We didn't have a choice translate Turkish
102 parallel translation
In those days, with the immigration laws we didn't have a choice.
O günlerde, göçmenlik yasası yüzünden başka bir seçeneğimiz yoktu.
But I didn't have a choice. We're being sponsored.
Ama çok şansımız da yoktu Artık bir sponsorumuz var.
I agreed we didn't have a choice.
Başka bir seçeneğimizin olmadığını söyledim.
We didn't have a choice.
Başka seçeneğimiz yoktu.
I told you we didn't have a choice.
Hiç şans tanımadı. - Çeneni kapat.
- We didn't have a choice, Piper.
- Başka şansımız yoktu, Piper?
We didn't have a choice.
Başka şansımız yoktu.
- We didn't have a choice, Sam.
- Başka seçeneğimiz yoktu, Sam.
- We didn't have a choice.
- Başka şansımız yoktu.
We didn't have a choice, Scott.
Seçeneğimiz yoktu Scott.
I didn't have a choice. We were partners.
Seçeneğim yoktu.Biz ortaktık.
We're sorry, but we didn't have a choice.
Üzgünüz, ama başka seçeneğimiz yoktu.
- Well, we didn't have a choice.
- Eee.. pek seçme şansımız olmadı.
We didn't exactly have much of a choice.
Pek seçim şansımız yoktu.
We saw the ash and the dust cloud roll across the sky and we didn't have a choice.
Külleri ve toz bulutunun Gök yüzünü sardığını gördük, başka seçeneğimiz yoktu.
It was a huge concession, but we didn't have much choice.
Büyük bir ödün, ama pek seçeneğimiz yoktu.
The other place blew up, so we really didn't have a choice.
Diğer yer patladı, fazla seçeneğimiz yoktu.
Didn't realize we have a choice here.
Şeçeneğimiz olduğunu farketmemiştim
We didn't have a choice.
- Başka seçeneğimiz yoktu.
- We didn't have a choice.
- Seçme şansımız yoktu.
We didn't really have a choice, Stanley.
- Gerçekten başka seçeneğimiz yoktu Stanley.
We didn't have a choice.
- Başka şansımız yoktu.
- We didn't have a choice.
- Seçeneğimiz yoktu.
I accepted it because we didn't have a choice.
Kabul ettim çünkü seçim hakkımız yoktu.
We didn't have a lot of choice.
Fazla seçeneğimiz yoktu.
'Cause you know we didn't have a choice, tom.
Çünkü biliyorsun ki, başka şansımız yoktu Tom.
'Cause you know we didn't have a choice, Tom.
Çünkü biliyorsun ki, başka şansımız yoktu Tom.
Buddy, i thought you said we didn't have a choice.
Dostum, başka şansımız yok dediğini sanıyordum.
We didn't want to, but we didn't have a choice.
İstemedik ama başka çaremiz yoktu.
I didn't count on having to wait for a resupply, but we have no choice.
Bir ikmali hesaba katmamıştım ama şu an başka seçeneğimiz yok.
We didn't have a choice, Amy.
Başka seçeneğimiz yoktu, Amy.
If only we didn't have to make a choice.
Keşke bir de seçim yapmak zorunda olmasak.
We came under attack. We didn't have a choice.
Saldırı altındaydık.Başka seçeneğimiz yoktu.
I'm sorry we had to keep you in the dark, but we didn't have a choice.
Seni orada bıraktığımız için üzgünüm ama başka seçeneğimiz yoktu.
I took her inside because I didn't have a choice. So not only do we have no idea where Steve Bartowski is we have an agent who knows all of our secrets free.
Yani, Steve Bartowski'nin nerede olduğu hakkında bir tek bilgimiz bile yokken tüm sırlarımızı bilen, kaçak bir Dayanak ajanımız var.
We didn't have a choice.
Seçeneğimiz yoktu.
We didn't have a choice, Dean.
Başka şansımız yoktu Dean.
We didn't have a choice, he wouldn't cover for us.
Seçeneğimiz yoktu ; lehimizde konuşmayacaktı.
- Shut up! We didn't have a choice.
Başka seçeneğimiz yoktu.
Kid, we didn't have a choice.
Evlât, başka çaremiz yoktu.
Man, how many bodies are we gonna have to disappear for this chick? - Maybe she didn't have a choice.
Bu hatun için daha kaç tane cesedi ortadan kaldıracağız?
Back then we didn't have a choice.
insanların hayatını riske atıyorsun Gibby, ve şimdi bizimkileri de... bunu her zaman yapardık, hatırladın mı?
We didn't have a choice.
Başka çaremiz yoktu ki.
I just didn't feel like I had a choice. You have other options, anti-hyperactivity meds. - We tried those.
pek fazla seçeneğim yokmuş gibi hissettim başka seçeneklerin var anti-hiperaktivite ilaçları... bunları denedik davranışsal terapiler.
It's our job and we didn't have a choice
Bu bizim işimiz, başka seçeneğimiz yok.
We didn't have a choice.
Başka yolu yoktu.
We didn't have much of a choice.
Biz yoktu kadar bir seçim.
We didn't have a choice.
Elden bir şey gelmez.
We didn't have a choice!
Başka seçeneğimiz yoktu!
We didn't have a choice, Caroline.
Seçme şansımız yoktu Caroline.
We didn't have a choice.
Başka çaremiz yoktu.