ve yakında müzakere yapacağız ve seni uyarmalıyım, ben işimi biliyorum.
We're not going anywhere and neither are you.
Hiçbir yere gitmiyoruz, sen de.