We can't wait any longer translate Turkish
131 parallel translation
Look, Marie. It's dawn now, and we can't wait any longer.
Bak Marie, şafak söktü, daha fazla bekleyemeyiz.
We can't wait here any longer.
Burada daha fazla bekleyemeyiz.
But Countess, we can't wait any longer.
Ama Kontes, daha fazla bekleyemeyiz.
We can't afford to wait any longer.
Yeterince bekledik.
We can't wait any longer for Ballard.
Ballard için daha fazla bekleyemeyiz.
Well, we can't wait any longer.
Evet.
- We can't wait any longer, sir.
- Daha fazla bekleyemeyiz efendim.
- We can't wait any longer, Bruno.
- Bruno, daha fazla bekleyemeyiz.
We can't wait for the communicators any longer.
Daha fazla iletişimcileri bekleyemeyiz.
Well, we can't wait any longer.
Pekala, daha fazla bekleyemeyiz.
Then we can't wait any longer. Prepare to beam me aboard the flagship.
- O geminin içine ışınlanmaya hazırlanın.
Listen, we can't wait any longer.
Dünle, daha fazla bekleyemeyiz.
We can't wait for a miracle any longer.
Mucize olmasını daha fazla bekleyemeyiz.
We can't wait any longer!
Daha fazla bekleyemeyiz!
We can't wait any longer.
Daha fazla bekleyemeyiz.
- We can't wait any longer.
Daha fazla bekleyemeyiz!
We can't wait any longer.
Artık sabredecek dermanımız kalmadı.
Damn it! I can't wait any longer Tell me, when can we take action?
daha fazla bekleyemiyorum, ne zaman harekete geçeceğiz?
We can't wait any longer, it's almost time for roll-call
Daha fazla bekleyemeyiz, yoklama saati neredeyse gelmek üzere.
We can't wait for Whitfield any longer.
Whitfield'i daha fazla bekleyemeyiz.
Lillian, we really can't wait any longer.
Lillian, daha fazla bekleyemeyiz.
We can't afford to wait any longer.
Daha fazla bekleyemeyiz.
Cut the crap, we can't wait any longer.
Saçmalamayı kesin. Daha fazla bekleyemeyiz.
We can't wait any longer!
Daha fazla bekleyemeyiz.
We can't wait any longer.
Artık sabrım kalmadı.
We can't wait any longer, Grace.
Daha fazla bekleyemeyiz Grace.
I'd feel better about this if we had a few more ships, but we can't wait any longer.
Birkaç gemi daha bizimle gelseydi daha iyi hissederdim ama bekleyemeyiz.
We can't wait any longer for you to finish repairs.
Tamiratı bitirmenizi bekleyemeyiz.
But we can't wait any longer.
Ama artık bekleyemeyiz.
I'm sorry, sir, we can't wait any longer.
Üzgünüm efendim. Daha fazla bekleyemeyiz.
Then we can't wait any longer.
O halde daha fazla bekleyemeyiz.
- We can't wait any longer for an answer.
- Cevap için daha fazla bekleyemeyiz.
We can't wait any longer
Daha fazla bekleyemeyiz.
We can't wait for Coilette any longer!
Coilette'i daha fazla bekleyemeyiz!
We can't wait any longer, Jonas.
Daha fazla bekleyemeyiz, Jonas.
- We can't wait any longer.
- Daha fazla bekleyemeyiz.
I'm sorry, sir, we can't wait any longer.
Üzgünüm efendim daha fazla bekleyemeyiz.
We can't wait any longer
Chun, seni bekleyemeyeceğiz, tamam mı?
We can't wait any longer.
Daha fazla bekleyemeyiz
Your Reverence, I don't think we can wait any longer.
Ekselansları, daha fazla bekleyebileceğimi sanmıyorum.
Okay, Dorie, we can't wait any longer.
Tamam, Dorie, daha fazla bekleyemeyiz.
If we wait any longer, we have a paralyzed man who can't breathe.
Daha fazla beklersek ve bu şey beyin sapına ulaşırsa nefes alamayacak kadar felçli bir adamımız olacak.
We can't wait any longer, Mr. Luthor.
Daha fazla bekleyemem Bay Luthor.
Summer, we can't wait any longer.
Summer, daha fazla bekleyemeyiz.
We can't wait here any longer!
Burada daha fazla bekleyemeyiz!
It's time for the legions to evacuate the city. We can't wait for civilian stragglers any longer.
Lejyonlarla şehri boşaltmanın tam vakti Arkada kalan hiçbir sivil için daha fazla bekleyemeyiz.
Look, I don't think we can wait any longer on raiding the club. All right.
Öncesinde başka arama yaptı mı?
If we wait any longer, Big Eye, we're not gonna have any choice in the matter. I can't exactly do a U-turn here.
Eğer biraz daha beklersek, Big Eye, bu konuda bir seçim hakkımız olmayacak.
- We can't wait any longer. - OK. I'll be right out.
- Daha fazla bekleyemeyiz.
All right. We can't wait any longer.
Artık bekleyemeyiz.
No, Susanne, we can't wait any longer.
Olmaz Susanne, daha fazla bekleyemeyiz.